Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2004 00:00
Birisine bir soru sorarsınız, sorarsınız çünkü soruyu yönelttiğiniz kişinin o konuda bilgi, deneyim, görgü sahibi olduğunu düşünmektesinizdir. Üstelik sorduğunuz sorunun cevabı sizin için önemlidir. Ama siz o kişiden cevabı beklerken, karşınızda ki konuşur, konuşur, konuşur, bir araba laf eder.Sorunun öznesi olan konu hakkında lafı dolandırır, dolandırır, ama size hala sorduğunuz sorunun cevabını vermemiştir. Siz hala beklemektesinizdir, bir şey söylesin, bende ona göre hareket edeyim diye. Ama o yüzünüze bakmakta, ya da sizden cevap vermek için başka bir soru beklemektedir. Çünkü o bir önceki sorunuzu cevaplamıştır!Bu duruma beni şimdiye kadar çoğunlukla patronlarım, hukuk fakültesinde ki bazı hocalarım, ben çömez bir avukatken, ‘Bu dava nasıl açılır? Ne davası açmam gerekir? Hangi mahkemede açmalıyım?’ gibi sorular sorduğum benden daha deneyimli avukat arkadaşlarım düşürürdü. Ama bu iş son zamanlarda, deprem uzmanları ve televizyonlarda ekonomi yorumu yapan ekonomistler, bankaların bireysel müşteri temsilcileri ile doruk noktasına varmış bulunuyor!!! Ekonomik kriz sırasında -o yıllarda çok param olduğu için değil- sadece hepimiz depresyonda olduğumuzdan, bir umut ışığı varmı duygusuyla, her sabah düzenli olarak çeşitli
haber kanallarındaki, ekonomi yorumlarını seyretmeye başladım. O zamanlar tasarruf ettiğim birkaç kuruş param var, o da heba olup gitsin istemiyorum. Oldu mu bu para başa bela? Her sabah başka bir ekonomist ya da yatırım uzmanı bambaşka şeyler söylüyor, ertesi sabah söylediği bir önceki günü tutmadığı gibi, evvelsi günle zaten hiç tutmuyor.Elimde uzaktan kumanda aleti, sürekli kanal değiştirip, yeni bir şey söyleyen varmı diye gezinip duruyorum. Ama yok hep yuvarlak cümleler, bilmem ne olursa, bilmem ne olabilir, ama bilmem ne olmazsa bilmem ne olmayabilir, ama bilmem ne gerçekleşebilir gibi olursa da bilmem ne olur!!! Buyurun burdan yakın!O zamanlar çareyi onları hiç dinlememekte ve ne derlerse tersini yapmakta bulmuştum. Ne yalan söyleyeyim, vallahi karlı çıktım onların dediklerinin tersini yapmaktan.Şu günlerde gözüm bazen haber kanallarının yatırım uzmanları ile yaptıkları ‘teknik analizlere’ takılıyor. Spiker yatırım uzmanına soruyor: ‘Borsa ne olur?’Teknik uzmandan el cevap:‘AB’den Türkiye’nin üyeliğine ilişkin çatlak sesler çıkmaya devam EDERSE, petrol fiyatları biraz aşağıya DÜŞERSE, Sosyal Güvenlik Reformu Bakanlar Kurulu’ndan GEÇERSE, bilmem kim açıklama YAPARSA, bu açıklamanın etkisiyle borsa açılışta YÜKSELEBİLİR, hacim artışı OLMAZSA, piyasanın bilmem ne bandını koruma İHTİMALİ KUVVETLE MUHTEMEL GÖZÜKÜYOR.’ Ne dedi şimdi? Ben mi anlayamıyorum acaba?Birde bankaların Milenyum çağına ayak uydurabilmek, daha afilli, müşterisinin parasına daha çok özenen, müşterisine daha çok ilgi gösteren banka olabilmek için yarattıkları bir pozisyon var. Yatırım danışmanı! Elinizde ki üç beş kuruş parayla bu danışmanların karşısına gittiğinizde, ne söylediklerini anlayana, size ne tavsiye ettiklerini anlayana bravo!!! Elinizdeki para için size bir öneriler yapıp, uzun bir tirat atıyorlar ki, bütün bunları anlamanız için zaten iç, dış ve uluslar arası politikayı bilmeniz gerektiği gibi, ayrıca Amerika ve AB ülkelerinin iç ve dış politikalarını bilmeniz ve hatta IMF Türkiye Masası Şefi Rıza Mogdaham ile kahvaltılı iş toplantısında bir araya gelmeniz gerekir! Birde bu kadar bilmediğiniz şeyi anlatıyor, anlatıyor ve sizden bir karar vermenizi bekliyorlar ya, ona uyuzum işte! Kurdukları cümlelerde özellikle, OLURSA, YAPILIRSA, DÜŞERSE, GEÇERSE, OLMAZSA, OLABİLİRSE , İHTİMALİ VAR, BEKLENİRSE gibi kelimeler kullanıyorlar. Başınıza bir hal geldiğinde size diyecekler ki, ‘Biz size ihtimallerden söz ettik, kararı siz verdiniz!!!’Tabii doğru, haklı OLABİLİRSİNİZ!Tamam kabul, ekonomi kaygan bir zemin, kesin şeyler söylenemez, ama hiçbir zaman mı söylenemez?Hiçbir an ve hiçbir gün mü söylenemez? Yazık değil mi bize? Dinle dinle sonuç yok! Yahu saat bile günde bir kez 12.00’yi vuruyor!
button