Yaptığım işin hastasıyım

“Ful” için “İlklerin albümü” demişsiniz. İlk 3D klibi çekmeniz dışında neler ‘ilk’ oldu bu albümde?
- İlk kez çıkış parçam, Türkçe seslendirdiğim bir şarkı oldu. Ayrıca başka prodüktörlerle çalıştığım ve 3D klip çektiğim ilk albüm oldu “Ful”.

“Türkçe şarkı söylemeyi sevmiyorum” demiştiniz, fakat albümlerinizde Türkçe şarkılara da yer veriyorsunuz...
- Bu albümde sadece bir tane Türkçe şarkı var; “Ful Animasyon”. Son iki albümümde hiç Türkçe şarkı yoktu. Bu sevip sevmemekle değil, şarkının çıkışıyla alakalı. Bir şarkı Türkçe çıktıysa, öyle bırakıyorum. Albümde şarkılara yer verirken de öyle stratejiler benimsemiyorum, “Öyle bir albüm yapayım ki tamamı Türkçe ya da İngilizce olsun” demiyorum.

“Go” adlı albümünüz için “Kariyer albümümdü” dediniz, “Ful”ü nasıl niteliyorsunuz?
- Bu bir geçiş albümü.

Neye geçiş?
- Ben de bilmiyorum... Remiks şarkıları albümlere öylesine koyarlar ya, “Ful”ün ise sadece remiks albümü olmasını planlıyordum. Sonra fikrimi değiştirdim, “Sadece remikslerle olmaz, başka bir şeyler de koymak gerekiyor” dedim. Üç tane de normal şarkı koydum albüme. Yaptığım şarkılar arasından en iyilerini seçtim. “Ful Animasyon” da tam bir çıkış şarkısıydı bana göre, o yüzden ilk klibi de ona çektim. Bu albümdeki remiksler gerçekten remiks mantığıyla yapıldı. Her DJ kendi istediği şarkıları seçip istediği gibi yorumladı. Şarkılar, yeniden aranje edilmiş gibi bir hâl aldı.

DÜNYAYI PATLATACAĞIM GİBİ BİR DURUM YOK

Neden 15 remiks şarkı var albümde ve şarkılarınıza kimler remiks yaptı?
- Hem beni yeni tanıyanlara “Olay bu!” demek, hem de eskiden beri beni takip edenlere yeniden nefes aldırmak için albüme 15 remiks, üç tane de normal şarkı koyduk. Şarkıların remiksini DJ Tarkan, Emre Yavruoğlu, Süpermatik, Süha Kilvaş, N.U.G, Ooner, Nurettin Çolak ve Erdem Tunalı yaptı. Üç şarkının remiksi de bana ait.

“Ful Animasyon” için “Daha önce böyle bir şarkı yapılmadı” diyorsunuz. Bu şarkının diğerlerinden farkı ne?
- Bana değişik geldi. Benim yaptıklarıma göre daha değişik bir şarkı oldu. Ben Türkiye’de daha önce böyle bir şarkı dinlemedim. Ama yanlış anlaşılmasın, iddialı olmak için söylemiyorum bunu. Editörler genelde çok iddialıymışım gibi yazıyorlar, başlıkları abartıyorlar.

O kadar da iddialı değilsiniz o zaman?
- Yok, iddialı bir adamım ama “keserim, dağıtırım” gibi değil... Yaptığım işi beğenmiyor muyum? Hastasıyım! Ama “Dünyayı patlatacağım” gibi bir durum da yok, zaten iyiyiz.

