Yargının zirvesinden müthiÅŸ sözler

Güncelleme Tarihi:

Yargının zirvesinden müthiş sözler
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2004 00:00

Hákimlerimiz, savcılarımız geçim sıkıntısı çekiyor. Ä°stanbul’a tayini çıktığı için hüngür hüngür aÄŸlayan meslektaÅŸlarımı çok gördüm. Telekom konusunda Özden ve Sezer'in görüşüne karşı oy kullandım. Telekom o zaman 20 milyar dolar ediyordu, ÅŸimdi 2 milyar dolar. Anayasanı 90. maddesi kesinlikle bir an önce deÄŸiÅŸmeli, yani uluslararası anlaÅŸmaların ulusal yasalarımızın üstünde yer alması kabul edilmeli.Mustafa Bumin, Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanı, yani Türkiye Cumhuriyeti’nin 3 nolu yetkili kiÅŸisi... KırÅŸehir Mucurlu, mütevazı bir ilkokul öğretmeninin 6 çocuÄŸundan, 26 Haziran 1940 Kaman Ömer Hacılı Köyü doÄŸumlu, Mucur nüfusuna kayıtlı olanı... 1963’te Ankara Hukuk Fakültesi’nden mezuniyet... 1967’de Danıştay’da tetkik hakimi, 1982’de Danıştay Savcısı, 1985’te Danıştay üyesi, 1989’da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Asıl üyesi, 1992’de Anayasa Mahkemesi Asıl Ãœyesi, 1998’de UyuÅŸmazlık Mahkemesi BaÅŸkanı ve 2000’de Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanı...Türkiye ve OrtadoÄŸu Kamu Yönetimi ve Paris Milletlerarası Kamu Yönetimi enstitülerinde öğrenim, Fransız Danıştayı’nda staj... Mustafa Bumin, özel yaÅŸamında çok güler yüzlü, çok konuÅŸkan, çok tonton, çok sıcak; aÄŸzından bal damlıyor. Emekli ilkokul öğretmeni 41 yıllık eÅŸi Nebahat Bumin, aynı zamanda baÅŸarılı bir ressam. Ä°ki kızından büyüğü Hülya, Deniz Kuvvetleri’nde kıdemli yüzbaşı rütbesiyle doktor, Hale ise Vakıflar Bankası avukatlarından. Bumin, Pınar, Bora ve Talya adlı 4 sevgili torunu var. Buminler’in lojman villasının yemyeÅŸil çimenlerle, rengarenk çiçeklerle bezeli bahçesinde kayısıdan ÅŸeftaliye, eriÄŸe kadar onlarca meyve aÄŸacı var. Bütün bunların hepsini, elinde kazma kürekle Türkiye Cumhuriyeti’nin 3 nolu yetkilisi kendi elleriyle yapmış. Bal dök yala evin duvarlarında Nebahat hanımın yaptığı yaÄŸlıboya tablolar var.Koskoca Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanı’nın çalışma odasını görseniz, hayretten küçük dilinizi yutarsınız. Küçücük bir oda, köhne küçük bir tahta masa, küçük bir kütüphane ve sandalye. Türkiye Cumhuriyeti’nin 3 numarası, evinin ve özel yaÅŸamının kapısını ilk kez bize açtı. Gelecek yıl emeklilikle sona erecek meslek hayatında gördüklerini, yaÅŸadıklarını saatler boyu bütün açıklığıyla anlattı. EleÅŸtirilerini, görüşlerini aktarırken lafı hiç evirip çevirmedi, kimselere ÅŸirin görünmeye çalışmadı. Mustafa Bumin’in gerçekleri o kadar acıydı ki, Nebahat Hanımefendinin enfes suböreklerinin, limonlu, çikolatalı pastalarının bile tadını alamadık. Ä°ÅŸte Türk adaletinin zirvesindeki adamın sözleri.Pek çok yetkili kiÅŸi, yargıyı sadece kendileri söz konusu olduÄŸunda hatırlar. Makamına otururken yargıyı hiç aklına getirmez. Ne zaman ki, görevlerinden alınırlar,o zaman yandım diyerek bize koÅŸarlar.Vicdan: KiÅŸiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kiÅŸinin kendi ahlak deÄŸerleri üzerine dolaysız ve kendiliÄŸinden yargılama yapmasını saÄŸlayan güç. Cüzdan: Cebe girecek büyüklükte, para ve káğıt koymaya yarar küçük çanta.