Yazar yalan söylerse!

Güncelleme Tarihi:

Yazar yalan söylerse
Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2007 11:37

Zayıf karakterli insanlar, oyunu kurallarına göre oynadıklarında kazanamayacaklarını anlar ve sonra yalana, iftiraya, üçkağıda başvururlar. 1970’lerde yaşanan gerçek bir olaydan yola çıkılarak sinemaya aktarılan Sahtekar’ın ana karakteri yazar Irving de içinde yaşadığı kıskançlıkları ve fırtınaları dindiremeyince çareyi sahtekarlık yapmakta buluyor. Irving, ünlü olmak, adından söz ettirebilmek için Amerika’nın en fazla merak edilen ama ulaşılması imkansız kişiliklerinden olan Howard Huhges ile görüşerek, onun hayatını yazdığını iddia ediyor. Yayınevine kitabı satmak ve iddialarını ispatlamak için daha fazla yalan söylemek zorunda kalınca da haliyle işler içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Zeka ve üçkağıtçılık birleşince ortaya nasıl sonuçlar çıkar ve yalancının mumu nereye kadar yanar merak ediyorsanız, Sahtekar’a buyurun.

Haberin Devamı

THE HOAX

SAHTEKAR
Yön:  Lasse Hallström

Yazar yalan söylerse

Oyn: Richard Gere, Alfred Molina, Marcia Gay Harden, Hope Davis
Tür: Komedi - Dram
Süre: 115 dk.

Herkes gibi siz de gün gelmiş yalan söylemişsinizdir.

En azından günahtan sayılmadığı düşünülerek daha da bir rahat başvurulan birkaç beyaz yalan tecrübeniz olmuştur.

Beyaz yalanlardan sahtekarlık, üçkağıtçılık olarak nitelendirilebilecek ciddi yalanlara geçiş ise neyse ki çoğumuzdan uzak.

Neyse ki dememin asıl nedeni yalana bir kez başlandı mı ardının arkasının çorap söküğü gibi geliyor olması. İpin ucu kaçmaya görsün. Alışkanlık, beceriyi, yakalanmamayı başarıyor olmak yeni yalanları getirebiliyor.

Haberin Devamı

Yalancının mumu nereye kadar yanar derseniz, konuyu açmamızı sağlayan Sahtekar adlı filmin sonunu söylemek olmaz diyerek kaçamak bir cevap vermek durumundayım.

Ama parantez içinde de olsa mumun yanma süresinin yalancıya göre değiştiğini söylemek gerek.

Neyse, dediğim gibi, 1970’lerde hayali röportaj gerçekmiş gibi gösterilerek yazılmış bir kitaptan yola çıkan filmimizin adı Sahtekar.

Başrolde Altın Küre ödüllü usta oyuncu Richard Gere var.

Gere, başarıyı, şöhreti bir türlü yakalayamayınca işi yalana dolana döken Clifford Irving adlı yazarı canlandırıyor.

Şöhret tutkusunun ne fena bir şey olduğunu Irving başarı beklediği anda yere çakılınca anlıyoruz.

Tüm dünyası bir anda başına yıkılınca önce etrafa saldırmaya başlıyor. Sonra da kendini yalanlar üzerine kurduğu bir düzenin içinde buluveriyor. Ulaşılması zor milyarder Howard Hughes ile röportaj yaptığını ve hayat hikayesini yazdığını iddia eden Irving, kısa sürede kendini hem siyasi hem de hukuksal çıkmazların içinde buluyor.

 BU DA ASPARAGAS KİTAP

Yazar yalan söylerse

 Martin Scorsese’nin Göklerin Hakimi (The Aviator) filmini hatırlayanlar olacaktır. Amerika’da hakkında en fazla şey söylenen, en merak edilen kişilerinden biri olan Howard Hughes’ün hayatını anlatan film, ünlü milyarderin uçaklara, filmlere ve aşka olan tutkusundan hastalık derecesine varan titizliğine, saplantılarına kadar pek şey aktarmıştı bizlere.

