Güncelleme Tarihi:
HALİL ERGÜN (ALİ RIZA BEY): ALİ RIZA BEY KÜLLERİNDEN DOĞABİLİR
Halil Bey, öncelikle bu kadar uzun soluklu bir projede yer almanın nasıl bir duygu olduğunu sormak istiyorum...
- Çok büyük bir başarı ve bu başarıda payı bulunan biri olarak sevinmemem mümkün değil tabii... Çok tutan, çok reyting alan diziler olabilir fakat bunca yıl aynı ağırlıkta ve aynı yüksek başarıda devam etmek eşine az rastlanır bir durum...
Peki yakında sona erecek olması sizi üzüyor mu?
- Üzmez mi... Hüzün şimdiden başladı bile hepimizde... Çünkü tüm ekip çok iyi anlaştı, geçen yıllar içinde aile gibi olduk. En ufak bir pürüz ve gerginlik çıkmadan geçirdik onca zamanı. Dolayısıyla biten her güzel şey gibi bu da hüzün veriyor.
Sizi çoğunlukla aile babası rollerinde gördük. Bundan sonra da aynı şekilde mi devam edeceksiniz yolunuza?
- Değişik bir projede oynamayı isterim açıkçası, ama çok da aykırı bir projede yer almayı göze alamam. Çünkü seyircinin gözünde belli bir imajım var.
Evet, seyirci sizi seviyor...
- Bu da çok sevindirici bir şey... Artık onlardan biriyiz, öyle bakıyorlar bize. ışimizi yapıyoruz, para kazanıyoruz, üstüne üstlük insanlar bizi seviyor, bunun kadrini ve kıymetini bilmek lazım.
Bazıları diziyi çok uzatıldığı gerekçesiyle eleştiriyor. Bu konuda siz ne diyeceksiniz?
- Bu diziye bir sürü abuk subuk eleştiri geldi. Yok çok uzadı da, hikâyeden kaydı da... Başarıları kıskanmakla meşgul belli kesimlerin yaklaşımları bunlar.
Final sezonunda izleyicileri çok sürpriz bekliyor mu?
- Bizim çılgın yazarların, değerli arkadaşlarımın kafasında bazı sürprizler var tabii, ama onları bizim söylememiz mümkün değil.
Ali Rıza Bey hep aileyi toparlamaya çalıştı, hep dik durdu. Ama yeni sezon fragmanında onu da çökmüş gördük.
- Çöktü ama o hayata eyvallah etmez. Mutlaka bir çıkış noktası bulacaktır. “Yeniden doğarım küllerimden” diyebilir.
GÜVEN HOKNA (HAYRİYE HANIM): DİZİNİN BİTMESİNE BİZ DEĞİL HALK ÜZÜLECEK
Merhaba Güven Hanım, beşinci sezon başlıyor. öncelikle neler hissettiğinizi sormak istiyorum...
- Halkla çok bütünleşmiş durumdayız ve bana göre aslında bu dizi 10 sezon daha devam eder. Ama her şey tadında bitsin deniliyor. Sanıyorum bitiyor...
Üzgün müsünüz?
- Aşırı dramatize etmenin bir anlamı yok tabii, sonuçta her güzel şey gibi bu da bitecekti. Üzülen biz değil, halk olacak. Biz, verilen karakterleri hayata geçirmekle görevliydik. Bu görev biter, başka görev başlar. Tabii biz çok güzel bir ekiptik, çok güzel bir aileydik, bir bütündük, ona üzülüyorum. ınşallah böyle bir aile ortamını yeniden yakalayabiliriz setlerde.
Bu sezonda da çok ağır travmalar yaşayacak mı Tekin ailesi?
- Evet, çok ağır şeyler yaşanacak. Zaten bu ilk bölümün fragmanında da bu durum vurgulanıyor. Karakterlerin ne kadar değiştiği, ne olduğu, tutarsızlıklar, Hayriye Hanım’ın hırçınlıkları, kabalıkları, çok kesin bir dille seyirciye sunulacak. Ben bu sezon çok tepki alacağıma inanıyorum. Üzülüyorum da buna...
Şu an nasıl tepkiler?
- Ben genelde hep kötü karakterleri oynadım. “Zerda”da olsun, “ıkinci Bahar”da olsun... Hep olumsuzluklar yaratan hırslı kadınları canlandırdım. Hırslı ama aynı zamanda sevgi dolu... Seyirci bendeki olumsuzlukları da seviyor aslında.
Hayriye Hanım’la hiç ortak noktanız var mı?
- Hayriye karakteriyle anne olmam dışında hiçbir benzerliğim yok. Onu canlandırırken zaman zaman “Bu kadar da olur mu” diyorum. Ama seyirci seviyor.
BENNU YILDIRIMLAR (FİKRET): FİKRETLER HEP FEDAKÂRDIR
Merhaba Bennu Hanım, yeniden “Yaprak Dökümü” setindesiniz. Ama geri sayım başladı. Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?
- Güzel bir ekiple çok başarılı ve uzun soluklu bir işi yapmanın sevincini yaşıyorum. Dediğiniz gibi geri sayımdayız, yarım sezon daha ekranlardayız, sonra veda ediyoruz. Hayırlısıyla güzel bir final yapacağız.
