Güncelleme Tarihi:
Seray Sever fotoğrafları için tıklayın
Tempo dergisine konuşan Seray Sever, şunları söyledi: "O an içimden öyle geldi, söyledim. Sonra başka tarafa çektiler. Bir yerlere gelen insanların açığını yakalamaya çalışıyorlar. Ama bu, benim gibi eğitimli ve Atatürkçü birine vurabilecekleri bir konu değil. Bu ortamda maymuna döndüğümüzü fark ettim. Yaptığımız iş maymunluk."
Seksi, güzel, cüretkár, agresif... 15 yıldır canlı yayın sunucusu. En son, "Atatürk, hem Kurtuluş Savaşı’nı yapmış hem de iki kadını idare etmiş. O bile böyleyse, şimdiki Türk erkekleri neler yapmaz" sözleriyle manşetlere taşındı. Seray Sever ile özel yaşamını, profesyonelliği ve cinselliği, Tempo dergisinden Arda Uskan konuştu.
n 15 yıldır canlı yayın sunuculuğu yapıyorsunuz. Tiyatro, sinema, dizi, şarkıcılık... Bütün bunları yapacaktınız da neden ekonomi okudunuz?
- Bunları yapacağımı bilmiyordum ki... Çok iyi bir öğrenciydim. Okulun voleybol takımındaydım, piyano dersleri alıyordum. Ailem bir prenses gibi yetiştirdi beni. Sonra içimdeki canavar uyandı, bu camiaya girdiğim zaman şaşırdım, aptallaştım. Güçlü olmak için, savaşçı ruhum o prensesin önüne geçti. Ama içimdeki prenses hálá duruyor. Tabii çıkarabilene...
n Erkekleri kastediyorsanız, neden çıkaramıyorlar?
- O zekáda ve özgüvende biri yok. Yaptığımız işte böyle ilişkiler çok güç.
n Neden aradığınız erkeği bulamıyorsunuz?
- Bulamıyorum, çünkü çok fazlasını arıyorum. "Azla yetinmeyen çoğu bulamaz" derler. Ben tam tersini düşünüyorum. Önüme çıkan insanda bir eksik görürsem, "Bununla yetineyim" demiyorum. Çünkü erkek olsun, kadın olsun, dostlarım olsun, sarıldığım herkesi çok önemsiyorum. Bu yüzden problemler çıkıyor.
n Geçmişe bakarsak, sizinle birlikte anılan isimler arasında Kürşat Başar, Hakan Altuner, İlhan Mansız...
- İlhan Mansız yok. Onunla arkadaş olduğumu hep anlatmaya çalıştım ama başaramadım.
n Evlenmeye karar verdiğinize dair haberler çıktı.
- İlhan’ın ailesiyle tanıştım, kızını getirdi. Bir arkadaşlığımız oluştu. Ama devamını getirecek bir derinlik olmadı. İleri gitmek istesem gider miydim? Tabii giderdim, ama gitmedim.
n Bu erkeklerin hiçbirinin ortak noktası yok. Hepsinde değişik bir şeyler mi buluyorsunuz?
- Aynen öyle. Bir insanda belki yüzde 90’ını buluyorum, ama bulamadığım yüzde 10’a takılıyorum. O yüzde 10’u bulduğum kişiye dönüyorum. O adam beni çekiyor. Sonra bakıyorum ki o yüzde 10’da zaten duramam, çekip gidiyorum. Buna rağmen hayatıma çok fazla erkek girmedi.
n Belki o birkaç ’yüzdeyi’ toplayıp birlikte yaşasanız, ’yüzde 100’ü’ tutturursunuz...
- Öyle olsa süper olurdu değil mi? Birisinde şu, birisinde bu... Ama ben sonuna kadar tek eşli bir kadınım. Tek bir kişiye konsantre olmalıyım. O da yüzde 100 olmalı.
n Bu yüzde 100’ün içinde neler var?
- Vallahi her şey var... Yok böyle bir model, değil mi? Belki ileride ben de olgunlaşırım, yüzde 70-80’lere razı olurum. Güvenmem, dürüst bulmam ve karşılıklı oturup konuşabilmem çok önemli. Ruhsal paylaşım çok önemli.
n Bir dönem "sekiz ay seks yapmadan" yaşadığınızı söylemişsiniz. Bu neden gerekti?
- Geçenlerde, "Ben aseksüelim" diye bir açıklama da yaptım. İnsanların beni seksi olarak görmesi, fiziğimle ilgili bir durum. Bana ruhumdaki Seray’ı ortaya çıkarabilecek bir erkek lazım. Seksiyim diye ortalarda dolaşıp, hayatıma biri girsin istemiyorum.
n Bir canlı yayında, "Atatürk, hem Kurtuluş Savaşı’nı yapmış hem de iki kadını idare etmiş. O bile böyleyse, şimdiki Türk erkekleri neler yapmaz" dediniz. Sonra da "Latife Hanım’ın Atatürk’ün eşi, Fikriye Hanım’ın ise ona áşık bir kadın olduğunu yeni öğrendim" diye bir açıklama yaptınız.
- Çok içten söyleyeyim, o konuyu bilmiyordum. Atatürk benim için yüce bir varlık. Onun kurduğu cumhuriyetin kadınını çok iyi bir şekilde temsil ettiğime inanıyorum. Mustafa Kemal’in bu devleti nasıl kurduğunu, bütün icraatını bilirim, ama onun özel hayatına girmek, bana Ata’yı magazinleştirmek gibi geliyor.
n Abartmıyor musunuz biraz?
- Hayır, çok takıntılıyım bu konuda. Latife Hanım konusunda bir sürü kitap çıktı. Ben hiçbirini okumadım. Çünkü Atatürk’ü bir erkek modeli olarak görmek istemiyorum. Ayrıca o, çok saf ve temiz sorulmuş bir soruydu.
n Ağzınızdan mı kaçtı o cümle?
- Yoo... O an içimden öyle geldi, söyledim. Sonra başka tarafa çektiler. Bir yere gelen insanın bir açığını yakalamaya çalışıyorlar. Ama bu, benim gibi eğitimli, Atatürkçü bir insana vurabilecekleri bir konu değil.
n Size neden vurmak istiyorlar?
- Kendileri bir yere gelemedikleri için, bir can acıtma isteğindeler.
n Son zamanlarda gazete okumadığınızı ve televizyon izlemediğinizi söylemişsiniz. Doğru mu bu gerçekten?
- Evet. Haberlere bakıyorum sadece. Çünkü kendime detoks yapmak istedim. Bu ortamda maymuna döndüğümüzü fark ettim. Biraz dışına çıkıp baktığın zaman, bunun ne kadar saçma bir dünya olduğunu görüyorsun. Maymunluk yaptığımız iş...
Yine albüm yapacağım
istemeyen dinlemesin
n Çıplak sesle söylediğiniz şarkının bir bölümü olay olmuştu.
- Herkesin başına gelebilir. Prim yapmak için haksız yere saldırıldı bana...
n Başarısızlık etkiliyor mu sizi? Mesela yaptığınız albüm...
- Çok etkiliyor. Üstelik o, hak edilmiş bir başarısızlık değildi. Ben iyi niyetle, kendi albümüme kendi paramı yatırdım. İnandığım insanlarla yola çıktım. Kendimi anlatamadığım için o kadar üzüldüm ki, yere yapıştım ve küllerimden yeniden doğdum.