Güncelleme Tarihi:
Sevgili okuyucular, geçen haftalardan birinde yetkililere bazı sorular sormuştum bu köşeden. Aldığım duyumlara göre bu sorular çok beğenilmiş. Bugün ilgili ilgisiz herkese benzer sorular sormaya devam edeceğim.
Her seferinde erken yapılan seçimlere hâlâ erken seçim demenin ne alemi var?
Bildim bileli süren ‘‘olağanüstü hal’’e artık ‘‘olağan hal’’ demek daha doğru değil midir?
Başbakan tam enerjiden bahsederken elektriklerin kesilmesi Allahın hikmeti midir?
Yıllardır bütün kadın dergilerinde her hafta sayfalarca yazılan ‘‘Erkeği elde etmenin yolları’’ sayesinde baştan çıkmış kaç erkek vardır?
Kaç çiftin cinsel hayatı ‘‘Seksin altın kuralları’’ sayesinde tavana vurmuştur?
Onca tarife rağmen hâlâ ‘‘G’’ noktası bulunamamış kadın var mıdır?
Allah korusun, Haydar Dümen’in başına bir şey gelirse ne olacak bu memleketin hali?
Yine, yıllardır her gün bütün gazete ve dergilerde yayınlanan yüzlerce rejim listesine rağmen ortalıkta dolaşan şişkoların okuma yazması yok mudur?
Memlekette bunca tecavüze uğramış, yakını öldürülmüş kader kurbanı insanlar varken, konservatuvarlarda sanatçı yetiştirmeye çalışmanın alemi ne? Bu potansiyelden neden faydalanılmıyor?
Spikerlik kurslarında haber spikerlerine tek kaşlarını havaya kaldırma egzersizi yaptırılıyor mu?
Kabız olsalar ‘‘Nerde bu devlet’’ diyenler evlerinde iki çocuk, bir kadınla baş edebiliyorlar mı?
Bunca yıldır, binlerce konuda istatistik yapılmasına rağmen niye kimse bana tek bir soru sormadı?
Emekli yönetmen, emekli organizatör, emekli ağa, emekli eşkıya... Şener Şen, bu emekli rollerinden ne zaman vazgeçecek?
Kafasını enflasyonu düşürmeye takmış olanlar, on beş sene boyunca ekmeği aynı fiyattan alan adamın içine düştüğü monotonluğa çare bulabilecekler mi?
Onca başbakan geldi geçti, niye hiçbiri hazinedeki parayı New York borsasına yatırıp hepimizi refaha kavuşturmayı akıl edemedi?
Bu erken seçim hevesi nedir? Sandıktan piyasadaki ‘‘beş’’liden başka çıkacak biri mi var benim bilmediğim?
Televizyonda her şeyin anında halledildiği uzay istasyonu gibi banka şubelerinin nerede olduğunu bilmek mudi olarak hakkımız değil mi?
Kendileriyle yapılan söyleşilerde düzeyli (!) bir ilişki yaşadıklarını söyleyen sanatçılarımız şunun tarifini verebilirler mi? Benimki hangi kategoriye giriyor, merak içindeyim?
Sağduyulu, uzun metrajlı sinema filmini bize reklam filmi diye yutturmanın manası ne?
Siz hiç aslında kalın belli olup da egzersizle beli incelen kadın gördünüz mü?
Müzik kanallarındaki VJ’lere rağmen hâlâ kadın memesine doymamış erkek var mıdır?
Jilet fabrikası sahipleri, sapına kadar korkunç o adam yerine, bütün fotoğraf ve kliplerinde durmadan koltuk altını gösteren Sibel Can’ı niye reklamlarında oynatmazlar?
Petlere eşit miktarda dökülen mavi sıvı neyin nesi? Yoksa bende bir anormallik mi var?
İki kere üst üste aynı deterjanı kullanmak kısmet olmayacak mı? Yok yenisi, katkılısı, ekonomiği, güçlendirilmiş formüllüsü, yumuşatıcılısı, yok beyaz ötesi... Madem daha iyisi vardı, bir öncekini ne diye en iyi diye kakaladınız bize?