Fikret bu sezonda da çok fedakârlık yapacak mı?
- Fikretler hep fedakârdır...
Ama o çok durağan bir karakter. Hiç değilse finale doğru izleyiciyi şaşırtacak şeyler yapma ihtimali var mı?
- Şaşırtıcı neyi olabilir Fikret’in?
Belki bırakıp gider...
- Böyle bir ümidiniz var mı? Yazarlar öyle bir şey yazarsa olabilir tabii.
Siz dizi devam ederken bir sinema filminde rol aldınız, tiyatro da devam etti. Bu tempoya nasıl ayak uydurabildiniz?
- Senelerdir hep bu tempoda çalıştım, o yüzden beni yormuyor. Alışkınım, memnunum da. Yoğun olmadığım zaman sıkılıyorum.
DENİZ ÇAKIR: FERHUNDE İZLEYİCİYİ ŞAŞIRTABİLİR
Deniz Hanım, projenin final sezonu başlıyor. Üzgün müsünüz?
- Yoo, üzgün değilim aksine çok keyifliyim. Tadında bitirmek istiyorum çünkü... ınşallah çok güzel, herkesin hoşuna gidecek bir final yaparız.
Peki Ferhunde bu sezon da Tekin ailesine kötülük yapmaya devam edecek mi?
- Ferhunde’nin bu sezon duruşu ne olur bilmiyorum ama herhalde geçmişiyle, hayatındaki önemli şeylerle yüzleşip, seyirciyi biraz şaşırtacak. Ama bu benim fikrim, çünkü biz de sadece bir bölüm önceden öğreniyoruz neler olacağını.
Ferhunde karakterinin üzerinize yapışmasından korkuyor musunuz?
- Hiç öyle bir korkum yok. Ben kendim için, keyif aldığım için yapıyorum bu mesleği, karşı taraf için değil. Dolayısıyla ne düşünüldüğü umurumda bile değil. Kaldı ki öyle bir durum olacağını hiç sanmam. Bana şimdiye kadar Ferhunde’ye benzer bir rol teklifi hiç gelmedi. Dört senedir böyle bir teklif gelmediğine göre sorun yok.
Ferhunde karakterini bir de sizden dinlesek...
- Ferhunde şartlar dahilinde gelişen bir karakter. Başka bir ailede büyümüş olsa, atıyorum Tekin ailesinin kızı olsa, belki Leyla veya Nejla’dan daha iyi biri olurdu. Fakat çok küçük yaşta babasını kaybetmiş, yetimhanede büyümüş, o yüzden böyle şekilleniş. ınsanların hamurundan ziyade şartların etkili olduğunu düşünüyorum ben.
GÖKÇE BAHADIR (LEYLA): BU DİZİ HAYATIMDA ÇOK ÖNEMLİ BİR BASAMAK
Uzun süredir rol aldığınız dizide son bölümler çekiliyor, sette de son zamanlarınız... Nasıl bir duygu bu?
- O kadar uzun sürdü ki, sanki hayatımda hep “Yaprak Dökümü” vardı gibi hissediyorum. Bu kadar güzel bir işte olmak büyük bir şans. Hâlâ da biteceğine inanamıyorum. Hiç bitmeyecekmiş gibi geliyordu, sanki hep bu sete gelecekmişim gibiydi... Hatta “Yaprak Dökümü”nden emekli olacağız biz herhalde diye şakalaşıyorduk.
Peki Leyla bu sezon mutlu olur mu sizce?
- Bilmiyorum ki, her şey çok aleyhine ilerliyor. Bence yine de iyi dayanıyor.
Uzun süre aynı rolü canlandırmak bir oyuncu için avantaj mı, dezavantaj mı?
- Bu rol bir avantajdı, çünkü Leyla çok değişik dönemlerden geçti. Pek çok dönem ve çeşitlilik var karakterde. Burada, bu sette gerçekten çok büyüdüm ben. “Yaprak Dökümü” hayatımda çok önemli bir basamak oldu.
HASAN KÜÇÜKÇETİN (ŞEVKET): DİZİ BİTİNCE GİDİYORUM
Şevket rolünü başkasından devraldınız, ekibe sonradan katılanlardansınız. Bu sizi zorladı mı?
- Var olan çarktan bir dişli çıkıyor ve sistemin hareket etmesi için seni yerleştiriyorlar. Bunun hem seyirci, hem ben hem de set için zorlukları oldu tabii. Ama bu zorlukları atlattık diye düşünüyorum.
Şevket biraz fazla iyi niyetli bir karakter değil mi? Başı beladan kurtulmuyor bir türlü...
- Vallahi zaten iyi niyetinden şu anda adliyede. Başına bundan daha kötü ne gelebilir, bilmiyorum. Ölmek herhalde!
Siz de o kadar iyi niyetli misinizdir?
- Benzer yönlerimiz var ama ben olaylar karşısında onun kadar sessiz kalmam. Tepki göstermek gerekirse gösteririm. şevket kadar içine kapanık bir adam değilim.
“Yaprak Dökümü”nden sonra gerçekleştirmek istediğiniz bir proje var mı?
- Bundan sonra askerlikle ilgili bir projem var. Tahminen aralıkta askere gideceğim.