OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 10, 2004 00:00
Beşiktaşlılar, İstanbul’un en önemli evliyalarından olan Şeyh Yahya Efendi’nin tekkesinde takım halinde el açıp dua etmelerine rağmen, Trabzon’dan geçen hafta 1-0 mağlup ayrıldılar.Şimdi, yenilginin sebebini tartışan kulüp yöneticilerine, bu sebebi açık şekilde söyleyeyim: Maçı, size Beşiktaşlı olduğunu zannederek türbesinde dualar ettiğiniz Yahya Efendi kaybettirdi beyler! Kaybettirdi, zira ‘Bize Trabzonspor’u yere sermeyi, stada gömmeyi ve iyi bir puan alarak dönmeyi nasib eyle yááá Şeyh!’ diye niyazlarda bulunduğunuz Yahya Efendi, halis muhlis Trabzonlu idi ve memleketinin takımının yenilmesini istemenize çok kızdı! Dolayısıyla bundan böyle bir evliyadan medet ummadan önce, o evliyanın nereli olduğunu iyice incelemeniz gerekiyor.
FENERBAHÇE ve
Galatasaray’dan sonra, galibiyeti büyüde yahut başka güçlerde arayan takımların arasına
BeÅŸiktaÅŸ da katıldı. Ãœstelik BeÅŸiktaÅŸlılar sadece büyü tartışmalarına konu olmakla kalmadılar, türbe ziyareti yapıp bir evliyanın ruhundan medet umdular.Yöneticiler, söylenenlere bakılırsa, Norveç’in Bodo Glimt takımı ile geçen hafta oynanan maç öncesinde KurtuluÅŸlu Hatice adındaki falcı kadına Ä°nönü Stadı’nın heryerini aratmışlar, soyunma odasında düğümlü ceviz taneleri ile muskalar çıkmış ve Hatice’nin karşı büyüsü sayesinde Bodo Glimt sahadan 1-0 maÄŸlup ayrılmıştı.Siyah beyazlı yöneticiler büyü iddiasını yalanladılar ama Glimt maçından iki gün sonra karşılaÅŸacakları Trabzonspor’u yenebilmek için BeÅŸiktaÅŸ semtinin en saygın evliyalarından olan Yahya Efendi’nin türbesine takım halinde gidip dualar ettiler. Hatta, türbe ziyaretine BeÅŸiktaş’ın baÅŸka dinden olan oyuncusu Norveçli John Carew ile Ä°spanyol hoca Vicente Del Bosque bile katıldı. Ama, edilen dualar bir netice vermedi ve BeÅŸiktaÅŸ, Trabzon’dan 1-0 maÄŸlup ayrıldı.Åžimdi, bütün bu dualardan sonra büyük ümidlerle gidilen Trabzon’dan maÄŸlup ÅŸekilde dönülmesinin hüznünü yaÅŸayan BeÅŸiktaÅŸlı yöneticilere, yenilginin sebebini açık ÅŸekilde söyleyeyim:Maçı, size BeÅŸiktaÅŸlı olduÄŸunu zannederek türbesinde dualar ettiÄŸiniz Yahya Efendi Hazretleri kaybettirdi beyler! Kaybettirdi, zira ‘Bize Trabzonspor’u yere sermeyi, stada gömmeyi ve iyi bir puan alarak dönmeyi nasib eyle yááá Åžeyh!’ diye niyazlarda bulunduÄŸunuz Yahya Efendi, halis muhlis Trabzonlu idi ve memleketinin takımının yenilmesini istemenize çok kızdı! Galibiyeti size vermesi mümkün olamayacağı için hemÅŸehrilerinin takımında oynayan Gökdeniz’in golü vasıtasıyla sizleri sahadan maÄŸlup olarak çıkarttı!