Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Eylül 18, 2010 00:00
Yeni albümü ‘Milat’ Yonca Lodi (35) için de bir milat. Kabuğunu kırıyor, soğuk imajı değişiyor, iki yıl önce biten 12 yıllık evliliğinin ardından artık karşımızda daha seksi, cesur ve hareketli bir kadın var
Bu albüm, adı gibi sizin hayatınızda da bir milat mı?- ‘Emanet’ adlı şarkım dijital satışlarda kırılması zor başarılara imza attı. Bu albümde o şarkının başarısını geçecek bir şey inşa etmek istedim. Yaşım ve yaşadıklarımla olgunlaşarak bir albüm hazırladım. Benim için gerçekten bir milat oldu.
Ne değişti peki sizde?
- Sorulan her soruya farklı cevaplar verebildiğim biri oldum. Bakış açım değişti. Hayatın çok kısa ve değeri bilinmesi gereken bir hediye olduğunu kavradım. Şimdi hayata umutlu baktığım ve yaşamak için hevesli olduğum bir dönemdeyim.
Çıkış şarkınız ‘Düştüysek Kalkarız’. Bu sizi mi anlatıyor?- Şarkı aslında bir aşk hikayesi. Ama her insanın bir düşüşleri, kalkışları ve yola devam mecburiyeti var. Ben de çok zor dönemlerden geçtim. İki sene önce eşimden ayrıldım.
Evliliğiniz gibi boşanmanız da basına çok yansımadı...- Bunlar hakkında konuşmayı çok sevmiyorum. Zor bir süreçti. Ama bu tip bitişlerin teselli olabileceğini öğrendim. Bu sürede bana müzik destek oldu. Şimdi yeniden kalktım ve hayata devam ediyorum.
Bu ayrılık, şarkılarınızı ve albümü nasıl etkiledi?- Acı insanı olgunlaştırıyor. Bir, hiçbir şey hissetmeden şarkı söylemek var. Bir de acıyı kasıklarına kadar hissederek söylemek var. Bu yüzden her türlü acının hediye olduğunu düşünüyorum.
Peki evliliğiniz neden bitti? - Bunlar özel şeyler. Bazen hayatta bazı şeylerin olması gerek. Bunları kabullendim. Şu an çok iyi hissettiğim bir dönemdeyim. Bu da hayatımı daha heyecanlı kılıyor. Hayat kendini yeniliyor.
Oğlunuz sizinle mi yaşıyor?- Evet. Birlikteyiz. Ona tapıyorum. 6.5 yaşında. Babasıyla görüşüyor, iyi bir ilişkileri var. Oğlum benim ev arkadaşım gibi. Hem otoriter hem sevgi dolu bir ilişkimiz var. Hayatım boyunca iki aşkım oldu. Biri oğlum diğeri işim.
HİÇBİR ZAMAN ORAM BURAM AÇILMASIN DEMEDİM Kİ
Şimdiye kadar özelinizi açmadınız. Dışarıdan hep sorunsuz bir hayatınız var gibi görünüyordu...- Evet. Hep uzak bir havam oldu. Ama ben de etiyle kanıyla bir insanım. Kendime ait şeyleri sonuna kadar anlatırım ama sohbetimiz başkasını ilgilendiren bir noktaya gelirse orada dururum.
Bu değişiminiz müziğe de yansımış. Daha tempolu şarkılar var...- Evet. Daha canlı. Önceki albüm daha depresifti. Son iki yıldır hem özel hayatımda hem de müzikal olarak kendimi çok iyi hissediyorum. Aslında bu albüm basına yansıyan sakin, kendi kabuğunda ve soğuk imajın da benimle alakası olmadığını gösterecek.
Neden sizdeki bu enerjiyi daha önce göremedik?- Bilmiyorum. Belki müziğim, belki de
magazin haberlerinde olmamam yüzünden.
Şimdiye kadar seksi görünmekten kaçındınız. Ama son fotoğraflar bunu kırıyor sanki?- Ben hiç, oram buram açılmasın modunda olmadım. Böyle denk geldi. Yoksa modern ve bu çağın kadını bir şarkıcıyım.
HAYATIMA BİRİ GİRSİN İSTİYORUM AMA ERKEKLER BANA YAKLAŞAMIYOR
Yazdığınız şarkı sözleri kadar duygusal mısınız?- Aslında içimdeki duygusallın çıkması karşımdaki kişiye bağlı ama genelde güçlü ve ayakları yere sağlam basan bir kadınım. Küçük heyecanları ve sürprizleri seviyorum.
Bundan sonra aşık olur musunuz?- İnşallah. Ben aşkın kıvrandıran halini çok seviyorum. Mide ağrısı da çok güzel.
Boşandıktan sonra hayatınıza biri girdi mi?- Oldu ama yürümedi. Bundan sonra da yine olsun lütfen... Çekiniyorlar ya! (Gülüyor) Aslında o parlak ışıkların dışında bir insanım. “Bana gençsin, güzelsin, ünlüsün, sen bulmayacaksın da biz mi bulacağız” diyorlar. Ama gerçekten benim için çok daha zor. Adamlar kim bilir neler düşünüyor.
DİZİ MÜZİĞİ YAPMAK AŞK KAÇAMAĞI GİBİ
Bir yandan da dizi müzikleri yapıyorsunuz. Nasıl başladınız?- Dizi müziği yapmak aşk kaçamağı gibi keyif veriyor. Emanet şarkısını yaptığımda Canım Ailem dizisindeki Seyhan ve Ali için bir şarkı arıyorlardı. Şarkıyı önerdiğimde hemen, “tamam” dediler. Sonrasında şarkı diziyi aştı. Ardından Kapalıçarşı geldi.
Dizi müziği yapmak müzikal kariyerinizi etkiliyor mu?- Tabii. Dizi toplumu olduk. Birçok kişi dizilerle yaşıyor. Diziler varken kimse ortalarda olmuyor.
LİSE ORKESTRASIYLA MÜZİĞE BAŞLADIYonca Lodi, İstanbullu bir ailenin çocuğu. Annesi çalıştığı için 6 yaşından itibaren günün büyük kısmını yalnız geçirdi. Bu yalnızlık hayalgücünü geliştirdi. Hayallerinde iyi bir edebiyatçı veya gazeteci olmak vardı. Ama sesi okuduğu lisenin orkestrası tarafından keşfedilince geleceği değişti. Lise grubuyla pek çok yarışma ve festivale katıldı. Konservatuvara girdi. 17 Nisan 1993’de Kalamış Hanibar’da sahne çıktı gün aldığı alkışlardan o kadar büyülendi ki, bir daha sahneden inmemeye karar verdi.