Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2005 00:00
Sunduğu ‘evlilik’ programlarıyla şöhretini pekiştiren Ebru Akel, aslında konservatuvar bale bölümü mezunu. Akel, ‘Şu anda ‘hayatım’ diye bir şey kalmadı. Gece yatağa yatıyorum, soluma dönüyorum bir yarışmacı, sağıma dönüyorum öbürü!’ diyor.Kaç bölümdür ‘evlilik’ programı sunuyorsunuz? Toplamda Guinness Rekorlar Kitabı’na girecek kadar vardır sanırım.Aslında kırdığımız reyting rekoru ile ilgili başvurduk. Bir sunucu olarak altı saat 45 dakika hiç kesintisiz canlı yayın yaptım. - Nasıl etkileniyorsunuz siz bu durumdan?Geceleri rüyalarıma giriyor yarışmacılar. Sağıma dönüyorum o günkü bir olay. Soluma dönüyorum, onlar. Aklımda onların isimleri ile uyanıyorum. Pazar günleri ‘Eyvah, canlı yayına geç kaldım’ diye yataktan fırlıyorum. Ben şu anda ‘Hayatımı bu işin içinde yaşıyorum!’ Hayatım diye bir şey kalmadı. Çünkü ben her üç aylık periyotlarla, farklı yarışmacılarla, farklı bir hayat yaşıyorum.- Herhangi bir yarışmacıya kendinizi daha yakın hissediyor musunuz? Zaman içerisinde hepsini seviyorum. İster istemez bir takım isimler -ki bu isimleri asla vermedim, vermeyeceğim de- bana bir iki adım daha yaklaşabilirler. Ben de bir insanım, mutlaka etkileniyorumdur. O insanın duygusallığından, ettiği bir laftan etkilenebilirim. Zaman zaman onların evden gidişinde ağlamışımdır da mesela. - Amaçsız bir insan gelir mi böyle bir yarışmaya?Ne olduğunun farkında olmadan ya da önlerindeki şeyin tahminlerinin de üzerinde önemli olduğunu bilmeden gelenler var. Orada anlıyorlar.- Ben o evlerdeki yarışmalara katılanlara çok acıyorum... Çünkü hepsi bir dönem ‘şöhreti’ tadıyor, sonra neredeyse hiç para kazanamadan yok olup gidiyorlar. Değmiyor o kadar yaşanan şeye!Çok katılmıyorum buna. Oraya gelen insanlar aklı fikri yerinde, farklı bir hayat isteyen, biraz cesur, biraz çılgın, dışarıda aradığını bulamamış insanlar. Kimse oraya zorla gelmiyor. İlk yarışmamızda evlenen çiftimizin çocuğu var. Ben o insanların değil hayatlarını mahvetmek, tam tersi onlara bir hayat kazandırdığımıza inanıyorum. O yaşananlar hiç unutulmayacak şeyler. Hiç kimse bir daha hayatında öyle bir eve girip, o yaşananları yaşayamayacak. Bunları yaşayabilenler ayrıcalıklı insanlar. Ama yetenekleri varsa, Sinem gibi bunu sonuna kadar kullanırlar. Ama oraya çıktı diye ünlü olduğunu zannedenlere ve kendilerini farklı konumda gösterenlere de kızıyorum. Bu başka! İYİ EVLİLİK İNSANI GÜÇLÜ KILAR - Siz böyle bir yarışmaya katılır mıydınız?Oraya gelen insanlara bakıyorum. Ya çok aşk acısı çekmişler. Ya çok sıkı bir aile baskısı altındalar. O evler birçok insanın umut kapısı. Ben de bu saydıklarımdan birisi içerisinde olabilirdim. O kadar cesur değilim gerçi ama. O kadar cesur olsaydım belki girebilirdim. - O eve girip birisine ‘aşık’ olabileceğinizi düşünebiliyor musunuz?Bu bir mucize. Aşk, çok enteresan bir şey. Bunun yerinin ne önemi var? Orada artı bir avantajları var, aynı amaç için oraya geliyorlar. Caner ‘köylü kızı, köylü kızı’ diye diye Tülin’e bayıldı orada. Yüzünü üç hafta görmedi ama kızla yatıp kalktı. - Bu programlar aşka bakışınızı değiştirdi mi?(Uzun bir sessizlik) Değiştirmedi! Daha sağlamlaştırdı. Benim ailemde ve çevremde gördüğüm evlilik figürleri çok oturmuş. İyi bir evliliğin insanı daha güçlü kıldığına, hayata karşı daha kuvvetli, daha farklı yaptığına inanıyorum. Ben o evlerde ‘aşık olan’ insanların gözlerindeki ışığı görüyorum. Hayatlarında yepyeni sayfalar açıldığını görüyorum ve bundan mutlu oluyorum. Bu programlar aşkın ne kadar sihirli bir şey olduğunu bana öğretti. - İlk ‘Gelinim Olur Musun’ evi bir fenomen oldu. O evin içinde yaşananlar sırasında size ‘Bu kadar da olmaz ama’ dedirten bir şey oldu mu?Oldu. Aslında bu ilk kez bana Caner ile Tülin’in aşk hikayesi sırasında oldu. Onlarınki müthiş bir aşk hikayesiydi. Çocuk gözyaşları içerisinde kıza çiçekler veriyor. Kız için için yanmasına rağmen ifadesiz, öyle çocuğun yüzüne bakıyor. Orada onlara çok kızıp, ‘Bu kadar da olur mu, kendinizi yıpratıyorsunuz’ dediğim, hatta yayını bile terk edip çıktığım zaman olmuştur. Daha sonra da Semra Hanım’la Ata’da oldu. Ata, Sinem’le sözlenme kararı almıştı. ‘Çocuklar emin misiniz? Semra Hanım’la konuştunuz mu?’ dedim. ‘Tabii’ dediler. İşte o sırada Semra Hanım bağlandı ‘Haddini bil’ diye bağırmaya başladı. Orada hepimiz kaldık. Ata daha sonra annesiyle buluştuğunda, tam bir şölendi! Orada o yüzükleri benim onlara zorla taktırdığım gibi bir portre ortaya çıktı. ‘Benimle mi dalga geçiyorsun’ diye sordum. İZLEMİYORUM DİYEN DE İZLİYOR - RTÜK uyardıktan sonra bir şey değişti mi hayatınızda?Çok mutlu oldum... Üç dört dönem önceki yarışmacımı, her gün farklı kanallarda, ana
haber bültenlerinden tutun,
magazin programlarına kadar her yerde gördüğümde, bunun aşırı derecede dejenere edildiÄŸini gördüğümde, bendeki büyüleri gidiyor açıkçası. - RTÃœK BaÅŸkanı ‘Bize çok ÅŸikayet geldi’ dedi ya. EÄŸer bu kadar ÅŸikayet geldiyse, sokakta size de tepki gelmiÅŸ olmalı. Ä°nanın izlemeyen yok. ‘Ben izlemiyorum o tarz programlar’ diyenlerin bile iÅŸ yerlerine televizyon götürüp, bu programları büyük bir merakla izlediklerini dolaylı yollardan öğreniyorum. EÄŸer çok olumsuz eleÅŸtiri alsaydım, gerçekten kendimi sorgulardım. ‘Sen ne yapıyorsun? DurduÄŸun noktaya bak’ derdim. Ama tam tersi. Biz sonuna kadar destekleniyoruz. Çok seviliyoruz.BUGÃœN NE YAPIYORSAM BALE EĞİTÄ°MÄ°M SAYESÄ°NDE - Çok uzun zamandır ‘evlilik programı’ ya da ‘Reality Show’ sunuyorsunuz. Bu durumun üzerinize yapışıp kaldığını düşünüyor musunuz?Ben sıkılmadım. Ama benim yaptığım ÅŸey sunuculuktan baÅŸka bir ÅŸey. Ben Türkiye’de bu tarz programlarda yapılabilecek ÅŸeyin en üst noktasında bir ‘sunuculuk’ yapıyorum. Bu yarışmalar dünyada bir furya. Ben sadece bu sunuculuÄŸu yapmıyorum ki! Yine özel gecelerde sunuculuk yapıyorum. Bu arada yapmadığım tek ÅŸey oyunculuk. Mesela ÅŸimdi oyuncu olarak yer alacağım bir proje var. Onu da yapacağım... Benim konservatuvarda aldığım eÄŸitim ve televizyonda elde ettiÄŸim deneyim, beni bunları yapmaya yönlendiriyor. - Siz bale eÄŸitimi aldınız. Ama popüler kültürün tam da göbeÄŸine düştünüz.Öyle bir eÄŸitim alabilirsiniz ama bu kendi bakış açınızla alakalı bir ÅŸeydir. Bugün ne yapıyorsam tüm bu eÄŸitimim sayesinde yapıyorum... Belki bale eÄŸitimi almasaydım asla bu iÅŸlerin içinde olmayacaktım. - Ãœnlü olmak aynı zamanda ‘hayatınızı satmaktır!’Öyle mi? Ben bilmiyorum... GörüntüleneceÄŸim yere gitmiyorum. Bu tamamen seçimle, yaÅŸam tarzınızla alakalı. Zaten çok gezmem. Kendi belirlediÄŸim yerlere rahatlıkla gidiyorum. Benim ünlü arkadaÅŸ sayım da azdır. ArkadaÅŸlarım farklı iÅŸ çevrelerindendir. Yatmadan önce bile 45 dakika süslenirim- Her gün canlı yayın çok zor bir ÅŸey. Canınız istemediÄŸi zamanlarda ne yapıyorsunuz?Canlı yayına çıkmak sevdiÄŸim bir ÅŸey. Adrenalin beni iyileÅŸtiriyor. Tek sıkıldığım ÅŸey, o gün ne giyeceÄŸim ve saçım-makyajım konusu!- Ama çok da süslüsünüz!Seviyorum süslenmeyi. Oldum olası süslüyümdür. Kadınsal ÅŸeylere çok meraklıyım. Benim için en önemli üç ÅŸey, çanta, ayakkabı ve kremlerim. Bunlar kendimi iyi hissettiÄŸim ÅŸeyler.- Sizin de Imelda Marcos gibi yüzlerce çift ayakkabınız mı var?Son kampanya ile beraber vardır!- Bir gece yatmadan önce ‘süslenmeniz’ kaç dakika sürüyor?Kısa kesersem 15!- Uzunu?45 dakika.- Sıkılmıyor musunuz?Aksine kendimi çok iyi hissediyorum. Â
button