Yaşadığım aşkları asla yazmayacağım

Güncelleme Tarihi:

Yaşadığım aşkları asla yazmayacağım
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2005 01:30

Manhattan’daki yeni evinde eşiyle birlikte gazetecileri ağırlayan Sean Connery, şu günlerde hayatını yazıyor. ‘Nereden geldiğimi asla unutmuyorum’ diyen Connery, yaşadığı aşklar dışında hayatının tüm ayrıntılarını gözler önüne serecek.

Hollywood yeni bir James Bond aramaya devam ededursun, sinemaseverler İskoç asıllı aktör Sean Connery’i ilk ve tek James Bond sayıyorlar. 74 yaşındaki aktör de hayranlarının onu bu kadar benimsemiş olmalarından büyük mutluluk duyuyor.

Aslına bakarsanız, Sean Connery için kamera karşısında binbir macera yaşama dönemi çoktan sona ermiş. O şimdi bacaklarını uzatıp, kazandığı başarıların keyfini çıkartıyor. Eskisi kadar sık film çevirmeyeceğini söyleyen Connery, aslında şu sıralar her zamankinden daha çok çalışıyor ve günün modasına uyarak, yaşam öyküsünü konu alan bir kitap yazıyor.

İlerlemiş yaşına rağmen yakışıklılığından bir şey kaybetmeyen aktör, Edinburgh’da yoksulluk içinde geçirdiği çocukluk döneminden, sinemadaki önlenemez yükselişini nasıl adım adım gerçekleştirdiğini büyük bir içtenlikle anlatıyor.

HAYATIMA GİREN KADINLAR SIR KALACAK

Sinemanın değişmez James Bond’u, kendisiyle ilgili gerçekleri tüm çıplaklığıyla kitabına aktaracak. Ancak, kitabında hayatına giren kadınlarla ilgili bir bölümü olmayacak. Connery, ‘Hayatıma giren kadınlarla ilgili sırlar, benimle birlikte mezara gidecek’ diyor.

Sean Connery, 30 yıldır evli olduğu Fransız eşi Micheline Roquebrune ile yaşadıklarını ise gizlemeye gerek görmüyor. Hayatının en fırtınalı 30 yılını onunla paylaşan Micheline, Sean Connery’nin can yoldaşı, en sadık yardımcısı. Bayan Connery, başarılı bir ressam. Karı kocanın Manhattan’daki yeni evlerinin duvarlarını, onun tabloları süslüyor. Hayatının kitabını yazması için Sean Connery’ye cesaret veren, hatta bir bakıma bu önemli işi yapmaya zorlayan da, Bayan Connery.

Bu arada Sean Connery, bir çok kişinin önem verdiği bazı gerçekleri hiç umursamıyor. Ve hatta onu övgü yağmuruna tutanlar da, Sean Connery’yi biraz şaşırtıyor:

‘Vaktiyle Robert Mitchum beni bir köşeye çekip, ‘Sakın bu saçmalıklara önem vermeye kalkışma. Çok büyük bir hayal kırıklığına uğrarsın’ demişti. Ünlü meslektaşımın bu sözleri beni çok etkiledi. Doğrusu, insanların beni neden bu kadar önemsediklerini de hala anlamış değilim. Bildiğim bir tek şey var, gerçekten olağanüstü bir hayatım oldu. Belli bir mesleğim yoktu, iyi bir öğrenim görmemiştim. Ama canımı dişime takıp çalıştım. Hiçbir zaman yılmadım ve sonunda başarılı oldum.’

KENDİMİ ÇOK GÜZEL YETİŞTİRDİM

Sean Connery, geçmişinden söz ederken de, şöyle diyor:

‘İkinci Dünya Savaşı başladığında, ben dokuz yaşında bir çocuktum. Edinburgh’un kenar mahallelerinden birinde büyük bir sefalet içinde yaşıyorduk. Yoksulduk yani. 12 yaşında çalışmaya başladım. Bir yıl sonra okulu bıraktım. Daha sonra da kendimi yetiştirmeye çalıştım. Biraz da bu yüzden kendimi hálá bir çocuk gibi hissederim ve her zaman bir şeyler öğrenmeye çalışırım.’

Kadınlar ona hep aşık oldu

Sean Connery, İkinci Dünya Savaşı döneminde, bir süre sütçülük yaptığını ve kocaları, sevgilileri askere giden kadınları teselli ederek, seks hayatını renklendirdiğini söylüyor.

n Sean Connery, 1957 yılında Avustralya’da genç oyuncu Diane Cilento ile tanıştı. Diane Cilento o tarihte evliydi. Üç yıl sonra tekrar karşılaştıklarında birbirlerine aşık oldular. 1962 yılında Cebelitarık’ta evlendiler. Oğulları Jason, bir yıl sonra dünyaya geldi. Sean Connery, 1973 yılında eşinden ayrıldı.

n Dünya sosyetesinin ünlü kadınları, sinemanın James Bond’u ile beraber olabilmek için fırsat kolluyorlardı. Bu arada Esra Bereket ile uzun soluklu bir aşk serüveni yaşadığı ileri sürüldü.

n Ünlü aktör, 1999’da çevirdiği ‘Entapment’ isimli filmde, genç oyuncu Catherine Zeta Jones ile baş rolleri paylaştı. Ve baba-kız olacak yaştaki rol arkadaşları, kısa bir aşk ilişkisi yaşadılar.

Tüm anıları hafızasında gizli

Yakışıklı aktör, bugüne kadar hiç günlük tutmamış. Kendisiyle ilgili notlar almamış. Eski fotoğraflarını bir albümde toplamayı bile düşünmemiş. Kitabını yazarken kullandığı tek kaynak kendi belleği. Hayatını etkileyen bazı küçük ayrıntıları da, dün yaşanmış gibi hatırladığı için kitabın yazılması zor olmayacak.

Bu arada Connery, sinemayı bırakacağına dair söylentilerin sadece hayal mahsulü olduğunu söylüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!