Åžimdi, BeÅŸiktaÅŸlılar’ın ziyaretinden sonra gazetelerde adından sıkça bahsedilen Åžeyh Yahya Efendi’nin kim olduÄŸunu kısaca yazayım:Trabzon Kadısı Ömer Efendi’nin oÄŸlu idi ve 1495’te Trabzon’da doÄŸdu. Annesi Afife Hatun, Kanuni Sultan Süleyman’ın sütannesi, Yahya Efendi de dolayısıyla hükümdarın sütkardeÅŸiydi. Ãœveysi tarikatine mensuptu, Trabzon’da müderrislik yani medrese hocalığı yaptı, daha sonra Ä°stanbul’a gelip satın aldığı arazide kendi tekkesini kurdu ve sütkardeÅŸi olan zamanın hükümdarı Kanuni Süleyman’dan büyük saygı gördü. Kanuni’den dört sene sonra, 1570’te vefat eden Yahya Efendi’nin cenaze namazını zamanın meÅŸhur ÅŸeyhülislámı Ebussud Efendi, Süleymaniye Camii’nde kıldırdı ve Åžeyh, BeÅŸiktaş’taki tekkesine defnedildi. Tekke, Åžeyh’ten sonra vakıflarla zenginleÅŸti, Ä°stanbul’un en önemli dergáhlarından biri haline geldi ve baÅŸta hanedan mensupları olmak üzere memleketin çok sayıda ileri geleni tekkenin bahçesine defnedildi.Adı BeÅŸiktaÅŸlılar’ın Trabzon maçı öncesinde yaptıkları ziyaretle gündeme gelen ama kimi gazetelerin 17. yüzyılın meÅŸhur ÅŸeyhülislámlarından Yahya Efendi ile karıştırdığı, kiminin de dört asır ileriye getirerek BeÅŸiktaÅŸ Kulübü’nün kurucularından yaptığı Åžeyh Yahya Efendi’nin hayat hikáyesi, kısaca iÅŸte böyle.Bütün bunları, BeÅŸiktaÅŸ yöneticilerinin bundan böyle destek isteyecekleri evliyanın seçiminde hata yapmamaları için yazıyorum. Yahya Efendi önemli bir isimdir, gidip tabii ki dua edebilir, hatta galibiyet isteyebilirsiniz ama iÅŸin içine Åžeyh’in vatanı olan Trabzon’u karıştırmadan...BeÅŸiktaÅŸ yöneticilerinin öncelikle yapmaları gereken iÅŸ, bir evliyadan medet ummadan önce, o evliyanın nereli olduÄŸunu iyice incelemektir.Eskiden mezarlık olan Ä°nönü Stadı’nı her maç öncesi tütsülemek gerekirSEZON başında yaptığı transferlere raÄŸmen ÅŸampiyonluk bir yana, ÅŸimdi küme düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalan BeÅŸiktaÅŸ kulübünün yöneticilerine naçizane bazı tavsiyelerim var:BeÅŸiktaş’ta yatan evliyaların hiçbiri BeÅŸiktaÅŸlı deÄŸildir, baÅŸka yerlerden gelmiÅŸlerdir. Meselá Baba Sungur Tekkesi, Bizans’tan kalmadır. Ãœzerinde ÅŸimdi ÇıraÄŸan Oteli’nin bulunduÄŸu Mevlevihane, Gelibolu Åžeyhi Mehmed Hakiki Dede tarafından kurulmuÅŸtur. Ebulhüda ve ErtuÄŸrul Tekkeleri’nin kurucuları Arap, Neccarzade’nin ilk sahipleri ise Bursalıdır. BeÅŸiktaş’ta BeÅŸiktaÅŸ doÄŸumlu Müslüman evliya yoktur ama Müslümanların da ziyaret ederek mum diktikleri Rum ve Ermeni evliyaların birçoÄŸu doÄŸma büyüme BeÅŸiktaÅŸlıdır. Bu hususu unutmamak gerekir.Bir diÄŸer konu: Size ait olan Ä°nönü Stadyumu, eski AyaspaÅŸa Mezarlığı’nın alt parseline inÅŸa edilmiÅŸtir. Bir zamanlar Müslümanlar ve Hristiyanlar tarafından ortaklaÅŸa kullanılan mezarlık, geçmiÅŸte Türk basınının öncülerinden olan Åžinasi’den Osmanlı tarihçisi Siláhdar Fındıklılı Mehmed AÄŸa’ya kadar birçok önemli kiÅŸiye ebedi istirahatgáh olmuÅŸ, daha sonra mezarlar kaldırılmış, arazi iskána açılmış ve BeÅŸiktaş’ın hissesine ÅŸimdi stadyumun bulunduÄŸu yer düşmüştür.BeÅŸiktaş’ın yöneticilerine, mezarlık olan yerlerde yapılan inÅŸaatın pek hayır getirmeyeceÄŸi yolundaki eski bir inancı hatırlatıyorum! Bence, her maç öncesinde stadın deÄŸiÅŸik yerlerinde tütsüler yakmanız, dualar etmeniz ve arazinin asıl sahiplerini, yani eskiden orada yatanların ruhlarını üzerlerinde iki saat boyunca koÅŸuÅŸarak rahatsız edeceÄŸiniz için helállik istemeniz