OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 02, 2003 00:00
Beş yıldır Hürriyet'te köşe yazarı olarak yazılar yazan Pakize Suda, yazılarının arasından seçtiklerini Epsilon Yayınevi'nden çıkan iki kitapta topladı. Ağız Tadıyla Sevişemedik ve miş-muş'lardan oluşan Yenmiş Yutulmuş Sözler. Pakize Suda'yla kitaplarını bahane edip hayattan konuştuk.Pakize Suda şarkıcıydı sonra yazar oldu. Yazar Pakize Suda olmak bir avantaj sağladı mı? Ya da dezavantaj?- Dezavantaj sağlar mı, avantaj sağladı. Çok önemli bir şeymiş yazı yazmak. Bir de şarkıcıya iyi gözle bakılmazmış bunu anladım. Ama insanların bana bakış açısı değişti. Yazar olarak kendimi kanıtlayayım, beğendireyim diye göbeğiniz çatladı mı? Yoksa zaten kendinize güveniyor ve ne yapacağınızı biliyor muydunuz?- Göbeğim çatlamadı. Yazı yazdım, bu kadar sevileceğini bildin mi dersen, bilmedim. Pakize Suda kendi yazarlığından memnun mu? Sizi çok memnun eden ya da utandıran yazılarınız oldu mu?- Utandıran yazım olmadı çok şükür, ama memnun eden yazım çok. Yazdıklarınızda samimi misiniz yoksa biraz tribünlere de oynuyor musunuz?- Tribüne oynamıyorum. İçimden geçen şeyleri yazıyorum. Ben okurları da eleştiriyorum zaman zaman. Aman herşeyi anlıyorsunuz, ne şekersin, ne iyisiniz, öptüm sizi, beni bu yerlere siz getirdiniz, demiyorum. Benim öyle bir yapım yok zaten. Çok acayip bir insan sevgim yok benim. İnsanları severim, hümanistim, hiç öyle bir şey yok. Ben çok insan seçerim. Hangisi daha çok para kazanıyor? Gazeteci Pakize, şarkıcı Pakize, oyuncu Pakize?- Şarkıcı Pazike hiç para kazanmıyor, sıfır. Ece'de bedava çalışıyorum, ona verilmiş bir sözüm olduğu için.Neleri hak edip, neleri hak etmediğinizi düşünüyorsunuz?- Daha erken bir yerlere gelmeyi hak ediyordum ama gelemedim. Bir de, çok daha fazla para kazanabilirdim. Ben ismimi hiç paraya döndüremedim. Hakikaten şu ismimle kazandığım paralar hiç tutmuyor birbirini. Böyle olmamalı. Çok parayla oynayan bir Pakize istemezdim ama en azından herşeye biraz daha kolay ulaşmak isterdim. Ben hálá bir parça deniz gören evde oturamıyorsam, ayıp artık yani. Ama artık Pakize de öyle bir evde oturmalı yani. Mesaj yolluyorum, mesajım alınır inşallah. Size atılan kazıkları unutur musunuz? Yoksa intikamın iyisi bin yılda çıkar, diyenlerden misiniz?- Hiç unutmam ama affederim. Kinci değilim. Sakin ve mülayim misiniz? Yılan mı?- Yılan değilim, kimse için kötülük düşünmem, beynimin içinde tilkiler dolaşmaz. Ama herkes kadar yalan söylediğim zamanlar olmuştur. Aşık olduğunuzu şıp diye anlar mısınız?- Anlarım, belli de ederim.Sizi ne dumura uğratır?- Beni dostlarımın attığı kazıklar üzer. Sevgili de kazık atar ama o alır başını gider bir gün, selam bile vermezsin. Ama dostluk öyle değil. 20 YAŞINDA ÇOCUKLARDAN EVLİLİK TEKLİFİ GELİYORBazı yazılarda ipucu veriyorsunuz ama, bugüne kadar niye hiç evlenmediniz?- Hiç evlenmeyi düşünmedim. En büyük aşklarımda, taptığım zamanlarda bile, ah acaba bu beni alır mı, bundan bir çocuğum olur mu, diye düşünmedim. Mutsuz evliliklere şahit olduğumdan mıdır, nedendir bilinmez gelinlikler giyip evlenmek istemedim hiç. Hiç heveslisi olmadım. Evlenme, flört tekliflerinden başka en çok övgü mü, küfür mü alıyorsunuz?