Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2007 00:00
Oynadığı diziler ve sinema filmlerindeki başarısı hep konuşuldu. Hatta genç yaşta iki de önemli ödül kazandı. Şimdi yine iddialı bir diziyle, "Bıçak Sırtı" ile ekranlarda olan Vildan Atasever, Seninle dergisine konuştu. Başarılı oyuncu, hem film ve dizi setlerinde yaşadıklarının, hem de evlenip boşanmış olmanın kendisini olgunlaştırdığını söyledi.
Buket, Handan, Beyaz, Uğur ve şimdi de Güneş... Bunlar, Vildan Atasever’in bugüne kadar canlandırdığı kadınlar... Oynadığı her rolle biraz daha büyüyor, tecrübe kazanıyor.
Ben büyüyünce artist olacağım
26 Temmuz 1981 yılında Bursa’da dünyaya gelmiş Vildan Atasever. Babası memur olduğu için birçok şehir dolaşmışlar, ama o "Bursa’ya denk getirmişler beni" diyor gülerek. Beş kardeşler, ailesi Erzurumlu... Daha okuma yazmayı bile öğrenmeden oyuncu olmayı kafasına koymuş. Altı yaşındayken, ablası onu okula yazdırmak için götürdüğünde, "Beni okula götürme, ben artist olacağım" diye tutturmuş.
"Çok fazla
film seyrediyordum. Hülya Koçyiğit, Filiz Akın, Türkan Şoray, Gülşen Bubikoğlu... Onların filmleriyle büyüdük biz, hepsine hayrandım. ’Ben büyüyünce oyuncu olacağım’ derdim. Çocukluğumdan beri bu mesleği yapmak istiyordum, o yüzden de okul hayatım çok başarılı geçmedi. Çünkü aklım hep oyuncu olmaktaydı" diyor. İşte bu oyunculuk sevdası yüzünen okul hayatı boyunca tiyatro kolundan tutun da Türk halk ve Türk sanat müziği korolarına, halk oyunlarına kadar pek çok etkinliğin içinde yer almış.
Sevineyim mi üzüleyim mi
Aslında Vildan Atasever adını "Kadın İsterse" adlı diziyle duymuş olsak da, bu diziden önce Kutluğ Ataman’ın yönettiği, Perihan Mağden’in romanından sinemaya uyarlanan "İki Genç Kız" adlı filmle başladı onun oyunculuk kariyeri. İlk sinema filminin ona Altın Portakal kazandıracağından habersizdi o günlerde tabii... Ve her iki yapımda da Hülya Avşar’ın kızını oynamak kısmet oldu ona. "Büyük tesadüftü benim için ve beni çok heyecanlandırmıştı. Ama ikisi de çok farklı rollerdi aslında. Oyunculuk açısından beni çok geliştirdiğine inanıyorum" diyor Atasever.
Ama geçtiğimiz sezon yayınlanan ve töre cinayetlerini konu alan "Yaralı Yürek" adlı dizide bambaşka bir Vildan Atasever izlemiştik. "Yaralı Yürek" Şanlıurfa’da çekiliyordu önce. Anımsarsanız bir grup Urfalı film ekibine saldırmıştı hani, "Urfa’yı ve Urfalılar’ı kötülüyorsunuz" diyerek... Sonra da dizi Ürgüp’e taşınmıştı. Atasever, "Yaralı Yürek" günleri ile ilgili şunları söylüyor: "Bir töre dizisiydi. Ben Urfa’ya gittim ve gördüm, gerçekten öyle şeyler yaşanıyor. Ama sadece Urfa’da değil İstanbul’da da yaşanıyor bunlar. Nedense tepki gördük orada. Onlar diziye karşı değillerdi, o dizinin Urfa’da çekiliyor olmasına karşıydılar. Ama çok güzel şeyler de yaşadık. Sokakta yürürken çay ve mırra ikram ediyorlardı. Bir gün bir kadın geldi. Göğsüne vura vura, ’Ben seni izlerken göğsüme vurmaktan göğsüm acıyor. Biz bunları yaşıyoruz kızım’ dedi. O anda sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim."
Çok konuşulan Altın Portakal
Gelelim "Altın Portakal"a... "İki Genç Kız" filmindeki rolüyle 2005 yılında Antalya Film Festivali’nde ’En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Altın Portakal kazandı Vildan Atasever. Daha doğrusu ödülü Beste Bereket’le paylaştı. Ve yine anımsarsınız, o dönem bu ödül epey tartışıldı. Kimileri hak etmediğini düşündü, kimileri öfkelendi, laf attı...
Vildan Atasever, o günlerle ilgili "Antalya Film Festivali’ne gideceğimizi festival döneminde öğrendim. Film festivaline de o havayı koklamak için gitmiştim, ödül alırım diye değil. Kutluğ Ataman gibi bir yönetmenle çalışmış olmak en büyük ödüldü benim için zaten" diyor. O gün yaşadığı heyecanı hayatı boyunca unutamayacağını da vurguluyor.
"İki Genç Kız" filmi ve buradaki başarısından sonra sırada yine bir sinema filmi ve yine bir ödül bekliyordu Vildan Atasever’i. Bu kez Zeki Demirkubuz’un yönettiği "Kader" adlı filmde, Uğur karakteriyle çıktı karşımıza. O film, Atasever’e 18. Ankara Uluslararası Film Festivali’nden yine ’En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü kazandırdı. Ama bu kez herkes ödülü hak ettiği konusunda hemfikirdi...
Artık eski Vildan değilim
Şu sıralar Kanal D’nin yeni dizisi "Bıçak Sırtı"nda "Güneş" karakteriyle izliyoruz Vildan Atasever’i.
Canlandırdığı her karakterin ona bir şeyler kattığını, onu zenginleştirdiğini düşünüyor: "Kadın İsterse’de oynayan Vildan ile şimdiki Vildan çok farklı tabii... Çünkü büyüdüm. O süre içinde evlendim, boşandım. Büyüyorum, olgunlaşıyorum. Yaşadıklarımı mesleğime aktarıyorum, mesleğimden öğrendiklerimi de yaşamıma... İleride gurur duyacağım, işlerde yer almak istiyorum."
Aşk, evlilik ve ayrılık
Ben çok sevmiştim eşimi, hálá da çok seviyorum. Şükürler olsun ki, öyle bir insan oldu hayatımda. Çok küçüktüm ben, aşık oldum, sevdim ve eşim "Benimle evlenir misin?" dedi, ben de "Evet" dedim. Yedi yıl birlikte olduk. Birbirimizi büyüttük, birbirimizden çok şey öğrendik. Ama bitmesi gerekiyordu ve bitti. Hayatta olması gerektiği gibi yaşıyoruz her şeyi. Evliliğimizi bitirdik ama bu demek değil ki birbirimizden nefret ediyoruz.