A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2009 12:23
Yanlış yatak, yastık ve yatış pozisyonu, bel ve boyun ağrılarına yol açabiliyor.
Uzmanlar, çok yumuşak, esnek veya sert yatakların, gece süresince uzun zaman yatma sonucu omurgayı zorladığına dikkati çekerek, “iyi bir yatağın vücudun gömülmesini engelleyecek kadar sert, vücut hatlarını koruyacak kadar rahat olması gerektiğini” belirtiyor.
Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Ramatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, insanların 24 saatin önemli bir bölümünü yatakta istirahat ederek geçirdiğini, bu sürenin iyi dinlenmiş, kasları gevşemiş, rahat bir uyku almış olan bedenin ertesi güne hazır olabilmesi için gerekli olduğunu söyledi.
İnsanın, ömrünün yaklaşık üçte birini uyuyarak geçirdiği için vücut yapısına uygun bir yatak tercih etmesinin bel, boyun ve sırt ağrılarının giderilebilmesinde çok önemli olduğunu belirten Ataman, “İyi bir yatak, vücudun gömülmesini engelleyecek kadar sert, vücut hatlarını koruyacak kadar rahat olmalıdır” dedi.
Ataman, “Çok yumuşak, esnek veya sert yatakların, gece süresince uzun zaman yatma sonucu omurgayı zorlayarak, bel ve boyun ağrısına yol açabileceğine” dikkati çekerek, omurga sağlığının korunabilmesi için yatakta, omurga ve disklerin üzerine en az yükün bindiği pozisyonda yatılması, yatağın konforunun buna uygun olması gerektiğini bildirdi.
Çok yumuşak, esnek veya sert yatakların, omurganın en az zorlandığı ideal pozisyonun korunmasına olanak vermediğini ifade eden Ataman, “Bu tür yataklar, omurganın doğal eğriliklerini uzun süre muhafaza edemez, doğal eğrilikler artar ya da tamamen kaybolur. Böyle olunca da bel omurlarını bir arada tutan bağlar aşırı derecede gerilir, sinirlerin çıktıkları foramenler (delikler) daralır, omurlar arasındaki disk üzerine aşırı yük biner” diye konuştu.
“HER ORTOPEDİK YATAK, BEL HASTASINA UYGUN OLMAYABİLİR”
Ataman, omurga için ideal yatağın, doğal eğriliklerin korunmasını sağlayan, buna karşın eğriliklerin artma ve azalmasına yol açmayan özelliğe sahip olması gerektiğini belirterek, “Sağlıklı kabul edilen yatakta, omurganın doğal eğrilikleri koruduğundan; disk, bağ, sinir gibi oluşumlar çok zorlanmaz ve bundan kaynaklanan ağrılar da ortaya çıkmaz” dedi.
Tüm bel ağrılı hastalar için tek bir yatak tipi olmadığını vurgulayan Ataman, “Bir yatak tipi bel ağrılı bir hasta için uyku kalitesi ve ağrıyı azaltmakta ideal olabilirken, bir başka hasta için tam tersi sonuç verebilmektedir. Bu nedenle uygun yatak, bir bakıma her hasta için iyi bir uyku uyuyabildiği, kendini en rahat ve konforlu hissettiği yataktır” diye konuştu.
Ataman, yatağın, kullanılmaya başlandıktan sonra ne kadar süre özelliğini koruduğunun da çok önemli ifade ederek, belli bir süre sonra daha çok yatılan bölgelerde çukurluklar oluşması durumunda yatağın özelliğini yitirdiğini ve değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
“İDEAL POZİSYON, SIRTÜSTÜ VE YAN YATIŞTIR”
Ataman, çok sert zemin ya da yerde yatıldığında, kalkışta omurganın zorlayıp, bel ağrılarını daha da artırabildiğini ifade ederek, omurga için “ideal pozisyonlarının sırtüstü ya da yan yatış” olduğunu söyledi.
Yüzüstü yatmanın, bel çukurluğunun aşırı derecede artmasına yol açabildiği için bu pozisyonu önermediklerini belirten Ataman, pozisyonunun ankilozan spondilitli ve kalça ağrılı hastalar için uygun olabileceğini bildirdi.
Ataman, yatarken bacakların kalça ve dizlerden karına doğru bükülmesinin, bel açısını daha azalttığı için rahatlamayı sağladığını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Dizler arasına bir yastık konularak yan yatmak çok rahatlatıcıdır, ancak bu tür bir desteğin uzun süreli kullanımı diz arkasındaki kasların kısalmasına yol açabilir. Bu da dik duruşu bozarak bel ağrısına neden olabileceği için böylesi bir destek zorunlu durumlarda ve kısa süre kullanılmalıdır. Bu pozisyon, diz ve kalça sorunlu hastalarda ve iltihaplı romatizması bulunanlara kesinlikle önerilmemektedir.
Yan yatarken hastanın iki bacağı arasına konacak yastık da omurga için faydalıdır, ayrıca yine yan yatarken bel çukurluğunun bir yastıkla doldurulması faydalı olabilir.”
“BAŞ YASTIĞI ÇOK YÜKSEK OLMAMALI”
Yastık seçiminin de özellikle boyun ağrılarının giderilmesinde çok etkili olduğunu anlatan Ataman, baş yastığının çok yüksek olmaması, baş ve boyuna normal pozisyonunu verdirecek yükseklikte olması gerektiğini bildirdi.
Ataman, özellikle yan yatış pozisyonunda başın yana düşmemesi, sırt üstü yatışta da arkaya sarkmaması gerektiğini belirterek, şu önerilerde bulundu:
“Yastık, boynun omurganın nötral adı verilen orta pozisyonu desteklenmelidir. Bunun için de kullanılan baş yastığının dışında ikinci bir yastık faydalı olabilir. Fazla yüksek olmayan ince bir yastık üzerine rulo bir yastık konularak boyun kaslarındaki zorlanma en aza indirilebilir.
Söz konusu yastık ense ve boynu destekleyerek başın yana veya arkaya düşmesini engeller. Bunun için ince bir rulo veya küçük bir bebek yastığı kullanılabilir. Ayrıca, boyun ağrısı olanlar, uzun süreli yolculuklarda özel bir seyahat yastığı kullanmalıdır.
Ankilozan spondilit gibi boynun öne doğru eğilmesine neden olan hastalıklarda, kişilerin çok ince bir yastık kullanmaları ve hatta zaman zaman yastıksız yatmaları önerilmektedir.”
Bel ağrına sebebiyet vermemek için yataktan kalkış pozisyonuna da dikkat edilmesi gerektiğini dile getiren Ataman, “Sırtüstü yatan bir kişi ani olarak omurgasını doğrultarak kalkmamalıdır. Önce yan dönmeli sonra bacaklarını aşağıya sarkıtmalı, kolunu yana uzatıp yatağa dayanmalı ve gövdesini doğrultmalıdır. Daha sonra ayaklar yere bastıktan sonra bir süre bu pozisyonda kalınmalıdır. Bu kalkış tarzı düşük tansiyonlu hastalar için de önerilen bir pozisyondur” tavsiyesinde bulundu.