Güncelleme Tarihi:
Çağla Kubat, Yavuz Bingöl ile hakkında çıkan aşk dedikodularına "Bu tür saçmalılıklardan çok sıkıldım" yanıtını verdi. "Evet Yavuz'la konuşuyorum. Çok da tatlı biri ama onunla hiç alakam yok. Asla olmaz" diyen Avrupa Sörf Şampiyonu Çağla Kubat, sevdiği erkek tipine Hollywood'un ünlü sörfçü aktörü Matthew McConaughey'i örnek gösterdi: "Sörfçü, atletik yapılı ve aynı zamanda oyuncu. Çok yakışıklı ama öyle birini Türkiye'de bulmak zor."
"Ters Köşe" programıyla ekranlara dönen Çağla Kubat’la hem yeni programını hem de özel hayatını konuştuk. Yavuz Bingöl ile aşk yaşadığına dair çıkan dedikodulara "Çok tatlı bir insan ama onunla hiç alakam yok. Asla olmaz. Bu tür saçmalıklardan çok sıkıldım" yanıtını veren Avrupa Sörf Şampiyonu ünlü yıldız, sevdiği erkek tipine Hollywood’un ünlü sörfçü aktörü Matthew McConaughe’yi örnek gösterdi.
- Teşekkürler... "Ters Köşe" programı Itır Esen’in fikriydi. Sanem Altan spor basınının yakından tanıdığı bir isim. Deniz Akkaya beni çok şaşırttı. Disiplinli olduğunu, dersine iyi çalıştığını duymuştum ama bir arada çalışınca daha iyi anladım. Ben de hem programın sunucusuyum hem de bir sporcu olarak onların bakış açısından olayları ele alıyorum.
Keşke pazartesi ekrana gelip, erkeklerin iktidarına son verseydiniz.
- "90 Dakika" gibi programların karşısında olmamızın doğru olmayacağını düşündük. Bizim program daha çok sporun keyifli yönleriyle ilgili. Olaylara kadın gözüyle bakmaya çalışıyoruz.
İtalyan Lisesi’ni birincilikle bitirdiniz. ÖSYM’de ilk 500’e girip İTÜ Makine Mühendisliği’ni kazandınız ve bu bölümü "Onur Öğrencisi" olarak bitirdiniz. Mesleğinizle ilgili İtalya’da eğitim aldınız ve çalıştınız. Bu kadar uğraştıktan sonra Türkiye’nin en güzel makine mühendisi olmayı niye düşünmediniz?
- Ben sörfle, mühendisliği birlikte yürütmeye çalıştım ama olmadı. Çünkü haftada üç-dört gün antrenmana gitmem gerekiyordu. Yani mühendis olup 09.00-18.00 çalışamazdım. Ayrıca sörf yarışmaları ve antrenmanları için senenin dört ayını Çeşme’de geçirmem gerekiyordu. Sörf tutkum için televizyona başladım diyebilirim.
Güzellik yarışmasına katılmak nereden aklınıza geldi?
- Üniversitenin üçüncü sınıfına doğru para kazanmak, harçlığımı çıkarmak istedim. Modellik yapıp para kazanabilirim diye düşündüm ve Neşe Erberk Ajans’a başvurdum.
Yani her güzel gibi en kolay yolu tercih ettiniz.
- En kolay yol demeyelim. Öyle olsaydı üniversiteyi de okumazdım, sörfle de uğraşmazdım. Güzelliğim benim için bir şanstı, onu kullanıp hayat standartlarımı yükseltmek istedim sadece.
Anneniz İTÜ’de profesörmüş. Güzellik yarışmasına girmenize kızdı mı?
- Tam tersine güzellik yarışmasına annem girmemi istedi. Çünkü annem de gençliğinde aynı şeyleri yaşamış. Ona da hep "Çok güzelsin, yarışmaya katıl" demişler. Ama ailesi izin vermemiş. Tabii bir de o yılların şartlarını düşünmek lazım. Bu da annemin içinde hep bir ukde olarak kalmış.
Bir profesörün kızını güzellik yarışmasına sokması ilginç.
- Annemin arkadaşlarına da bu durum ters geldi. "Nasıl izin veriyorsun" diyenler oldu. O da "Ben ona güveniyorum. Üniversitesini okudu" dedi. Neşe Erberk’in bu konuda bana büyük desteği oldu.
- İtalyan Lisesi’ni bitiren herkes Latince’yi çok iyi bilir. Biz lisede dört sene Latince eğitim alırız.
 Ve asıl önemli olan Türkiye ve 2005 Avrupa Slalom Rüzgar Sörfü Şampiyonu olmanız. Her şey olmak isteyen tipler vardır ya siz de onlardan mısınız?
- Televizyonda iyi bir kariyer yapmak istiyorum, bunun dışındaki kısımlarda ise kendimi geliştiriyorum. Sörf yarışmalarında bu sene beni Boyner Sports destekleyecek. Dünya Şampiyonası’na katılacağım, hedefim ilk üçe girmek. İki sene sonra da sörfü bırakmayı planlıyorum. Çünkü çok yoruldum.