Haberin Devamı

Göklerin Hakimi’ni izlemiş olmak Sahtekar için iyi bir referans. Hughes hakkında bildiklerimiz, hikayesini Hughes üzerine kuran bu filmde hayli işe yarıyor. En azından Hughes’un neden ulaşılamaz olduğunu biliyor oluyoruz. Kimselerle görüşmeyen, evinden dışarı çıkmayan Howard Hughes basına ya da herhangi bir yazara konuşacak biri değil.

Çok iyi biliyoruz ki bu gizemli adam üzerine yazıldığı iddia edilen bir kitap ancak asparagas yazılarla dolu olabilir.

 GERE VE MOLINA İYİ BİR İKİLİ OLMUŞ

 Sahtekar, karakteri bozuk ama zekası ortalamanın üzerinde birinin yalanların içinde boğularak nasıl çıkmaza düştüğünü tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bir film.

Haberin Devamı

Irving battıkça batıyor ama her dibe vuruşta bir ayak vuruşuyla başını bataktan yukarı çıkartmayı başarıyor.

Yalan yalanı getirir demiştim. İşinde üçkağıda başvuran bu adam tabii ki ev hayatında da boş durmuyor, eşini sürekli kandırıyor. Üstelik tamam şimdi doğruyu söyleyecek dediğimiz anlarda bile bizi şaşırtmayı başararak yapıyor bunu. Kameradan gözümüzün içine baka baka, büyük bir ustalıkla yalanlarını sıralıyor.

Sahtekar, bazı sahnelerinde lak kalabalığına ve diyaloğa boğulmuş olsa da ilgiyi ayakta tutmayı başaran bir film. Yönetmen Lasse Halsstorm’un en büyük hatası önemli olayları hızla ve çabucak geçip, detayları uzun ve sıkıcı sahnelerle anlatıyor olmasında. Bu da temponun bazen hızlanıp bazen de gereksiz yere düşmesiyle sonuçlanmış.

Haberin Devamı

Richard Gere, sevimli bir sahtekar portresi çiziyor.

Alfred Molina’nın filme katkısını da göz ardı etmemek gerek. Irving’e taban tabana zıt bir karakteri canlandıran Molina pek çok sahnede Gere’den rol bile çalıyor.

Oyunculuklardan söz açılmışken, Marcia Gay Harden'ın zorlama aksanının filmde beni en fazla rahatsız eden detaylardan biri olduğunu söylemem gerek.

 KISKANÇLIĞIN SONU İFTİRA VE YALAN

Yazar yalan söylerse

 Özellikle bazı sahnelerde Irving’deki üçkağıtları onun çaresizliğine bağlayanlar, hatta sahtekara sempati duyan izleyiciler olacaktır.

Ama ne olursa olsun, tutkuların esiri olmak, başkalarının başarısını kıskanıp, ben niye geride kaldım diyerek yalana, dolana, iftiraya, sahtekarlığa başvurmak çaresizlik kadar ahlaki çöküntünün de bir göstergesi.

Haberin Devamı

Sahtekar da bunu yedire yedire anlatan, Allah kimseyi bu yola düşürmesin diyerek izleyeceğiniz bir film.

 KUTU

Uslanmaz bir yalancı

Bir türlü istediği başarıyı elde edememiş olan yazar Clifford Irving, dünyanın en ünlü adamının, havacı, film yapımcısı, tutkulu bir aşık ve eksantrik dolar milyarderi Howard Hughes’un kendisiyle bağlantı kurduğunu, paha biçilemez biyografisini kaleme alması için teklif getirdiği haberini ulaştırır. Yalnız küçük bir problem vardır: Clifford’un biyografi adı altında yazdığı kitapta gerçeğin tek bir kırıntısı dahi yoktur. Howard Hughes’ın kendisiyle hiç karşılaşmamıştır. Ancak Hughes’un adeta inzivaya çekilmiş şekilde gözden uzak yaşıyor olması sayesinde planının başarıya ulaşacağına güvenmektedir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!