Güncelleme Tarihi:
Hakan GENCE
Başrollerinde televizyon izleyicilerinin çok sevdiği ve uzun süredir ekranlarda görmediği Ahu Türkpençe ve Yavuz Bingöl var. İkiliyle dizinin çekimlerinin yapıldığı Reşadiye Köyü’nde buluştuk. Ahu Türkpençe setin meleği olarak anılıyor. Etrafına pozitif enerji saçıyor. Yavuz Bingöl’se bir gözü yan taraftaki PlayStation’daki maçlara takılarak sorularımızı yanıtladı.
Çekimlerden başlayalım. Sizce kimyanız tuttu mu?
Ahu Türkpençe: Evet. Çekimler çok eğlenceli geçiyor. Her şeyden önce Yavuz köşeli değil. O her şeyi konuşup tartışabileceğiniz iyi bir adam.
Yavuz Bingöl: Bizim Ahu’yla ortak arkadaşlarımız çok fazla. Dizi teklifi gelince onun hakkında bir istihbarat çalışması yapmıştım. Sordum, soruşturdum. Herkes de çok iyi şeyler söyledi. Çekimler başlayınca arkadaşlarımın yanılmadıklarını gördüm. Çalışması ve arkadaş olunması kolay biri.
Bir projeye başlamadan hep böyle araştırmalar yapar mısınız?
YB: Kesinlikle canım. Bir de yapımcıdan ismi öğrenince resim olarak ekranda iyi durup durmayacağımıza bakarım.
Ahu’yla resim olarak nasıl duruyorsunuz?
YB: Birbirimize yakıştık. Yan yana gelince gayet iyi duruyoruz. Bu şekilde hikayeyi de sevdireceğimizi düşünüyoruz.
Yavuz Bey dışarıdan sert görünüyor. İnsan biraz çekiniyor. Gerçekten öyle bir adam mı?
YB: Yok. Sonuçta dövdüğüm hiçbir kadın olmadı. Hatta gördüğün gibi saf biriyim. Kendime sertim. Çok eleştiririm. Hoyrat ve acımasızım. Delilik anlamında söylemiyorum ama zaten biz normal insanlar değiliz.
AT: Haklısın ama aslında hiç öyle bir adam değil. Çok eğlenceli. Özellikle de espriyi karşılayış şekli keyifli.
Bir espri nasıl karşılanabilir ki?
AT: Önce bir duruyor... Ardından algılıyor sonra gülüyor. Yani üç aşamalı!
Televizyonda onca dizi varken neden sizinkini izleyelim?
AT: Dizilerin senaryolarında karakterler genelde bir tercih yapar ve hikaye o tercih üzerinden ilerler. Ama bizim dizimizde durum farklı. Karakterlerin tercihleri belli değil ve sürekli değişiyor. Bu insanları çekecek diye umuyoruz.
GERÇEK HAYATTA BAŞIMA GELSE...
Dizide Yavuz Bingöl ve Ahu Türkpençe dışında Erdem Akakçe, Şerif Sezer ve Özge Ulusoy gibi isimler yer alıyor. Yavuz Bingöl rolü Ahu Türkpençe’nin kardeşinin azmettiricisi. Ve ikili arasında aşk-nefret ilişkisi başlıyor. Oyunculara, “Gerçek hayatta başınıza böyle bir şey gelse aşk nefreti yener mi?” diye soruyoruz: “Karşınızdakinin kim olduğu, zaman ve mekan çok önemli. Belki polise teslim edersiniz, belki de ayrılır ama ele veremezsiniz. Yaşamadan bilmek çok zor” diyorlar.
YAVUZ BİNGÖL
Yıllar bana Ahu Türkpençe’yi öğretti
Dizilere iki sene ara vermiştiniz. Sizi televizyona geri döndüren ne oldu?
- Önceki dizim Eşref Saati bir dram değildi. Tam altı yıldır dramdan uzaktım. Bu sefer hikaye ve proje hoşuma gitti.
Üç Maymun’dan sonra sizi başka bir sinema projesinde göremedik. Sinema ve dizi arasında nasıl bir seçim yaparsınız?
- Sinema başka... Üç Maymun’dan sonra bir sürü proje geldi. Ama henüz şunu yapmak istiyorum diye bir fikir kafamda yok.
Peki müzik ve oyunculuk dersek?
- Tabii müzik. Müziğin yeri bende ayrı.
Yeni albümünüzü 2.5 yıl aradan sonra geçtiğimiz hafta çıkardınız. Müziğinizde ve sizde neler değişti?
