Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 08, 2009 00:00
Genç ve sağlıklı kalmak için herkes mucizelerin peşinde. Kimi bir avuç cevizle, kimi ona buna karıştırdığı keten tohumu ve başka bitkilerle, kimi de maydanoz kürleriyle, yoğurtla yakalamaya çalışıyor hedefi. Hemen her gün yeni bir meyve, sebze, vitamin, mineral “mucize” etkileriyle ön plana çıkıyor.
Sonra modası geçiyor, başka bir star bulunuyor. Doğru beslenmenin, genç ve sağlıklı kalmada rolü gerçekten de büyük. Ancak bu konuda kafanızın karışmasına, bir besinin üzerinde çok fazla durup tüketmenize gerek yok. En doğrusu beslenmenin çeşitlendirilmesi. Tek gıdaya yönelmemek, farklı vitamin ve minerallerin yeterli oranlarda alınabilmesi demek.
Yaşlanmada kalıtımın rolü var elbette. Ancak asıl etkili olan, yüzde 70 oranında çevresel faktörler ve yaşam şekli. Kalıtımsal faktörleri değiştirmek mümkün değil. Oysa çevresel faktörler ve yaşam şeklinde kontrol edebildiğiniz alanlar fazla.
Diyetisyen Tuğçe Aytulu, bazı gıda grupları uzun süreli olarak tüketilmiyorsa, bu gıdaların içerdiği bazı vitamin ve mineraller yeterli alınmıyor demektir, diyor. Örneğin süt ve süt ürünleri içinde yer alan peynir, yoğurt, ayran, dondurma, sütlü tatlılar gibi gıdaların hiçbiri uzun süredir tüketilmiyorsa, kalsiyum minerali yönünden eksik besleniliyor demek. Sonuçta, kalsiyum yerine getirmesi gereken görevleri yapamaz ve metabolizmada bazı eksiklikler oluşur.
YAVAŞLATMAK MÜMKÜN
Araştırmalar bazı vitaminlerin yaşlanma sürecini yavaşlattığını ve yaşam kalitesini artırdığını gösteriyor. Antioksidan olarak adlandırılan bu öğeler, hücrelere serbest radikallerin zarar vermesine engel oluyor.
Her insanın vücudu ve her hücre, serbest radikallerle karşı karşıya kalabilir ve bu maddeler hücrenin zarar görmesine neden olabilir. Bu durum hastalıklara yakalanma riskini arttırır ve erken yaşlanmaya yol açar. Gıdalarla yeterince antioksidan almak veya ihtiyacın gıdalarla karşılanamadığı durumlarda destek ürünlerle eksiklikleri karşılamak, yaşlanmaya ve hastalıklara karşı koruyucu olur. Ancak bu durum, antioksidanları fazla tüketmek gerektiği anlamına gelmiyor. Gereksiz yere veya fazla kullanımın da ters etkileri olabiliyor.
Antioksidan etki gösteren vitaminlerin içinde A, C ve E yer alıyor. A vitamininin en iyi kaynakları süt, koyu yeşil yapraklı sebzeler, havuç, ıspanak. C vitamini ise en çok turunçgiller, çilek, brokoli, lahana, maydanoz, birçok meyve ve sebzede bulunur. E vitamini kaynakları ise bitkisel yağlar, ceviz, fındık ile badem gibi kuruyemişler.
Bunlar da hastalıklardan koruyor
Bazı hastalıklara karşı koruyucu olan gıda bileşenleri ve bunları içeren gıdalar şunlar:
Fitoöstrojenler: Soya ürünleri, kurubaklagiller, çekirdekli üzüm
Beta karoten, likopen: Domates, havuç, ıspanak
Kateşinler: Siyah ve yeşil çay
SİGARA VE ALKOLE VİTAMİN NE YAPSINAntioksidan ihtiyacını karşılamak için pratik olarak her gün 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmeli. Ancak bu sebze ve meyvelerin toplanmasından itibaren kısa süre içinde ve çiğ olarak yenmesi antioksidanların etkisinin azalmaması için şart. Diyetisyen Tuğçe Aytulu, “Beslenmeyle birlikte bu gıdaları alırken aynı zamanda yaşam tarzı değişiklikleri de yapmak gerekiyor. Eğer sigara ve alkol kullanmaya devam ediyor, egzersizi hayatınıza sokmuyorsanız, sağlıklı yaşlanmak için yeterince çaba göstermiyorsunuz demektir” diyor.
MUCİZE DEĞİL AMA KESİN ETKİLİ YÖNTEMLERAşağıdaki basit önlemler genç ve sağlıklı kalmanın anahtarı:
Her gün 5 porsiyon meyve ve sebze yiyin. Bunun bir kısmını taze ve çiğ olarak tüketin
Günlük beslenmenizde daha az yağ kullanmak koşuluyla az miktarda badem, ceviz, fındık tüketin. Ancak aşırıya kaçmanız halinde kilo alabileceğinizi unutmayın
Kızartılmış ve kavrulmuş gıdalardan uzak durun
Günde 2-2.5 litre su tüketin
Haftada 2 kez
balık tüketmeye çalışın
Rafine edilmiş gıdalar yerine tam tahıl ürünlerini tercih edin. Yani kurubaklagil, tam tahıllı ekmekler, kabuğu soyulmamış pirinç gibi