gerekir.ZAPTÄ°YETRT’nin müziÄŸe sansür hevesi Meclis’e takıldıTRT Müzik Dairesi BaÅŸkanı Süleyman Erguner’in imzasıyla kurumun müzik birimlerine gönderilen sansür kararından geçen hafta bahsetmiÅŸtim. Erguner, TRT personelinin izin alarak kurum dışına yapacakları iÅŸlerin master kayıtlarıyla görüntü malzemelerinin, yani CD’nin kapağıyla broşürünün bile yayından önce Müzik Dairesi BaÅŸkanlığı’na gönderilmesini istiyor ve yayının ancak verilecek onaydan sonra mümkün olabileceÄŸini söylüyordu.Sansür demek olan ve sadece ilgili kanunlara deÄŸil, anayasaya bile aykırı bulunan bu ceberruti karar, hafta içerisinde TBMM’nin gündemine geldi. CHP Grup Yönetim Kurulu ve Meclis Adalet Komisyonu üyesi olan Antalya Milletvekili Feridun BaloÄŸlu, TRRT’den sorumlu Devlet Bakanı BeÅŸir Atalay tarafından cevaplanması talebiyle bir soru önergesi vererek ‘Bu düzenlemeden bakanlığınız ve TRT Genel Müdürü haberdar mıdır?’ diye sordu.BaloÄŸlu daha sonra, düzenlemenin özel kuruluÅŸların çıkartacağı CD’lerin denetlenmesi sonucunu verip vermeyeceÄŸi konusunu da gündeme getirerek Devlet Bakanı Atalay’ın ‘Görev aşımı niteliÄŸindeki bu uygulamayı durduracak mısınız?’ sorusuna cevap vermesini istedi. Antalya Milletvekili Feridun BaloÄŸlu, verdiÄŸi bir baÅŸka soru önergesi ile de TRT’nin aralarında Recep Birgit, Ayla Büyükataman, Feridun Darbaz ve Fahrettin Çimenli gibi önemli sanatçıların ve hocaların bulunduÄŸu çok sayıda kiÅŸinin iÅŸlerine son vermesi konusunun bakan tarafından açıklanmasını talep etti.ÃœSTADLARKAPIDIÅžARIÄ°ki küsur trilyonluk alaturka beste yarışması düzenlemesiyle, Türk MüziÄŸi’nin ÅŸu anda hayatta bulunan en önemli hocalarını kapıdışarı etmesiyle ve üstüne üstlük sansüre heveslenmesiyle yayıncılık tarihinde yepyeni bir dönem baÅŸlatan TRT’nin bu uygulamaları, Meclis’te önümüzdeki haftalarda çalışmaya baÅŸlayacak olan Bütçe Komisyonu’nun da gündemine girecek gibi...Åžimdi, bütün bunlardan sonra kadiiiim dostum Süleyman Erguner’e sormak istiyorum:Müzik Dairesi BaÅŸkanlığı’na tayininden kısa bir müddet önce biraraya geldiÄŸimizde ‘Bana destek verirsen çok iyi iÅŸler yaparım’ diyen sen, ‘İyi iÅŸler yaptığında elimden gelen desteÄŸi veririm ama baÅŸka türlü hareket edersen benden destek bekleme’ cevabını veren de ben deÄŸil mi idim? Dolayısıyla ÅŸimdi eski arkadaÅŸlarımızı muhbirlikle suçlayıp etrafta ‘Bu ispiyoncuyu mutlaka bulacağım!’ diye dolaÅŸmak sana yakışıyor mu? Hele, Müzik Dairesi’nin önceki yönetimlerinin baskılarından seneler boyu yakındıktan sonra o koltuÄŸa oturur oturmaz sanatçıları kapıdışarı etmek bir yana, üstelik sansürcülüğe soyunmak?Ve, küçük bir dedikodu: Piyasaya önümüzdeki günlerde çıkacak olan yeni bir ürünün, TRT’nin açtığı iki küsur trilyon maliyetli ‘Alaturka’ isimli alaturka beste yarışmasının adını taşıyacağını ve yarışmada görevli bazı meÅŸhur sanatçıların ürünün tanıtımında rol alacaklarını iÅŸittim. Söylenenler doÄŸru çıkarsa, Türkiye, devlet TV’si destekli bir pazarlama furyasına ilk defa ÅŸahit olacak demektir!Â
button