- Aslında müziğimde bir şey değişmedi. Ben türkücüyüm. Ama Batı işlerini de sevdiğim için albümlerimde türkü tadında pop şarkılara yer veriyorum. İlk kez bu sefer bir albüme hiç türkü koymadım. Kendi yazdığım ve dışarıdan aldığım şarkıları kullandım. 15 şarkılık bir repertuvar hazırladım.
Sizi bu değişime götüren çağa ayak uydurma isteği mi?
- Bütün albümlerimde bu tip şarkılar vardı ama bu kez sayıları fazla. Bir de kendi yazdığım şarkıları söylemek istedim.
Size neler şarkı sözü yazdırıyor?
- Aslında her şey. Benim için melodilerin anlattığı hikaye çok önemli. Sözsüz müziğin gücüne çok inanıyorum ve çok etkileniyorum.
Albümde en öne çıkan parçalarınızdan biri Uzak. Sözleri size ait. Bu şarkı neyi düşünerek yazdınız?
- Uzak bir yere giden sevgilinin ardından yazılan bir şarkı gibi. Ama bende çok yaşanmışlık var. ABD’De okuyan kızıma da, ilk aşkıma da yazmış olabilirim. Yani tek bir şeye veya kişiye yazılmış bir şarkı değil.
Albümde sizi en etkileyen sözler hangisi?
- Bir rüya gibi gelip geçen zamana bak... Saadet eski fotoğraflarda yalnızca.
Sizin için saadet eski fotoğraflarda mı artık?
- Hayatla ilgili herkesin yaşadığı zenginlikler ve maceralar var. Ben de belli bir yaştayım ve kendimi bildim bile çalışıyorum. Nuri Bilge Ceylan’ın benim için söylediği “Geçmiş hayatının zenginliğini bize kattı” lafını çok seviyorum.
Peki yıllar size neyi öğretti?
- Bana Ahu Türkpençe’yi öğretti (gülüyor). Aslında modern hayat b..tan bir şey bunu öğrendim. Sade ve rafine hayatın güzelliğini anladım.
Anlaşılan teknolojiyle aranız iyi değil?
- Hiç değil hem de. En son ne zaman birine mektup yazdık, aldık. Teknoloji ilerledikçe insanlar emek verdiği ve özenerek yaptığı şeylerden uzaklaşıyor. Modern hayat insan ırkı için iyi bir şey gibi gözükse de zamanın çabuk geçmesine neden oluyor ve insanın da doğanın da düşmanı haline geliyor.
Siz en son ne zaman mektup yazdınız?
- En son Deniz Seki’ye cezaevindeyken mektup yazmıştım. 7-8 sayfalık bir mektuptu. Ama yanlış bilgi sonucu başka cezaevine göndermişim ve eline geçmemiş.
AHU TÜRKPENÇE
Artık kötü kız oluyorum
Bir İstanbul Masalı ve Şöhret dizilerinin ardından Karamel dizisi o başarıyı yakalayamadı. Dinle Neyden filmi de iyi gişe yapmadı. Hayal kırıklığı yaşadığınız oldu mu?
- Dinle Neyden, ne belgesel ne imgesel bir filmdi. Bir kere gişe için yapılmış bir iş değildi. Bu yüzden bir gişe filmi yaptım ve tutmadı durumu yok. Karamel’de benim en güzel işlerimdendi. Çünkü Emre Kınay ile orada tanıştık. Ve şimdi Duru Tiyatro’da oynadığımız “Sondan Sonra” oyununu bulduk.
Sizi şimdiye kadar hep masum kız rollerinde gördük. Bundan sıkıldığınız oluyor mu?
- Bu benim yüz hattımdan kaynaklanıyor. Köşeli bir yüzüm yok. Ayrıca bu dizide durum değişiyor. Karşınıza naif, tatlı, masum bir kız çıkmayacak.
Tiyatro oyununuzda da 16 yaş sınırı var. O zaman tatlı kız imajınız bu sene yıkılıyor...
- Evet, izleyici beni farklı şekillerde görecek. Özellikle tiyatroda.
Oyundan bahsetmişken 16 yaş sınırı konmasını reklam olarak algılayanlar oldu...
- Hayır. Bu yaş sınırını Emre Kınay koydu. Çünkü oyunun içinde şiddet ve cinsellik var. 16 yaşından küçüklerin aklı karışabilir diye düşündük.
Oyunculukta istediğiniz yerde misiniz?
- Öyle bir son noktam yok.
Menajeriniz olmadığı doğru mu?
- Evet. Keşke birlikte yol haritası çizebileceğiniz menajerler bulabilsek de çalışsak. Ama ben henüz karşılaşmadım. 33 yaşındayım ve kendi yolumu kendim çizebilecek yeteneğe sahibim.