Oluşturulma Tarihi: Ocak 25, 2007 00:00
Dizi sektöründe büyük bir adaletsizliğin hüküm sürdüğünü belirten usta yönetmen Ümit Efekan, "Bazı yapımcılar bir sezonda dört dizi birden çekiyor. İki diziyle parayı bulup, tutmayan dizilerin kadrosunu da sokağa fırlatıyorlar" dedi.
Usta yönetmen Ümit Efekan ile hem dizi hem de sinema sektörünü konuştuk.
Dizi sektöründe büyük bir adaletsizliğin hüküm sürdüğünü belirten Efekan, "Bazı yapımcılar bir sezonda dört dizi birden çekiyor. İki diziyle parayı bulup, tutmayan dizilerin kadrosunu da sokağa fırlatıyorlar. O insanlar da çalışabilmek için yeni sezonu beklemek zorunda kalıyor. Yapımcılar bencil..." diyor.
36 yıllık sinema ve TV deneyiminiz var. Sinemada 60’a yakın film çektiniz. Sizce en iyi filmleriniz hangileriydi?
- "Halkalı Köle", "Darbe", "Bu Devrin Kadını", "Madde 438", "Acı Dünya", "Fırtına Gönüller" gibi çoğu toplumsal, birçok film çektim. İçlerinden ayrım yapmam çok zor.
"Böyle mi Olacaktı?, "Bize Ne Oldu", "Kırık Ayna", "Yıkılmadım" gibi başarılı dizilere de imza attınız...
- Saydıklarınızın dışında daha birçok başarılı dizim var. Magazin Gazetecileri Derneği’nin En İyi Yönetmen ödülüyle onurlandırdığı "Benim İçin Ağlama" dizisini de unutmayalım. Çok keyifli projelerde yer aldım.
Fatma Girik’in rol aldığı "Hasret" adlı diziniz sekizinci bölümden sonra yayından kaldırıldı. Son dönemde Kadir İnanır, Tarık Akan, Türkan Şoray ve Fatma Girik gibi usta oyuncuların dizileri reyting alamadıkları için kaldırılıyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Ben bu saydığınız önemli isimlerin reyting’lerinin düştüğüne inanmıyorum. Bu oyuncular sinemaya yıllarını verip, Türk halkına en iyi filmleri sundular. ’Dizileri durdu, bittiler’ havasını yaratanlara katılmıyorum. Bu oyuncuların doğru senaryo ve doğru yönetmenle her zaman yüksek reyting alacaklarına inanıyorum.
Son dönemde genç oyuncular daha popüler. Sizce oyuncuların devri değişti mi?
- Hayır, değişmedi. Televizyonda bir dizinin tutması için birçok faktörün bir araya gelmesi gerekiyor. Bir dizinin başarılı olabilmesi için doğru proje, doğru zaman ve doğru kadro çok önemli.
Star olmak ise ayrı bir meziyet. Şu anda reytingleri tavan yapan genç oyuncuların unutulmaları için sadece bir yıl ekrandan uzak kalmaları yeterli. Bir Fatma Girik ya da Kadir İnanır öyle kolay kolay yetişmiyor. Onların filmleri nesiller boyu izlenecek. Ama diğerleri günlük veya sezonluk filmler gibi anılacak ve yok olup gidecekler. Bu sektörde yıldızı parlayıp bir-iki senede unutulan çok oyuncu gördük.
ZOR DURUMDA YÜZLERCE SİNEMA EMEKÇİSİ VAR
Sinema ile televizyon çok farklı sektörler değil mi?
- Sinema filmleri, yapımcının, senaryo yazarının, yönetmeninin ve oyuncuların aylar süren hazırlıklarıyla ortaya çıkan yapıtlardır. Sinema filmleri için büyük emek harcanır, başarılı olursa da yıllarca unutulmazlar. Televizyonda ise böyle bir durum söz konusu değil. "Hadi hemen başlayalım" denir. Kadro kurulur, bir-iki bölüm çekilir ve tutmayınca da diziye son verilir. Geçtiğimiz günlerde bir TV kanalında kendisini çok beğendiğim Tuncer Kurtiz’in bir konuşmasına şahit oldum. Tuncer Abi, "Yeni bir diziye başlıyorum" diyor. Sunucu kız da ne oynadığını soruyor. Tuncer Abi de "Bilmiyorum" diyor. Yani Tuncer Abi gibi usta bir oyuncu bile dizide oynayacağı rolünü bilmiyor. Gerisini siz düşünün.
Peki, aynı anda 4-5 dizi çeken yapımcılar hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Bana göre yapımcılar bir veya iki dizi çekmelidir. Her şeyin içinde olmamalılar. Geçmişte Ertem Eğilmez, Atıf Yılmaz, Yılmaz Güney gibi projeler üzerinde büyük emek harcamalılar. İyi senaryolar ve güçlü kadrolar oluşturmalılar. Yani aynı anda dört-beş dizi çekmek kaliteyi düşürüyor. Yarım yamalak projelere balıklama atlıyorlar sonra dizi reyting yapmıyor ve dört-beş bölüm sonra onlarca oyuncu ve set çalışanı işsiz kalıyor. Piyasaya bakın zor durumda yüzlerce sinema emekçisi var.
Neden her şey önceden planlanmıyor?
- Dört diziden ikisinin tutması onlar için yeterli. O iki diziyle parayı bulup diğer dizilerin kadrosunu da sokağa fırlatıyorlar. Dizileri yarım kalan kadrolar yeni bir iş alabilmek için, gelecek sezonu beklemek zorunda kalıyorlar. Yapımcılar çok bencil. Diziler artık ’kaldırılacak mı kaldırılmayacak mı’ korkusuyla çekiliyor. Bunlar çok üzücü olaylar. Yaşamayan bilmez.
Üzüldüğünüz başka neler var?
- Sevgili abimi (Efkan Efekan) kaybedeli iki yıl oldu. Bu kayıp beni çok derinden etkiledi. Abim aramızdan ayrılınca bazı şeyleri daha iyi anladım. İnsanların tek bir derdi var o da para kazanmak. Artık eski vefalı dostluklar kalmadı.
Röportaj: Demirhan HARARLI Fotoğraflar: Sinan ÖZBALKAN