Yaralı muhalifleri ilaçla öldürmem emredildi

Güncelleme Tarihi:

Yaralı muhalifleri ilaçla öldürmem emredildi
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2013 00:00

Suriye’de doktordu, muhalifleri tedavi ettiği için işkence gördü, hücreye atıldı, Türkiye’ye kaçtı. İşte ailesiyle İstanbul’a sığınan bir doktorun iç burkan hikâyesi

Haberin Devamı

“Rejim yanlıları, bir gün hastaneyi bastılar. ‘Bundan sonra muhalifleri tedavi etmeyeceksin. Bırak ölsünler. Hatta ilaç enjekte et kurtulabilecekler de ölsün’ dediler. Ben gelen yaralının hangi taraftan olduğuna bakmadan tedavi etmeye devam ettim çünkü ben doktorum ve mesleğe başlarken bunun için yemin ettim. Bir gün ameliyata girmek üzereydim. Tam bu sırada rejim askerleri gelip beni götürdüler. Sorguya aldılar. Tırnaklarımı çektiler, elektrik verdiler, sürekli dayak attılar. Üç ay boyunca iki kişiyle birlikte bir metrekarelik beton bir hücreye attılar. Sadece sabah ve akşam saat altıda iki kez tuvalete gitmemize izin verdiler. Ölmeyecek kadar da yemek ve su. Ne yatak ne döşek ne bir oturak ne de battaniye. Üç ay boyunca soğuk betonun üzerinde kaldım. Tam 15 kilo verdim bu süreçte. Nerede olduğumdan kimsenin de haberi olmadı.”
Bu anlattıkları Doktor İmad Abd Alkadir’in yaşadıklarının sadece bir kısmı. 31 yaşında bir Suriyeli. Arapça, Kürtçe, İngilizce ve Türkçe biliyor. Fransız Besma ile evli. İki çocukları var. İç savaş sırasında Şam’ın en büyük hastanesinde çalışıyormuş.
İşte bir gün hastane basılıyor ve başına bunlar geliyor. Devamı var bu kadar değil elbet.

Haberin Devamı

POSTER YIRTTI DİYE 6 AY YATTI

“Kaldığım hapishanede bir de Türk vardı. Şam’daki Türkiye Büyükelçiliği önündeki Beşar Esad yanlılarının gösterisine denk gelmiş. Bana anlattığına göre; göstericiler Erdoğan’ın posterlerini yırtmış o da sinirlenip eline geçirdiği Beşar Esad posterini yırtmış. Önce dayak yemiş, sonra işkence... Sırf poster yırttı diye altı ay hapis yattı. Bu, Suriye’deki rejimin nasıl anti-demokratik bir yapısı olduğuna çok açık bir örnek.”

KADDAFİ’NİN ÖLDÜĞÜ GÜN

/images/100/0x0/55eb5989f018fbb8f8bb85db

Doktor Alkadir hapisteyken Kaddafi’nin öldüğü gün kızı Silak dünyaya gelmiş: “Kızımı ancak üç ay sonra yüklü bir kefalet ödeyerek çıkınca görebildim. Mahkemem devam ederken ben çareyi Türkiye’ye kaçmakta buldum. Ben mesleğimin birinci kuralı olan hastaları tedavi ettiğim için cezalandırıldım. Türkiye’ye kaçtıktan 15 gün sonra evimi basmışlar. Bunu öğrenince eşim ve çocuğumu da buraya aldırdım.”
11 aydır İstanbul’da yaşayan ve 1.5 aylık oğlu Hurşit’i de burada kucağına alan Dr. Abd Alkadir,  iç savaştan önce çok güzel bir hayata sahipmiş. 4 oda 1 salon 160 metrekare bir evi ve lüks bir arabası varmış.

Haberin Devamı

İLAÇLARI PAKETLİYOR

Şu anda Suriye Nur Derneği ve İHH’nin Suriye’ye göndereceği ilaç yardımlarını ayrıştırıp paketliyor Alkadir. Bir kez kaçak olarak Suriye’ye ilaç götürmek için gitmiş. “Dönerken sınırda Türk polisi beni yakaladı. Kendi ülkemdeki gibi işkence beklerken, beni bir odaya aldılar, çay, kahve ikram ettiler. İnsan gibi sorguladılar. Ben de olanları anlattım. Serbest bıraktılar. Bizim gibi Arap ülkelerinde maalesef demokrasiden söz etmek mümkün değil.”

Borç parayla geçiniyorum

Alkadir’e göre Türkiye’de resmi rakamların aksine 1 milyondan fazla Suriyeli yaşıyor. İstanbul’da da yaklaşık 400 fakir Suriyeli aile var. Kendi durumuna gelince: “Suriye’de zengin biriyken burada fakirim. 50 metrekarelik 1 oda bir salon evde yaşıyorum. Ayda 500 TL kiramı yurtdışındaki arkadaşlarımdan aldığım borç parayla veriyorum.”

Haberin Devamı

90 metrekarede 16 kişi yaşıyor

Suriye’deki iç savaştan kaçıp İstanbul’a sığınanlardan biri de 45 yaşındaki Muhammed Abdullah ve ailesi. Şam’daki parkların sulama sistemlerini 36 yıldır yapan

/images/100/0x0/55eb5989f018fbb8f8bb85dd
Muhammed Abbas’ın, Zebedan’daki evi dört ay önce bir bombalama sırasında yerle bir olmuş. Tüm aile bodrum katındaki sığınakta gizlendikleri için yara almadan kurtulmuşlar. Ev yaşanamaz hale geldiği için Muhammed Abdullah, eşi Rojin, 80 yaşındaki babası, 78 yaşındaki annesi ve altı çocuğuyla birlikte düşmüş yollara. Dört kilometre yürüyüp ondan sonra da buldukları bir araçla Şam’daki kayınpederinin evine sığınmışlar. Birkaç ay burada kaldıktan sonra Kamışlı’daki ağabeyinin yanına kaçmışlar. Buradan da otobüsle İstanbul’un yolunu tutmuşlar. Beş ay önce İstanbul’a kaçan kız kardeşinin yanına yerleşmişler. Kâğıthane’de 2 oda 1 salon 90 metrekarelik bir evde 16 kişi yaşıyorlar. Suriye Nur Derneği’nin getirdiği düzenli gıda yardımının dışında eve giren tek para turistik bir semtteki kuaför salonunda çalışan kız kardeşinin maaşı. 450 TL’lik kirayı da o ödüyor.

Haberin Devamı

ADIM ATMAYA YER YOK

İki kalabalık ailenin bu küçük evde yaşamasının çok zor olduğunu belirten Muhammed Abdullah, “Eniştem, ben ve 17 yaşındaki oğlum Bilal sabahtan çıkıyoruz, akşama kadar iş arıyoruz. Ne yazık ki hiç Türkçe bilmediğimiz için kimse bize iş vermiyor. Evde adım atmaya bile yer yok. Bir an önce iş bulup küçük de olsa bir eve kiraya çıkmayı düşünüyoruz” diyor.

OKULA GİTMEK İSTİYORLAR

Evde en büyüğü 17, en küçüğü 3 olmak üzere her yaştan toplam 10 çocuk var. Yemek ve uyku saatleri dışında hava iyi olursa zamanlarını parkta oynayarak geçiriyorlar. 10 yaşındaki Lalaş ise okulunu çok özlediğini söylüyor, “Evimiz bombalandığı için tanımadığımız yerlere geldik. Bir an önce savaş bitse de okuluma geri dönebilsem” diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!