YEMEK YEMEKTEN ASLA VAZGEÇEMEM

Güncelleme Tarihi:

YEMEK YEMEKTEN  ASLA VAZGEÇEMEM
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2013 08:57

Ezgi Mola, Star TV’nin yeni yarışma programı “Çocuk Oyuncağı”yla ekrana döndü. Ünlü oyuncu, çocukların aileleriyle birlikte yarıştığı bu formatın altından başarıyla kalkacağı inancında. Mola’yla buluştuk, hem yeni programı, hem verdiği kiloları hem de özel hayatındaki son durumu konuştuk.

Haberin Devamı

* “Çocuk Oyuncağı” projesi nasıl doğdu? Size “evet” dedirten neydi?     

- Teklif Endemol yapım şirketinden geldi. Cevap vermeden önce orijinal versiyonunu (Bet On Your Baby) izlemek istedim. İzlerken de oyunculuğu, profesyonelliği bir kenara bıraktım, kendimi daha çok seyircinin yerine koymaya çalıştım. Sonuç olarak çok eğlendim ve denemek istedim. Yapabileceğime inancım da tam.
    
* Öncesinde sunuculuk deneyiminiz var mıydı?

- Sadece birkaç canlı yayın tecrübem oldu, o kadar. Yıllar öncede Işın Karaca’yla müzik yarışma programı yapmıştık ama o da bu işle mukayese edilecek bir deneyim değildi.

* Programın içeriğinden bahseder misiniz biraz?

- En küçüğü 24, en büyüğü 36 aylık bebekler ile anne–babalarının katıldığı bir yarışma bu... İnsan ilk duyduğunda “Bunlar yarışmak için çok küçük değil mi?” diyor, nasıl yapacak diye düşünüyor.

* Evet, aynı şeyi ben de düşündüm...

- O kadar güzel oyun odası var ki, tam bu yaş grubuna göre yapılmış. Ve biz orada çocukları yarıştırmıyoruz, onlar sadece oyun oynuyorlar. Çoğu televizyona çıktığının farkında bile olmuyor. Aileler ise benimle daha çok stüdyoda vakit geçiriyorlar. Yarışmada kazandıkları ödül, çocukların eğitimi için kullanılıyor.

* Bu durumda kimler, nasıl yarışıyor?

- Genelde çocuklar oyun oynuyor, biz de sorularımızı onlar farkına varmadan oyun odasında çıkarıyoruz. Mesela, Tatlı Dillim etabında, aileler oyun odasına girip çocuklarına seçtiğimiz bir atasözünü söyletmeye çalışıyor.

BAŞ BELASI BİR ÇOCUKMUŞUM

* Normalde çocuklarla aranız nasıldır?

- Gayet iyidir. Çocukları severim, onlarla çok kolay iletişim kurarım. Şimdiye kadar beni hüsrana uğratan bir çocuk olmadı.

* Peki siz nasıl bir çocukmuşsunuz?

- Yaramaz (gülüyor)... Hafif bir baş belası durumum varmış yani. Fazla şüpheci ve keşfetmeye meraklıymışım. O yüzden de “Ben denerim, ben yaparım” diye her şeye atlarmışım.

* Siz her yaz bir film çekerdiniz ama şimdi bu program var. Ne olacak?

- Dediğin gibi beş yıldır her yaz bir film çekiyorum. Bu sene de durum değişmeyecek, bu program filmde rol almama engel değil.

* Var mı belli bir proje.

- Var ama detaylar kesinleşmediği için açıklayamayacağım. Çok güzel bir senaryo, ekip de çok iyi. Türü ise romantik-komedi, o kadarını söyleyeyim.

* Çekimler ne zaman başlıyor?

- Ağustosta...

* Yoksa “Celal ile Ceren”in devamı mı bu?

- Yok, bu farklı bir film...

* “Celal ile Ceren” çok iyi gişe yapmıştı, çok ses getirmişti. Onun devamı gelmez mi?

- Doğru, gişe bizi çok mutlu etti, 3 milyon seyirci... Devamı da gelecek. İkincisi için senaryo çalışmaları başladı, beyin fırtınaları yaşanıyor.

* Sizi hep komedi filmlerinde görüyoruz, drama olmayacak mı?

- Ben 2012 kışında Uğur Yücel’le Kars’ta öyle bir film çektim aslında ama Türkiye’de vizyona girmedi. Berlin Film Festivali’nde gösterildi. Eylül ayında vizyona girecek “Soğuk”... Çok ağır bir film. Uğur Yücel hem senaryosunu yazdı, hem yönetti. Orada çok farklı bir karakteri oynadım.

* Peki dizilerde olmama sebebiniz ne?

- Benim tercihim... Çok içime sinen roller olmadı. Ayrıca dikkat edersen yeni dizi de pek yok, var olanlar sürüyor hep...

* Bu sene dizi olmaz mı?

- Konuştuğumuz şeyler olsa da hayır, şu an için öyle bir proje yok.

YEMEK YEMEKTEN  ASLA VAZGEÇEMEM

* Son dönemde epey kilo verdiniz... Nedir sırrınız?

- Pilates yapıyorum. En büyüt etken bu... Ama ben hâlâ o çok zayıf kızlardan değilim. Çünkü ben yuvarlak hatlı tipik bir Türk kadınıyım. Bu durum da hoşuma gidiyor açıkçası.

* Pilates dışında?

- Yürüyüş yapıyorum. İki köpeğim var, onlarla yürüyorum.  

* Diyet yok mu?

- Hayır, ben yemekten asla vazgeçmem. Yemek yemeyi çok seviyorum.

* Özgüven çok fazla galiba...

- Bu özgüvenden mi bilmiyorum. Canım yemek yemek istiyorsa yiyorum. Bunu da ertelersem ne kalıyor geriye. 30 yaşındayım. 36 beden olmak zorunda değilim. Benden böyle bir beklentide olanlar varsa buradan öpücüklerimi iletiyorum (gülüyor).

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!