- Bir ülkede yargı biterse her ÅŸey biter, bunu herkes iyi bilmeli, gidiÅŸat hiç iyi deÄŸil. Hakimlerimiz, savcılarımız, baÅŸtan sona bütün adli personel geçim sıkıntısı çekiyor, hiçbirinde iç huzuru yok. MesleÄŸimin giderek erozyona uÄŸruyor olmasından büyük üzüntü duyuyorum. Ben süresini tamamlayıp emeklilik aÅŸamasına gelmiÅŸ bir insanım, kendim için bir beklentim yok. Niye bir maliye, bir Merkez Bankası ÅŸefinin sahip olduÄŸu mali imkanlara Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanı sahip deÄŸil? MAAÅžIM NE KADAR BÄ°LÄ°YOR MUSUNUZ Bugün bir milletvekilinin maaşı herhalde 6 milyar civarında, benim maaşım 3 milyarın altında. Ben onların aldıklarına çok demiyorum, bizimkiler az diyorum. Yener Bey, dilenmiyoruz, ulufe beklemiyoruz, sadece hakkımızı istiyoruz.Ä°zin versem benim mensuplarımın yüzde 80’i baÅŸka kurumlara gidecek, nedeni sadece maddiyat. Halbuki burası memurlar için bir cazibe merkezi olmalı, ne kadar acı deÄŸil mi? Yargıçlık bugün herkesin arzu ettiÄŸi, özendiÄŸi bir meslek olmaktan çıktı. Bırakın zenginlerinkileri, iyi bir orta öğrenim yapmış ailelerin çocukları yargıya girmiyor. Diyelim adli yargıya girdi, 2 sene staj yaptıktan sonra 5. bölgeye, mesela Çukurca’ya gidecek. Alacağı maaÅŸ 750 milyon lira, hangi ana baba çocuÄŸunu gönderir? Mülakata giren; ‘Maliye’ye, TRT’ye giremedim, hiç olmazsa hakim olayım’ diyorsa mesele bitmiÅŸtir.Hakimler, savcılar ve de yargı nice halde derseniz...- Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliÄŸim sırasında Ä°stanbul’a tayini çıktığı için karşımda hüngür hüngür aÄŸlayan meslektaÅŸlarımı çok gördüm. 1’inci sınıfa yeni ayrılmış bir hakim 1 milyar 200 milyon lira maaÅŸ alır. Gider gitmez asla bir lojmana girmesi söz konusu deÄŸildir. Ãœcra yerlerde 300-400 milyona bir kiralık ev bulup kıt kanaat yaÅŸamak zorundadır. Böyle hakimlik, böyle yargı olur mu?Ne yazık ki, bu ülkenin insanları da kendi haklarına sahip çıkmıyor. Haklarının, özgürlüklerinin geliÅŸmesi için çaba sarf ettiÄŸimiz insanlarımız sessiz. Halbuki siyasi partilere tepki koyacak, benim mahkemelerim çok daha insanca olmalı diyecek. Pek çok etkili ve yetkili, yargıyı sadece kendileri söz konusu olduÄŸunda hatırlar. Makamlarında otururlarken yargı hiç akıllarına gelmez.YARGININ AÄžIRLIÄžI SÄ°YASÄ°LERÄ°N İŞİYargının ağır iÅŸlemesi iktidarın iÅŸine geliyor. Nice iktidarlar geldi geçti, hiçbiri derde derman bulamadı.- Bir mahkemede yargılama yıllarca devam ediyorsa, hakkınızı almak için yargıya gitmekte tereddüt ediyorsanız, yandınız demektir. Bence siyasi iktidarlar bunları bilerek ve isteyerek düzeltmiyor. Çünkü yargının ağır iÅŸlemesinde siyasi iktidarın, yöneticilerin çok menfaati var. Meslek hayatımın çok büyük bir bölümü Danıştay’da geçtiÄŸi için çok yakından bilirim, iktidarlar adaletin geç iÅŸlemesinden fevkalade memnundur. Hangi siyasi eÄŸilimde olursa olsun, hiçbir iktidar kendi yetkilerinin paylaşımından hoÅŸlanmaz, denetlenmesinden ise nefret eder. Hepsi sadece kendi doÄŸrularına inanır, kendi istediklerini yapar. Adalet ağır, hantal çalışacak