Yaşlanmayan çocuk

Güncelleme Tarihi:

Yaşlanmayan çocuk
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2014 04:31

Elle dergisi, yeni sayısında son dönemin cool hiti “Happy”nin ve daha fazlasının yaratıcısı Pharell Williams’a yer verdi. İşte Amerikalı modacı-prodüktör-söz yazarı ve şarkıcı Williams’ın öyküsü...

Haberin Devamı

2014’ü henüz yarılamadık bile. Ama o, yılın başından şimdiye kadar bir kucak dolusu Grammy kazandı, Oscar’a aday oldu, en uzun devam ettirilebilen moda fenomenini yani şapkasını kafasında sıkı sıkı tuttu, hayır işleri için telaffuz edilemeyecek dolarlar topladı, bir albüm yayınladı ve moda sektöründeki adımlarına bir yenisini daha ekledi: Uniqlo’yla bir işbirliğine imza attı... Ve tüm bunların dışında bilmediğimiz daha ne kadar dahiyane cool işe karıştı kim bilir! Affedersin Pharrell ama 10 parmağında kaç marifet var?

TASARIM DEDİĞİN NEDİR?
Bu küçük dev adamı tanımaya tersten yani modadan başlayalım: 10 yaşını dolduran Billionaire Boys Club ve Ice Cream Footwear isimli markaların yaratıcısı Williams, müzik kariyerinin arasına modayı da sıkıştıranlardan.
Duyurulan son işbirliği Uniqlo öncesinde, geçen sonbaharda Moncler’le bir gözlük koleksiyonu yaratmıştı. Williams, daha öncesinde Louis Vuitton ve Takashi Murakami’yle de tasarım alanında çalışma fırsatı yakalamıştı.
Tasarım anlamındaki çalışmaları da, diğer sanatçılarla birlikte ya da onlar için yaptığı müzikler gibi: Bir kişiyi düşünüyor, hayatlarında hangi dönemde olduklarını araştırıyor ve nelerle uğraştıklarını, başlarına gelenler karşısında nasıl bir duruş sergilediklerini anlamaya çalışıyor. Yani kişilerin üzerinde neyin iyi duracağını tahmin ediyor ve her zaman 12’den vuruyor.

MÜZİĞİN BAŞ HARFİ “P”
Pharrell Williams, müzik sektörünün son 20 yılda gördüğü en verimli ve çalışkan elemanı. Geçen yazın büyük hitleri Daft Punk-Get Lucky ve Robin Thicke-Blurred Lines onun sihirli parmaklarından çıktı.
Oğlan çocuğunu andıran fiziğiyle 40 yaşındaki bu koca adam, minyon figürüyle müzik dünyasının yeni devi olduğunu absürtlüklere başvurmadan kanıtladı. Jay-Z, Frank Ocean, Azealia Banks, Jennifer Hudson, Miley Cyrus, Kelly Rowland ve Kylie Minogue için hazırladığı şarkılar, iTunes listenizin başını çekeceğinden emin olduklarımızdan sadece birkaçı.
Peki, her şey nasıl başlıyor? 1990’larda arkadaşı Chad Hugo’yla birlikte The Neptunes isimli takımını kuruyor. Ve bundan 10 yıl önce müzik endüstrisi, kendisini yeniden diriltecek taze bir kan arıyor. Tam o dönemde sektörün aradığı prodüksiyon koltuğuna yerleşen ekip, radyolarda çalan pop, hip-hop ya da R&B seslerinin elit örneklerini yaratıyor. Justin Timberlake, Usher, T.I., Britney Spears ve hatta No Doubt... Liste, tahmin edeceğiniz üzere, uzayıp gidiyor.
40 yaşındaki Williams, Union Square’deki kaykaycı çocukların arasına karışabilecek bir “gençlik”le ışıldıyor. Küçük bir erkek çocuğunu andıran fiziği, ölümsüz olup olmadığını sorgulatıyor insana. Ya da devamlı olarak zamanda yolculuk yapıp yapmadığını düşünmeden edemiyor insan. Belki de bu yüzden genç kalıyor ve belki de bu yüzden geleceğin müziğini geçmişten kopmadan kulağımıza getirebiliyor.

ÖNCE İNSAN
Williams, olgunluğuna biraz nostalji katıyor elbette. Ama bunu canımızı sıkmadan, “hayatsal” bağlantılarla yapıyor. Yaşamayı iyi bilen bir “stilist” gibi insanları gözlemliyor, onların ruhlarını anlamaya çalışıyor. Happy’yi sadece bir defa bile dinlemeniz, onun diğer pop yıldızlarıyla nerede ayrıldığını üç dakika 53 saniyede anlatıyor. Eğer bir gün karşılaşırsanız, sizi süzeceğini, çok beğendiği şapkanızı nereden aldığınızı soracağını ve hemen ardından bugün nasıl hissettiğinizi merak edeceğini neredeyse adınız gibi biliyorsunuz: Bir röportajında şöyle diyor, “Bir insanın kişiliği, onun ‘kendisi olduğu’ halidir. Bir adamın tişörtünü giyişi, sevgilisiyle konuşması, kadının ona aşık olmasının sebebidir.”

ŞEFFAFLIK POLİTİKASI
Onun müzik, moda ve sanat ahalisi için ne düşündüğünü merak etmeden yapamıyor insan. Parlak olduğu kadar berrak bir ruha sahip olan Williams, bu sorunun cevabını, kitabı “Pharrell: Places and Spaces I’ve Been”le veriyor. “Başka” insanların işleriyle ilgileniyor yine. Besteci Hans Zimmer’den Anna Wintour’a, Kanye West’ten Buzz Aldrin’e, farklı kimliklerle karşılaşmalarını paylaşıyor.
Plak şirketinin adını Star Trak koyan ve oysa Star Trek filmindeki “siyah hanımefendinin” adını bile bilmediğini itiraf edecek kadar dürüst olan Williams’ın bir pop fenomeni olarak, “bir pop fenomeni değilmiş gibi” yaşıyor olması, ona ve işlerine yakın durmamıza bir kere daha sebep oluyor. Kitabında bahsettiği, tüm bu insanlarla tanışmasının bir “onur” olduğunu dile getiriyor çok defa.

Haberin Devamı

MÜKEMMELİ YAKALAMAK İÇİN GÖZYAŞI DÖKMEKTEN ÇEKİNMİYOR
Tüm bu alçak gönüllülüğün ve “sıradanlığın” ardında, bir mükemmeliyetçi yattığını anladığınızda çok da şaşırmıyorsunuz. Daft Punk’ın Lucky’si üzerinde çalışırken tam 400 defa kayıt aldıklarını anlatıyor, The Guardian’a verdiği röportajda. Başarısının sırrı, oldubittiye getirmeden çalışmaktan, mükemmeli yakalamak için gerekirse gözyaşı dökmekten (bkz. G I R L albümünün tanıtım videosu) çekinmiyor. Kendi deyimiyle, ikisi de aynı renk ama birbirinin eşi olmayan bir çift çorabı giymeye benzetiyor mükemmeliyetçiliğini. “Teklerden biri daha eskidir ve topuğunun rengi değişmiştir. Bunu bir tek sen bilirsin. İşte o ‘tek’, benim bütün günümü mahvedebilir.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!