Yazarlıktan kazanılan paranın tadı başkadır

Güncelleme Tarihi:

Yazarlıktan kazanılan paranın tadı başkadır
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2003 00:00

Kitaplarıyla ÅŸimdiye kadar pek çok ödül alan Orhan Pamuk'un kazandığı son ödülün bir farkı var: Prestijinin yanı sıra parasal açıdan dünyada bir kitaba verilen en büyük ödül olması. Ä°rlanda Cumhuriyeti'nin baÅŸkenti Dublin tarafından altı yıldır verilen 100 bin Euro (170 milyar lira) deÄŸerindeki Impac-Dublin ödülü bu yıl Benim Adım Kırmızı romanının Ä°ngilizce çevirisine (My Name is Red) verildi. Ödül parasının dörtte birini kitabın çevirmeni ErdaÄŸ Göknar alacak. Orhan Pamuk ödülünü 14 Haziran'da Dublin Kalesi'nde Ä°rlanda CumhurbaÅŸkanı'ndan alacak. Orhan Pamuk zaten Türkiye'nin kitapları en çok satan, dolayısıyla en çok kazanan birkaç yazarından biri. Bir yazarın parayla iliÅŸkisi nasıldır? Hayatını nasıl deÄŸiÅŸtirir, nelere para harcar? Ä°ÅŸte bu kez Pamuk'la edebiyat yerine para üzerine konuÅŸtuk.Ödülü aldığınızı öğrendiÄŸinizde neler hissettiniz?-Çok güzel bir duygu, dünyanın çeÅŸitli yerlerindeki arkadaÅŸlarımdan, dostlarımdan tebrik telefonları geliyor sürekli. Amerika'daki ilk editörüm aradı. Transfer olup onu terk etmiÅŸtim. Bana kızgındır zannediyordum. BaÅŸka yayınevine geçtikten sonra çıkan kitaplarımı da okumuÅŸ. Bu beni çok mutlu etti. O, 1950'lerde Jean Paul Sartre'ın falan da editörüdür. Yurt dışından daha çok tebrik telefonu aldım doÄŸrusu. Türkiye'den daha pek bir ses yok.Bir kıskançlık mı söz konusu? Olur mu yazarlar arasında böyle ÅŸeyler?-Olur. Ben de kıskancımdır. Kıskanç oldukları için yazarları kınamam. Benim de dünyada bazı yazarları kıskandığım dönemler olmuÅŸtur. Kıskançlığı insani bir zaaf olarak görürüm ama kıskançlığı göstermeyi aptallık sayarım. POSTMODERN ÅžAÅžKINLIK ROLÃœ YAPTIMNasıl öğrendiniz ödülü kazandığınızı?-Dünyada bir Oscar krizi var. Sosyologlar ve psikologlar herhalde bunu yazarlar. Artık bütün ödülleri Oscar ödülleri gibi vermek istiyorlar. Herkes toplanacak, bir zarf açılacak, ödüle aday olanlar da orada olacak. Bu ödülü de aynı ÅŸekilde açıklamak istediler. Bana da, pazartesi günü aday gösterilen 135 kitap arasından seçilen sekiz kitabın yazarı telefonda hazır bulunacak dediler, on kere tembihlediler, fakslar çektiler. Bu hiç hoÅŸuma gitmemiÅŸti. Derken pazar günü telaÅŸlı bir telefon geldi bir kadından. Ödülün basın sorumlularından biriydi. Ä°ÅŸte Orhan Pamuk siz misiniz, Ä°ngilizceniz iyi, biz yarın ödülü açıklıyoruz, lütfen ÅŸu saatte siz de canlı yayında telefonda bekleyin, diye. Ben de böyle beklemek istemediÄŸimi, bunun son derece tatsız bir ÅŸey olduÄŸunu belirttim. Kazandıysam söyleyin de ona göre bekleyeyim, dedim. Kadın kıkırdamaya baÅŸladı ve kimseye söylemeyeceÄŸime yemin ettirerek sen kazandın diye çığlığı bastı. Ben de o gerilimden kurtuldum ve kazandığımı o zaman öğrendim. Tabii kadın ertesi gün canlı yayında ilk defa öğrenmiÅŸ biri olarak rol yapmamı istedi. Ben de ona merak etmeyin size yarın çok güzel postmodern bir ÅŸaÅŸkınlık yaparım diye söz verdim ve ertesi gün de bunu yaptım.Benim Adım Kırmızı tüm dünyada yarım milyona yakın satmıştı zaten. Telif gelirini ödülden aldığınız parayla kıyaslar mısınız?