Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2002 00:00
Sevgili Güzin Abla, geçen günlerde kızınızla ilgili yazıyı okudum. Allah kızınızı size bağışlamış, şükürler olsun. Ama benim öyle bir acıma parmak bastınız ki, size yazmadan edemedim. 6 Temmuz 2002 Cumartesi gecesi Ankara-Eskişehir yolunda 4 Bilkent öğrencisi bu
trafik magandalarının kurbanı oldular. İçlerinden biri de benim canım yeğenimdi. Onları sıkıştıran bir araç yüzünden gencecik yaşta hayatlarını kaybettiler. Ama arabaya herhangi bir temas olmadığı için, bu araç sahibine hiçbir şey yapılamadı. Elimiz kolumuz bağlı acımızı yüreğimize gömdük. Bu kazayı bütün gazeteler yazdı. Televizyon kanalları uzun uzadıya verdiler. İlk gün alkollüydüler diye yazdılar. Ancak yapılan tetkik sonunda hiçbirinde bir damla alkol bulunmadı. İkinci gün haberi düzeltip yazdılar. Şimdi acımızla kavruluyoruz. Bilkent Üniversitesi'nde bir tören yapıldı ve gölet civarına onların adına 4 sedir ağacı dikildi. Böylece onların anısını yaşatmak istedik. Şimdi onları sıkıştırıp kazaya neden olan araç sahibi elini kolunu sallayarak ortalıkta dolaşıyor. O gencecik çocukları toprağa verdik, o ise dünyada keyif çatıyor. Bunu çok iyi anladım ki, bizim ülkemizde ne yazık ki insan hayatının hiç değeri yok. Allah hiç kimseye böyle bir acı yaşatmasın. Ben bu acımı sizinle ve okurlarınızla paylaşmak istedim. Amacım sizleri üzmek değildi. Ama herkesi de bir nebze uyarmayı düşündüm. Sevgilerimle. Ankara'dan Ayfer Y.CANIM okurum, inanın bu yazıyı okurken ürperdim ve gözlerim yaşla doldu. Bir genç kolay kolay yetişmiyor. Böyle bir kayıp ise bir aile için ne büyük bir yıkım. Burada 4 ailenin fidan gibi evlatları gitmiş. Hem de ne uğruna! Bilmem hangi dürtüyle, caka satmak, korkutmak, onların heyecanını görüp keyif almak gibi sapıkça bir eğilimle trafikte, direksiyon başına geçip kendini dünyanın hakimi gören bu acımasız ve aslında zavallı insanlar yüzünden. Dediğiniz gibi yasalar zaman zaman bu tür olaylarda yetersiz kalabiliyor. Ama ne çare? Bana kalırsa trafiğe çıkmak için ehliyet verilirken yalnızca göz muayenesi yapılmamalı. Bence zeka düzeyleri ve gerçek anlamda psikolojik durumları da testlerle incelenmeli. Ona göre ehliyet verilmeli. Böylece ruh sağlığı bozuk, zek*a düzeyi belirli bir ölçünün altındaki kişilere ehliyet verilmezse, sanırım bu tür kazaların biraz olsun önü alınabilir. Ama tabii bu yalnızca bir fikir, kim bunu kale alır ki... Acınızı paylaşıyor ve tüm aileye sabırlar diliyorum sevgili Ayfer hanım.
button