KLİPTE “AVATAR”DAKİ TEKNOLOJİYİ KULLANDIK

Klipte 3D teknolojisini kullanma fikri nasıl gelişti?
- Ben müziğimde dünya standartlarıyla beraber gidiyorum. Hatta çoğu zaman önde gittiğimi düşünüyorum. Duruşumda da normalden daha farklı yerdeyim, popüler bir yerdeyim ama yandan bakıyorum. Müziğim ve duruşum böyle... E, şarkı da bir filmde olduğunu söylüyor; “Bir filmin içindeyiz aslında, senaryo bizim” diyor. Bu şekilde bir film çekme fikri doğdu. Duruşuma baktığımda da, “Eğer bir film çekeceksem, en son teknolojiyi kullanmam gerekir” diye düşündüm. Bu da iki sene önce “Avatar” filminde kullanılan teknolojiydi. Bu teknolojiyi şu anda Türkiye’de ve bir müzik videosunda yapmak korkunç bir fikirdi. “Bunu yapacak olan biri varsa, o da benim” dedim. Klibin çekimleri dört gün sürdü, üç gün de prova yaptık. İmaj Prodüksiyon sağ olsun bütün ekipmanı sağladı. “Avatar”daki teknolojinin aynısını kullandık. Normalde yurtdışında olan bir şey bize daha geç gelir, buradaki amaç da bu konuda yurtdışına olan hayranlığı atmaktı aslında.

“Ful Animasyon”un videosu sinemalarda da gösterilmeye başlandı, değil mi?
- Evet, insanların 3D’yi görebilecekleri yerler çok az. Klibin hakkını bulması için sinemalarda 30 saniyelik bir tanıtım gibi yayınlanıyor.

KAPAKTAKİ KÜRK, BENİM HAYVANLIĞIMI TEMSİL EDİYOR

O şarkıda “Yeni jenerasyon ful animasyon” diyorsunuz, bu gençlere yönelik bir eleştiri mi?
- Ben o şarkıda “Burası yüksek tansiyon, sürekli aksiyon” diyorum, bu benim iç dünyam. Bunların hiçbiri gerçek değil. “Biz yeni jenerasyon olarak burada devamlı aksiyon halindeyiz, buraya gelebilirsin” diyorum.

Albüm kapağının tasarımı da size ait. Kapakta bir “Siyah Kuğu” havası var sanki...
- Yok, o filmden esinlenmedik. Giydiğim kürklü takım elbiseyi Yusuf Kayı tasarladı. O benim hayvanlığımı temsil ediyor. (Gülüyor)

“Editörler başlıkları abartıyor” dediniz, bu sözünüz başlık olursa karışmam!
- Doğru söylüyorsun, bunlara dikkat etmek lazım. Bir şeyi temsil etmiyor aslında. O bir histi ve kapağa taşıdık.

SANAT İÇİN YAPAN BİRİ DEĞİLİM

“Benim için Konya’da tanınmakla New York’ta tanınmak aynı şey” demişsiniz. Türkiye’de dünya starı olmak isteyen birçok isim varken, bu açıklamanız biraz ilginç olmuş...
- Konya da dünyada bir yer, benim için fark etmiyor gerçekten. Zaten yaptığım şeyi dünyaya veriyorum. İyi şeyler yaptığın zaman arkası geliyor, Amerika da, Japonya da, Hindistan da seni benimsiyor. Amaç değil de sonuç bu olduğu zaman memnun oluyorum ben. Benim için amaç dünyada tanınmak değil.

Amacınız ne peki?
- Ben sanat için sanat yapan biri değilim. Yoluma bu işi yaparak devam etmek istediğim için, iyi işler yapmak istediğim için bu işi yapıyorum. Ömrümün sonunda kadar da sevdiğim işi yapmak istiyorum.

“SEVDİM YÂRİ ÇİKİ ÇİKİ BARİ” YAZSAM, KİMSE ELEŞTİRMEZDİ

Şarkı sözleriniz eleştiriliyor, bu konuda ne söyleyeceksiniz?
- Blog’larda “Sözler zayıf ama...” gibi eleştiriler okuyorum ama daha ne yazacağımı ben bilmiyorum! “Sevdim yâri çiki çiki bari” diye bir şey yazsam kimse eleştirmezdi. Ama bir şey dediğiniz zaman -ki dans müziği yapıyorum, sözden hiçbir beklenti yok- eleştiriyorlar. Bir de ‘göze parmak’ sözlere alışılmış, benim şarkılarımda ise birçok metafor var.

ÇOCUKLARIM DANS ETMEYİ SEVMEZ

Oğlunuz Kerem ve kızınız Ela, dans ediyor mu sizin şarkılarınızda?
- Yok, çocuklarım dans etmeyi sevmez. Ben de dans etmezdim, şimdi de etmiyorum zaten. Meraklı, muzip, tatlı çocuklarım var.