-Åžimdiye kadar kitabın telifinden aldığım para, ödülünkinden daha çok. DoÄŸrusu bu ödülün parası büyük ama ben iÅŸin bu kısmıyla çok da fazla ilgili deÄŸilim. Parası büyük olduÄŸu için ne yazık ki kitaba ilgi daha çok olacak. New York Times'ta, ÅŸurada, burada söz ediliyor ödülden. Ne bileyim, iÅŸte Picasso'nun ÅŸu tablosu açık artırmada bilmem ne kadar satılmış denilince bu konuyla hiç ilgilenmeyen insanlar da bakıyor ya, böyle bir ilgi oluyor.Ä°MZALADIÄžIM KÄ°TABA GÖRE SATIÅžI HESAPLAMAYA ÇALIÅžIRDIMTürkiye'nin ÅŸu anda en çok kazanan yazarısınız. Åžimdiye kadar yazarlıktan ne kadar kazandığınızın hesabını yaptınız mı hiç?-Hayır, bunun hesabını yapmadım. Bu soruyu ödül kazandığımın açıklandığı anda Ä°rlanda gazetelerinden de sordular. SöylediÄŸim ÅŸuydu: Ben yazarlığa baÅŸladığımın ilk on yılında (ki sekiz yıl kitaplarımı bile bastıramamıştım) neyle geçineceÄŸimin derdindeydim. Utanıyordum, çünkü annem babam bana para veriyordu. Ondan sonraki on yıl böyle bir problem olmadı, kazandığımı harcıyordum. Åžimdi yazarlığımın otuzuncu yılındayım. Son on yılda da kazandığım parayı nasıl harcayacağım diye dertlenmek istemiyorum. Parayla iliÅŸkisi nasıldır Orhan Pamuk‘un?-Bütün yazarlarınkine benzer. Bütün yazarlar iÅŸe, yazarlıktan para kazanılmaz diye pinti bir hayata hazırlanarak baÅŸlarlar. Kitaplarımın ilk çıkmaya baÅŸladığı yıllarda evlenmiÅŸtim bir de. O zaman imza günlerine giderdim, ÅŸu kadar kitap imzaladım, demek ÅŸu kadar satıldı diye kafamın bir köşesiyle hesaplamaya çalışırdım. Bütün yazarlarda olan, yarısı ünlenmekle ilgili, bir kısmı da gerçekten parayla ilgili olan ÅŸey bende de vardı. Yazarlarda, yaratıcı kiÅŸilerde kötü bir egoizm de vardır. Yalnızca kendi çıkarlarına, kariyerlerine, kendi baÅŸarılarına yönelirler. Kendi içinde özel bir ÅŸeyleri olduÄŸuna inanan insanlar yazarlık iÅŸinde saÄŸ kalırlar. Herkese yardım peÅŸinde koÅŸanlar dağılarak giderler. Bütün bunlar, pek çok yazarda gördüğüm ama ayıplamadığım pintilikler, küçük çıkar peÅŸinde koÅŸmalar, paraya düşkünlükler. Yazarların, yazarlıktan kazandıkları parayı bir itibar olarak, yazarlığını topluma kabul ettirme ölçüsü olarak görürler. Bir yazara gidin, yazarlıktan yüz lira mı kazanmak istersin, yoksa demir ticaretinden beÅŸ yüz lira mı deseler, yazarlıktan kazanacağı yüz lirayı tercih edecektir. Yazarlıktan kazanılan paranın tadı genç bir yazar için de benim için de baÅŸkadır.Åžu an artık yazarak çok rahat yaÅŸayabilecek duruma geldiniz. Yazar pintiliÄŸi devam ediyor mu?-Hayatımda hiçbir deÄŸiÅŸiklik yok. Buna yazar pintiliÄŸi demem. Özellikle kitap almaya çok para harcıyorum. Parayı, hayatı zorlaÅŸtıracak engelleri ortadan kaldıran bir ÅŸey olarak görüyorum. Vakit satın aldığım bir ÅŸey. Ama öte yandan, çok param var gidip kendime altından bir tuvalet yaptırayım demiyorum. Paraya baÄŸlı bir eziklik yok içimde. Bütün o takıntılarımı son on yılda tatmin ettim. ŞÖHRET BAZI EZÄ°KLÄ°KLERDEN Ä°NSANI KURTARAN BÄ°R Ä°LAÇTIREn lüks harcamanız nedir sizce?-Belki kitaba verdiÄŸim paradır. Ya da bir Ä°stanbullu olarak eskiden pahalı gördüğüm lokantalara gidebiliyor olmam. Seyahatte olabilir. Belki param var istediÄŸim yere gitmek için, ama vaktim var mı? Benim için hayatta artık sorun para deÄŸil vakit.Yaz tatiline çıkar mısınız?-Her sene Heybeli’ye gidiyorum. Orada da günde 12 saat çalışacağım, yeni kitaplarımı yazıyorum çünkü.Ama tatil deÄŸil ki bu...