YAZILARA SORULAR VE YAZARLARA MAKAMLAR Bir çilek aldım bahçeden.Durup dururken kustum.M. Eda Alanson Bingöl;21. Yüzyıl - Çilek AkımıHerkes Londra'da, Paris'te,

Güncelleme Tarihi:

YAZILARA SORULAR VE YAZARLARA MAKAMLAR Bir çilek aldım bahçeden.Durup dururken kustum.M. Eda Alanson Bingöl;21. Yüzyıl - Çilek AkımıHerkes Londrada, Pariste,
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 19, 2000 00:00

YAZILARA SORULAR VE YAZARLARA MAKAMLAR Bir çilek aldım bahçeden.Durup dururken kustum.M. Eda Alanson Bingöl;21. Yüzyıl - Çilek AkımıHerkes Londra'da, Paris'te, Edinburg'da okur mu? Yazarların bir yazı odası olur mu? Ä°nsan annesinden, babasından veya her kimden aldığı bal rengi gözü, kumral saçı ballandıra ballandıra her kitapta anlatır mı? Yazar, kendine bir yazar stili vermekten çok mu mutluluk duyar? Mesela acaba yazar kahveyle, çevreyle, demokrasiyle bütünleÅŸmiÅŸ bir insan mıdır? Bir nevi yani "duyarlı" bir insan mıdır? Allahın belası "esrik" midir yani? Sıradan bir kiÅŸi olamaz mı? Esrik kelimesi tüm edebiyat dergilerinde mi insanın karşısına çıkar? Neden kaldırılmaz Türkçe'den? Neden kırılgan, esrik, üzünç gibi kelimeler kullanıla kullanıla aşınır? Ve neden hala burjuvazi, neden hala sosyal, kültürel eksiklik utançları? Isıtılmış ve ucuz isyanlardan beslenen yazılar bunlar. Gerçek diyalogları anlatmayan diyaloglar örnekleri. Sürekli kendisinden ipuçları veren. Sıradan görünmekten ödü patlayan. Bir yazar stili ve endiÅŸesi içinde. Sürekli bir stil endiÅŸesi içinde. Suni öfkelerle, hüzünlerle, kelimelere dökmekte güçlük çektikleri entellektüel görüşleriyle. Düşünsel orgazm diyorsun, Aragon'dan bahsediyorsun. Çok asisin!. Pek bir hoÅŸsun. Çok çok hoÅŸ bir kadın yazar durumusun. Elbiseler asık yüzlü olur mu? CoÅŸkulu kadın bu kadar mı makbuldür? Aykırı ve asi, mutlak feminist mi olmalıdır? Aydın mıdır bu kiÅŸiler? Karanlık mıdır?Gerçekçi olmaktan uzak, havai olmaktan uzak, zorla mesaj yedirmeye ve kendini muhteÅŸem bir zeka içinde göstermeye çalışan suni diyaloglar, çilek akımında zemmedilirken aÅŸağıdaki örnek verilir. Bu örnek çilek akımı tarafından, milletimizin kaçınması gereken diyalog türünü açıklayabilmek için CAZ MÃœZÄ°K dinlerken yazılmıştır. Zaten ciddi bir yazarın kesinlikle "I'm a barbie girl in a barbie world" ÅŸarkısını dinlememesi gerekir; Annem bana bakarken, onun yaÅŸlı ve yeÅŸil susamuru gözlerinde onunla fasülye ayıkladığımız günlerdeki merhameti görmüştüm. Fakat yine de çoktandır kullanılmamaktan yıpranmış beyin hücrelerim lirik duygularımızı örseleyecek bir tartışma baÅŸlatmamdan beni alıkoymamıştı. "Neyin var Hülya?" dedi annem. "Erkek arkadaşından mı ayrıldın?" "Anne bir kadın için en büyük mesele ne erkek arkadaşı ne kocası deÄŸildir. Ä°ktidar iliÅŸkileri içinde fazlaca yorulan ve cinsel kimliÄŸini hala bulamamış, yerel ve global kiÅŸilik mücadelesini verememiÅŸ, gençliÄŸin deÄŸil bilgeliÄŸin en mühim erdem olduÄŸunu kavrayamamış bir insan mı zannettin beni?. Ä°nanır mısın artık bu kapitalizm hegamonyasından yoruldum. Mikrobazda