ki, onlar da rahat rahat iÅŸlerini yürütsün. Cumhuriyetin ilk yıllarında genel bütçeden yargıya ayrılan pay yüzde 4 idi, ÅŸimdi ise yüzde 0,7. Bununla mı yargı düzetilecek?Telekomun özelleÅŸmemesine yanarım- ÖzelleÅŸtirme davalarında benim çok muhalefetlerim oldu; mesela Telekom konusunda BaÅŸkan Yekta Bey’le Sezer’in görüşlerini hiç tasvip etmedim, karşı oy kullandım. Yener Bey, çok doÄŸru yaptığımı bugün daha iyi anlıyorum, Telekom o zaman 20 milyar dolar ediyordu, ÅŸimdi indi 2 milyara. ArkadaÅŸlara ÅŸunu anlatamadığıma yanarım; bütün idari iÅŸlemler kamu yararına tesis edilmek zorundadır. Edilmez ise bunun yargı denetimi idari yargıya aittir, Danıştay gereÄŸini yapar. Hiçbir iktidar denetlenmekten hoÅŸlanmaz. Hepsi kendi doÄŸrularına inanır, kendi istediklerini yapar. Adalet ağır çalışacak ki, onlar da rahat rahat iÅŸlerini yürütsün.EÅŸiyle hemÅŸeri olan Mustafa Bumin, Nebahat hanımefendi Yozgat Kız Ä°lköğretmen Okulu’nu bitirir bitirmez 1963’te evlenmiÅŸ. Türk adaletinin zirvesindeki adam ‘EÅŸimin hayatında hep resim vardı, emekli olduktan sonra da var. YaÄŸlıboya tablolarının sayısı 200’ü aÅŸkın’ diyor. Siyasi partiler mallarını paravan ÅŸirketlerde saklıyor- Anayasa Mahkemesi siyasi partileri mali denetleme görevini maalesef gereÄŸi gibi yapamıyor, yapamaz da. GereÄŸi gibi yapılabilmesi en az 200 inceleme elemanına ihtiyacımız var. BildiÄŸiniz gibi vergi hukukunda kanıt inceleme müessesesi vardır, sizin giderinizin onun için gider olup olmadığına bakacaksınız. Bunu yapmayıp, sadece belgelerle yetinirseniz, her ÅŸeyi mükemmel sanabilirsiniz. Zaten bizim partilerimiz bu iÅŸi çok iyi biliyor, giderlerle gelirleri öyle güzel denkliyorlar ki. Marjinal partilerin hiçbiri mal varlığına sahip deÄŸil, hatta MHP bile. Refah’ın, Fazilet’in mal varlığı sıfır. Bir paravan ÅŸirket kurup malları onun üzerinde gösteriyorlar. Kendileri de sanki bu ÅŸirketin bürolarındaki kiracılar oluyor. Parti kapatılırsa deÄŸiÅŸen sadece tabela oluyor, sonra adını deÄŸiÅŸtir yola aynen devam.Anayasa’nın 90. maddesi deÄŸiÅŸtirilmeli- Anayasanın 90. maddesi kesinlikle bir an önce deÄŸiÅŸmeli, yani uluslararası anlaÅŸmaların ulusal yasalarımızın üstünde yer alması kabul edilmeli. Yener Bey, bu egemenlik hakkının devri deÄŸildir, karşılıklı fedakarlıktır. Bu egemenlik hakkını zaten Uluslararası Adalet Divanı’na devretmedik mi? Bu yapılmazsa, Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi’nde kural ihlali yapan ülkeler sıralamasında en baÅŸta olmaya devam ederiz. GüneydoÄŸu olayları bitti de, ancak 5. sıraya inebildik. AÄ°HM BaÅŸkanı Luzius Wildhaber’le iki kardeÅŸ gibiyiz, birlikte çok enteresan anılarımız var. Kendisiyle her buluÅŸmamızda birlikte neler yapabileceÄŸimizi konuÅŸuruz. O da ilk baÅŸta 90. maddenin deÄŸiÅŸmesi gerektiÄŸini söylüyor. 90. maddeye sadece ‘Avrupa Ä°nsan Hakları SözleÅŸmesi yasaların üstündedir’ desinler bitti, diÄŸerlerine ihtiyaç yok. Luzius bir de mahkemelerin uygulama ve içtihatlarda olabildiÄŸi kadar sözleÅŸmeden yana yorum yapmalarını istiyor. YARIN: ANAYASA MAHKEMESİ’NDEKÄ° ‘ERKEKSEN DIÅžARI GEL’ KAVGALARIÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!