- 20 yaşındaki çocuklardan da evlenme teklifi geliyor. O çocukları salak zannetme. Okumuş çocuklar, benim yazılarımı, köşemi seviyor. Beni tanıdığından bana bayıldığından değil. Çok övgü alıyorum, biraz sövgü olsa da biraz cevap versem diye takılıyorum, hep teşekkür edilmez ki... Beceremediğiniz, eksik yanlarınız, korkularınız, zaaflarınız, yenilgileriniz yok mu? - Bir kere hayatın avucundan kaydığını hissediyorsun. Bir de en çok hastalıktan, sevdiğim insanlara bir şey olmasından korkuyorum. Marazi bir durum bu, iyi bir şey değil. Kardeşler kardeşleri biraz kıskanır ya, siz de yazılarınızdan tanıdığımız kardeşinizi kıskanır mısınız?- Biz aile olarak birbirimize deli gibi düşkünüz. Günde 10 kere birbirimizle konuşuruz. Herkes herkesin eve girdiğinden, sokağa çıktığından, her şeyinden haberdardır. Ama annem aşk mevzularımda hiç benimle yüz göz olmadı, hep ablamla
haber yolladı. AÅŸk meÅŸk konularında sizden akıl isteyen okuyucularınız var? Kelin merhemi olsa başına sürer mi diyorsunuz, yoksa kelin bir merhemi var mı zaten? - Öyle bir ÅŸey olsa ÅŸimdi çok mutlu bir insan olmam lazımdı. ‘‘Bütün erkeklerin hadım edilmesinden yanayım, doÄŸası batasıcalar’’ diyorsunuz. Bu ne sevgi?- E, doÄŸru. ÇoÄŸuna kızıyorum. Bana bir ÅŸey yaptıkları için deÄŸil, etrafta yaptıklarını görüyorum. Bayıla bayıla aldıkları kadınları paçavra yapıp bir kenara atıyorlar. Kadınlara da birçok konuda kızıyorum. Vıdı vıdı erkekleri yemelerine, hemen evlenelim demelerine, bir yemeÄŸe çıkmakla acaba bu beni alır mı diye düşünmelerine, kıskanmaları ve sahiplenmelerine...Siz patavatsız mısınız? Dobra mı?- Bazen patavatsızım. Aşırı dobralık iyi deÄŸil. Ä°nsanlar doÄŸruların hepsini duymaktan hoÅŸlanmayabilir, ben de bana çok dobra davranılmasından hoÅŸlanmayabilirim. Bir yazar olarak, ‘‘cızzz bu konuyu yazmam asla’’ diye kendinizi uzak tuttuÄŸunuz tabularınız neler? Yoksa Pakize Suda her ÅŸeyi yazar mı?- Her ÅŸeyi yazmam, özellikle özel hayatımla ilgili. Kendimle ilgili çok açık saçık ÅŸeyler yazamam. Yazana hiçbir ÅŸey demem ama ben yazmam. Annemden utanırım. Yazarlığınızı diÄŸer uÄŸraÅŸlarınızın önüne geçiriyorsunuz, diÄŸer yaptığınız iÅŸleri küçümsüyor musunuz? Özellikle yıllarınızı verdiÄŸiniz ÅŸarkıcılığı? - Hayır. Ben küçümsemiyorum, insanlar küçümsüyor. Benim yaptığım iÅŸlerin hiç biri kolay deÄŸil. Üç beÅŸ kiÅŸi hariç herkesi küçümsüyorlarmış ÅŸarkıcı olarak, bunu anladım. Ama herkese saygı duymak lazım, ne sahneye çıkmak kolay, ne oyuncu olmak kolay, ne de yazı yazmak kolay. Oyuncu Pakize Suda ne yapıyor? Nasıl tepkiler alıyor? Daha önce hangi rollerde, hangi filmlerde oynadınız?- 10 tane filmde oynadım. Ama öyle soyunmalı, öpüşmeli filmlerim hiç yoktur. Hep ısrar üzerine oldu. Bir kere Emel Sayın'ın kız kardeÅŸini oynamıştım. Kötü kadın rolleri de deÄŸil ama baÅŸrol de olmadı hiç. Türk sinemasında Filiz Akın'dan baÅŸka masum sarışın kadın yoktur. O da öyle olmayabilirdi ama kocası Türker Ä°nanoÄŸlu'ydu.