Özel hayatına dikkat eden, akıllı, uslu güzel kadın kapsamına giriyorsunuz. Ne yazık ki, bu uslu imaj şov dünyasında fazla iş yapmıyor. Biraz da polemiğe        girmek lazım değil mi?
- (Gülüyor) Vallahi tüm bunlar nereye gelmek istediğinizle bağlantılı. Ben olduğum yerden memnunum. İsmimin her yerde duyulması benim için önemli değil. Mutlu, huzurlu olduğum sürece ben hayatımdan memnunum.
YANINIZDAKÄ° HERKESÄ° SEVGÄ°LÄ°NÄ°Z YAPIYORLAR
 Hangi tip erkeklerden hoşlanırsınız. Hollywood’da bir aktör vardı. Aynı zamanda sörfçü. Matthew McConaughey...
- Ay o çok yakışıklı bir çocuk. Dalga sörfçüsü...
Yani Matthew ile güzel bir çift olurduk diyorsunuz?
- Evet, olabilirdik (gülüyor). Ama insanın ne zaman neyi beğeneceği belli olmuyor. Kafanızda bir erkek figürü oluşturuyorsunuz ama bir bakıyorsunuz başka birinin başka bir özelliğini beğenmeye başlamışsınız. Yani onun için çok büyük konuşmamak gerekiyor.
Yalnız size Türkiye’de Matthew ayarında birini bulmak zor.
- Sörfçü, atletik yapılı ve aynı zamanda oyuncu (gülüyor)... Evet, böyle birini bulmak zor. Bir de kıskanç biriyimdir. Aşık olduğum insanı çok kıskanırım.
- Kim diyor Allah aÅŸkına! O kadar sıkıldım ki bu saçmalıklardan. Yavuz’un bugün de Vildan Atasever’le çıktı haberi. Cengiz’i de aradım. Åžimdi şöyle bir ÅŸey var: Cihangir’de oyuncuların takıldığı bazı mekanlar var. Ben, Itır Esen ve kızıyla birkaç kez bu mekanlara gittim. Biri sizin masanıza geliyor, siz baÅŸkasının masasına gidiyorsunuz ve sonra da böyle haberler çıkıyor. Evet Yavuz’la konuÅŸuyorum. Çok da tatlı bir insan ama onunla hiç alakam yok. Yani hiç yok. Artık iyice korkmaya baÅŸladım. Yalnız gitmen de yetmiyor. Yani masanda oturan biri varsa hemen bir ÅŸeyler yazılıyor.                 Â
Sol görüşü benimsiyorum
Biraz siyasi görüşünüzden konuşalım. İleride siz de kapanmayı düşünüyor musunuz? Malum bu aralar herkes kapanıyor.
- Asla (gülüyor). Cumhuriyet kuşağına üye bir ailede yetiştim. Annem profesör ve bu tip şeylere çok karşı. Sol görüşe daha yatkınım diyebilirim. Solcu değilim ama sol görüşü benimserim. Hangi partiye oy verdiğimi sorarsanız da CHP derim ama politikayla çok fazla ilgilenmem.
Peki, magazin gündemindeki birçok sanatçının ’kapanacağım’ nidaları atmasını nasıl karşılıyorsunuz? Sizce bu tür açıklamalarla manipülasyon mu yapılıyor?
- Bu olayları çok büyütmek, türbanı siyasi simge haline getirmek çok saçma. Bu durum her iki taraf için de problem olmaya başladı. Yok türban yasaktı, yok türban yasağı kaldırılıyordu... Keşke Türkiye yasaklar ülkesi olmasaydı da bu sorunu bu boyuta getiremeseydiler. Keşke türban politik sembol haline gelemeseydi.
Bayağı bir hayranınız var. Hatta internet sitenizde size ilanı aşkta bulunanlar bile var. Örneğin bir hayranınız "Geleceğim uykudayken sen. Beklenmedik uzak bir konuk gibi. Bir başıma koyma beni. Bir zaman karanlıkta bakacağım yüzüne. Seni kucaklayacak ve hiç gitmeyeceğim" yazmış. Böyle yorumları okuduğunuzda cevap yazıyor musunuz?
- Yok yazmıyorum. Sörfe meraklı hayranlarım var. Bana sörf mekanları soruyorlar ben de o konuda bilgi veriyorum. Ama direkt aşk şiiri yazanlara cevap vermiyorum. Bazen eleştiriler de oluyor. Bunları çok faydalı buluyorum.
En çılgın hayranınız kimdi?
- Hayran mı, sapık mı, ne desem bilemiyorum. Bir adam, Kanal D’ye kadar gelmişti. Güvenliği çağırmak zorunda kaldım. Çok korkmuştum. Çünkü telefonuma kadar her türlü bilgime ulaşmıştı. En sonunda onu savcılığa şikayet ettim.
İlk aşkınız şimdi ne yapıyor, hiç haber alıyor musunuz?
- En son Avustralya’da olduğunu duymuştum ama şu an ne yapıyor hiçbir fikrim yok.