-Bakın, benim her ÅŸeyim olsa, yine ÅŸu an yaptıklarımı yaparım. Bir ödev gibi de yapmıyorum bunu, eÄŸleniyorum böyle. Para, içinizdeki ezikliÄŸi, öfkeyi, insanı sanatçı yapan ikinci sesi, hırsı, hıncı, hálá yaÅŸadığınız kanıtlama isteÄŸini azaltmıyor. Ãœn belki bunları biraz azaltıyor ama para deÄŸil. Ä°nsanın yaÅŸadığı ruhsal bunalımlara karşı en iyi ilaç ündür. Ãœn insanı o tür ezikliklerden kurtarır. Bir kalabalık salona girince üzerimden terler akar, suratım kızarır, gözlüklerim nemlenir, konuÅŸamazdım. Çok açık bir ÅŸekilde ün, benim bunları aÅŸmama yaradı. Para deÄŸil. Müzik benim içime iÅŸlemiyor bunu bana sinema yapabiliyorKızınıza zaman ayırabiliyor musunuz?-Heybeliada'ya zaten ona yakın olmak için gidiyorum. Bu sene keyif için birlikte Paris'e gittik, dört günümüzü Louvre'da geçirdik. Hayat bana böyle zevkli geliyor. Ä°ran'a gittim, yanımda hep bir defter vardı. Belki Ä°ran hakkında bir yazı yazarım diye notlar tuttum. Oyuncağını yanında taşıyan biri gibiyim. Ayrıca doymuÅŸ da deÄŸilim kitaplarımın okunmasına, yazmaya. Sigaraya beÅŸ yıl sonra baÅŸladım ama yine bırakmak istiyorum. Çünkü çok yaÅŸamak istiyorum, hayattan büyük zevk aldığım için deÄŸil, bu kitapları yazmak için.Yazmaktan, çalışmaktan yorulduÄŸunuzda nasıl dinlenirsiniz?-Benim için en güzel ÅŸey bir filme gitmektir. Benim Adım Kırmızı'yı bitirmek için harıl harıl çalıştığım dönemdi 1998 sonbaharı. Kitabın beÅŸinci okumasını yapıyorum, gözlerim kan çanağına dönmüş... Spielberg'in Er Ryan'ı Kurtarmak filmine gitmiÅŸtim. Ne kadar mutlu oldum filmi izleyince. Beni mutlu eden ÅŸey kendimden ve ÅŸimdiden kaçabilmektir. Müzik benim içime iÅŸlemiyor, bunu bana sinema yapabiliyor, bazen de resim.Ä°lk ödülümü Antalya Belediyesi vermiÅŸti, bu beni yazar olacağıma inandırdıKitaplarımı ödüller sayesinde yayınlayabildim. Cevdet Bey ve OÄŸulları, Milliyet Roman Ödülü'nü kazanınca yayımlanabildi. Ardından Orhan Kemal Roman Ödülü'nü alınca tanınmaya baÅŸlandım. Ä°lk ödülümü de 1974'te Antalya Belediyesi'nin açtığı bir hikaye yarışmasında almıştım. O ödül beni yazar olabileceÄŸime inandırdı. 23 yaşındaydım ve yazarlıktan kazandığım ilk ÅŸeydi. Bir de uçak bileti vermiÅŸlerdi. Bu beni çok etkilemiÅŸti.SONBAHARDA Ä°STANBUL ÃœZERÄ°NE BÄ°R DENEME KÄ°TABIM ÇIKACAKÄ°ki projem var. Birincisi bu sonbahar yayınlamayı düşündüğüm Ä°stanbul kitabı. Bu bir deneme. Yahya Kemal'den Tanpınar'a, son 150 yılda Ä°stanbul fikrinin oluÅŸması üzerine bir kitap olacak. Kitabın yarısı bu fikrin oluÅŸumu, yarısı ise benim hatıratım. Ama 20-21 yaşına kadar bendeki Ä°stanbul fikrinin oluÅŸması üzerine kurulu. Roman ise, 4-5 yılda yazdığım iddialı kitaplarımdan biri. On yıldır düşündüğüm bir konu ama daha fazla bilgi veremem bu konuda. Ama romanın en azından daha bir iki yılı var. Haziran ayında Kar'ın çevirisi bitiyor. Onları düzelteceÄŸim, sürekli bir koÅŸturmaca yani. KÄ°TAP ÇIKTIKTAN ÜÇ AY SONRA SESSÄ°ZLÄ°K OLUYOR O NOKTADA YAZAR TECRÃœBESÄ°ZSE DEPRESYONA UÄžRARBir kitap çıkınca arkadan gelenin yarı yarıya oluÅŸmuÅŸ olması gerekiyor. Çıkan her kitap için fazla medyaya çıkıyorsunuz, sahnede oluyorsunuz. Ä°yi kötü yuhalamalar ve alkışlamalar alırken birden bir sessizlik oluyor. Üç ay sonra hepsi unutuluyor. Yazarlar eÄŸer tecrübeli deÄŸillerse orada bir depresyona uÄŸrarlar. Åžovu baÅŸkaları devralmıştır çünkü, kimse arayıp sormaz sizi. Ben de o zaman Ä°ngiltere'de yeni çıkan kitabım için röportaj yaparım diyorum. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!