Ä°ÅžTE BENÄ°M KAHRAMANLARIMBekir Abi (Gür) beni Ä°stanbul'a taşıyan adamdır. Hayatımın en radikal kararını almamı saÄŸlayan insandır. Küçücük bir çocukken Ä°stanbul'a gelme kararı, aldığım en büyük karardır hayatımda. Gazeteci babam Orhan Suda, yazı yazmam için ısrar eden Orhan Olcay ve beni kabul eden, bütün kapıları açan, önüme siper olan ErtuÄŸrul Özkök.BAZI ARANANLAR VAR AMA CEVAP YAZMIYORUMPolemiÄŸe mümkün mertebe girmemeye çalışıyorum. Okur zaten bir tane gazete alıyor, polemikler onları ilgilendirmiyor. UÄŸraÅŸmadığım ÅŸeyler vardır. Mafya falan, uÄŸraÅŸmam öyle ÅŸeylerle. Bazılarını da bilhassa yazmıyorum. Bazı arananlar var, ısrarla bana bir ÅŸey söyleyip, benden cevap isteyenler var. Ben de, inadıma cevap vermiyorum. Biri ÅŸarkıcı kadın bir yazar, biri de bir erkek. Ona da cevap yazmıyorum. AHMET ALTAN YAZILARIMI BEÄžENÄ°YOR ORHAN PAMUK ÖÖÖYLE BOÅž BAKIYORHakkında kötü yazdığınız diÄŸer camialardan sanatçı, edebiyatçı birileriyle yüzyüze gelince ne olur?- Ahmet Altan çok beÄŸeniyor yazılarımı, hemen sokuÅŸturayım bu arada bunu. Milenyuma girerken aÅŸk mektupları yazmış, gazetede ek olarak vermiÅŸtik. Orada bir yazı yazmıştım ve ‘‘Bu ceket herkese bol geldi’’ demiÅŸtim. Sonra bir baktım mailime, ‘‘O ceket bana olur, Ahmet Altan’’ yazıyor. Hemen o beni buldu, ben onu buldum, telefonlaÅŸtık birbirimizle. Mesela Orhan Pamuk'la karşılaşıyorum. Öööyle bakıyor, ‘‘bugün yazınızı okudum, yazınız ne hoÅŸ ya da ne boş’’ demedi. Bu kadar mı boÅŸ bakar bir adam yahu? Ben de sonra diyorum ki, bu yazıların ardındaki böyle biri çıkıyorsa, ben niye bunu okuyorum? Protesto edeyim kardeÅŸim, okumayayım oluyorum. Beni tanımıyor olabilir, kesin tanımıyor. Veyahut da tanıyor, boÅŸ bakıyor. Geç bir gün karşıma, ‘‘seni hiç okumuyorum, ya da okuyorum’’ de. Elli yerde de karşılaÅŸtık halbuki. Zannediyorum beni tanımıyor. BURUN KIVIRANLARIN ÇOÄžU YAZAR ÇİZER TAKIMINDANYüzüme karşı söylenmiÅŸ bir ÅŸey yok ama beden dili denen bir ÅŸey var. Hissediyorum hakkımda ne düşündüklerini. Yazar çizer takımından daha çok çekiyorum ben. Allahtan bizi okurlarımız kurtarıyor. Onların eline kalsaydık insanı bir kaşık suda boÄŸarlardı. Geçen akÅŸam tanınmış biri, Ece'de sahneden indiÄŸimde yanıma geldi, sen bugünkü yazında ne anlatmak istemiÅŸsin, anlamadım dedi. Yorgun argınım. Bir daha oku anlarsın dedim. Biliyorsun ki, bu kadın gözüyle diyor ki; ben seni kıskanıyorum, orta yerimden çatlamak istiyorum. Geçenlerde, ‘‘Düşünceye saldıramıyorlar, düşünene saldırıyorlar’’ diye bir laf duydum, çok hoÅŸuma gitti. Şöhret denen ÅŸey aslında önemli bir ÅŸey biliyor musun? Hepsi de tanınmak, sevilmek istiyor ama yok. Ne yapsalar olmuyor, olmuyor! MÄ°Åž-MUÅž'LAR BAÅžINI AÄžRITIYORMiÅŸ-muÅŸ'larla başınız ne kadar belaya girdi?- Adalet Bakanlığı'yla başım belaya girdi, bir yorumumdan dolayı beni dava ettiler. Bir de Tansu Çiller beni mahkemeye vermiÅŸti o kadar. Onun dışında çok gülüyor, ‘‘o, bugün benle eÄŸlenmiÅŸsin’’ diyorlar. Hakkında kötü yazdığınız siyasilerle karşılaşınca neler oluyor?- Hemen sabah sabah arıyorlar. Hangi siyasiden bahsedersem bahsedeyim hemen arıyor, ‘‘o öyle deÄŸildi, böyleydi’’ diye izahat veriyorlar. Â
button