iÅŸletmelerin tam rekabet ÅŸartları altında büyümesine olanak saÄŸlamıyor biliyorsun. Bu açık seçik gelir adaletsizliÄŸi de toplum bilincini yaralayacak sonuçlar doÄŸuruyor. Benim bu duruma çok içim sıkılıyor. Sanki esrikleÅŸiyorum. Hüzün basıyor akÅŸamlarıma." Yazar (Hülya adlı arkadaşımız bizzat olsun) tabii ki kahvesinden bir yudum alıyor. Bir yazar kahvesi bu. Söylevini sürdürüyor. Bu bir nutuk falan deÄŸil. Sadece bir sohbet!. Üç noktalı konuÅŸan bir kadının sohbeti. Çilek akımı bu tür sohbetlerden kurtulmaya çalışmaktadır. Çünkü çok aydın olan bu sohbetlerden bıkmıştır artık. Derin korkularına basit çözümler arayan tek temsilcisi Eda hanım fenalık geçirirek bir köşeye yığılmıştır. Çiçek ve çilek kolonyası ile ayıltılmaya çalışılan zavallı kızcağıza korkusunun üstüne gitmesi amacı ile kimliÄŸi belirsiz bir kiÅŸi tarafından (16 yaşında duygusal bir kız olduÄŸu söyleniyor) Ayın En Çıplak Günü isimli kitap uzatılmış, oradaki "Bir kadının yaÅŸamındaki iki büyük an, aşık olduÄŸu ve sevdiÄŸini terk ettiÄŸi andır" cümlesini okur okumaz tekrar aynı yere yığılmıştır. Son sözleri ÅŸu olmuÅŸtur; "Anasını satıyım."Anasını satıyım dediÄŸi için "Kimin anası" gibi sorular sorulmuÅŸtur. Sonra üç editör ve beÅŸ Türkçe hocası üstüne çullanmıştır zavallının. Yazmak. Yazmak sadece kendin için yapılan bir mezar taşıdır. Kendini unutmamak için. Ä°simsiz ve tarihsiz bir ruh olarak, diÄŸerlerine yapışarak ortada dolaÅŸmamak için. Gençleri aydınlatma amacıyla, onları "aydın" mertebesine taşıyabilmek için yazılan diyaloglar, yemeÄŸe biraz da curry sosu koyar gibi bir hikayenin içinde ne aramaktadır? Bu tür suni diyaloglar çilek akımını ancak ve sadece yorar. Güzel bir aÅŸk hikayesinden veya gerçek bir bilimsel analizden insanı yoksun bırakır. Çilek akımı kendini tutamaz ve sorar; Dalga mı geçiyorsunuz? Siz kimle dalga geçiyorsunuz?Bir ÅŸey daha söyleyeyim. Yazmak. Yazmak normal bir ÅŸey deÄŸildir. Kelimeleri tekrar etmek de öyle. Bir zaafı, bir dakikayı tasvir etmek için saatler boyu uÄŸraÅŸmak. Neden öldüğümüzü ve ölmediÄŸimizi düşünmek. Yazmak. Tekrar etmek sonra. Kendini. Hep dinlenen bir ÅŸarkı gibi. Normal bir ÅŸey deÄŸildir. Dalga denizde, ayıp yatakta olur gibi bir ÅŸeydir. Pek sevdiÄŸiniz kaos ve ruh hali. Aslında yoktur. Bir boÅŸluÄŸa sözcüklerin yanlışlıkla düşmesinden ibarettir. Sabah nereye uyandığını bilmeden uyanmak gibidir. Sadece açlıktır yani. Aç aççıların açlığı. Bilemiyorum, belki de kadınlar bigudi takmalı. Alyans takmalı. Lahana dolması sarmalı. Sonra temiz bir kefende defnedilirken arkalarından aÄŸlanmalı. Mezarlarına sevdikleri kelimeler koyulmalı. Esrik dememeli o gün. Yazın, yazım, öğe, tinsel kelimeleri konuÅŸma ortamında bulunmamalı. Çıt çıkmamalı. Åžampuan, parÅŸomen, serin, marmelad gibi kelimelerle konuÅŸmalı ancak. Halbuki ile devam eden baÄŸlaçlar bulmalı. Bir çilek yüzünden biten aÅŸkın hikayesi anlatılmalı. Evet mutlaka öyle birÅŸey. Eda ALANSON - 19 Nisan 2000, ÇarÅŸamba Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!