Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 24, 2004 00:41
Eskiden mayo denize girmek için kullanılan basit bir malzeme iken artık plaj modası diye bir şey var. 2004 sezonu için 750 parçalık bir koleksiyon hazırlayan Zeki Triko’nun baş tasarımcısı Melike Kurt neden bu kadar çok mayo yaptıklarını şöyle açıklıyor:
‘Düşünün bir kere, Türkbükü sahilinde güneşleniyorsunuz. Birden yan şezlongdaki kadının bikinisinin sizinkinin aynısı olduğunu fark ediyorsunuz. Rahatsız olmaz mısınız? İşte biz bu tür rastlantı olasılıklarını azaltmak için 750 parçalık dev bir koleksiyon hazırladık.’ Zeki Başeskioğlu da plajlardaki mayo bikini rekabetini daha fazla ilgi çekme isteğine bağlıyor: ‘Plajlardaki mayo-bikini rekabeti bu yüzden yaşanıyor.’
KOLEKSİYONUN5 AYRI TEMASI VAR
Melekler: Kahve tonları, gül rengi, sert yeşiller ve beyaz tonlarındaki koleksiyonda metal ve taş yapıştırmalar göze çarpıyor. Melek baskıları, tüller ve şifonlar kullanılmış.
Aloha: Bu temada egzotik Hawaii çiçekleri ve ateş renkleri dikkat çekiyor. Sarılar, pembe tonları, kan kırmızısı ve oranj yoğun olarak kullanılmış.
Gelincik: Şeker pembe, mimoza sarısı, kivi yeşili gibi renklerin baskın olduğu koleksiyonda el örgüsü tasarımlar yer alıyor.
Baharat: Tek kelime ile Meksika rüyası. Özel kilim desenleri mistik renkler ile bütünleşiyor. Koyu yeşil ve toprak renkleri göze çarpıyor.
Stil: Bu temada mat ve parlak kumaşlar, parlak şifonlar ve streç filelerle konbinlenmiş.
MELİKE KURT (Zeki Triko baş tasarımcısı)
İsteyen bara giderken giysin isteyen plaja
9 yıldır Zeki Triko mayolarını tasarlayan Melike Kurt (33) Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Anasanat Dalı Bölümü mezunu. Eğitimine İtalya’da devam eden Kurt, Instituto Callegari’de Alta Moda ve Capi Femminili bölümlerinden diploma almış. Mayo tasarlamanın hazır giyim tasarlamaktan daha zor olduğunu söylüyor: ‘Şimdi hazır giyimciler bana kızacak ama bir deseni büyük alanda göstermek daha kolay. Mayoda yaratıcılığınızı göstermek çok zor. Çünkü çok küçük bir parçayla oynuyorsunuz. Söyleyin lütfen bir balerin 5 metrekarelik bir alanda mı 50 metrekarelik bir salonda mı daha iyi gösteri yapar?’
Senede 5-6 fuara gidip kumaş seçiyorlarmış. Bazen de kumaşı tasarlayıp üreticilere ürettiriyorlarmış. Hedefleri bir Zeki Kadını yaratmak:
‘Bakımlı, kendine güvenen ve farklı olmayı isteyen bir kadın. Yaş aralığı 7’den 77’ye... Ne zaman ne giyeceği, ne beğeneceği pek belli olmuyor. İnanır mısınız yazın plajda 20’li yaşlar için tasarladığım bir bikiniyi 40’lı yaşlarda bir kadında, 40’lı yaş için tasarlanmış bir mayoyu 20’li yaşlarda bir genç kızda görebiliyorum.’
Üç yıl öncesine kadar Zeki Triko’nun mayo ve bikini satışları arasında çok fark olurmuş. Mayo satışları bikini satışlarının dörtte biri kadarmış. Son iki senede durum değişmiş. Artık iki bikini alan bir kadın bir de mayo alıyormuş. Melike Kurt bunu mayo tasarımlarındaki feminenleşmeye bağlıyor. ‘Öyle seksi, öyle cazibeli mayolar tasarladık ki bazı kadınlar bikini giymektense bu mayoları giymeyi istiyor.’
Yakından takip edenler bilirler, son yıllarda bazı bikinilerin büstiyerden farkı kalmadı. Birçoğu gece dışarı çıkarken giyilebilecek kadar pullu ve parlak. Meğerse bu bir trendmiş. Melike Kurt mayo modasını hazır giyim modasından ayrı tutmamamız gerektiğini düşünüyor: ‘Eskiden mayoların üzerindeki taşları tek tek elle yapıştırırdık. Şimdi press makineleri var. Teknoloji mayoya uyarlandı. Bu sene de hanımlar bazı bikinileri bara giderken şifon bir gömleğin altına giyebilecekler.’
ZEKİ BAŞESKİOĞLU
Bizim mankenleri komplekse soktuk
Yıl 1984. Dönemin en girişimci işadamlarından biri olan Zeki Başeskioğlu mayo üretmeye karar verir. İlk yıl mayonun kumaşını da kendileri üretirler. Sonuçtan pek tatmin olmadıkları için ikinci sene kumaşı İspanya, İtalya ve Fransa’dan ithal ederler.
‘Nerede en kaliteli mayo kumaşı üretiliyorsa onu bulduk. Hálá aynı firmalarla çalışıyoruz. Yılda iki kere fuarlara gidip desen seçiyoruz.’
Ya başka firmalar da aynı kumaşı seçerse? Böyle bir şeyin olması pek mümkün değilmiş: ‘Benim çok farklı bir gözüm var. Herkesin beğendiğini beğenmem. Benim beğendiğimi de çoğunluk beğenmez. Ama ben satacak, moda olacak kumaşı seçerim. İkincisi Zeki Triko’nun aldığı bir kumaşı başka bir firmanın alması zordur. Vermezler. Niye vermezler derseniz size bir anımı anlatacağım. 1995 yılında Elle McPherson’ı Türkiye’ye getirip bir mayo defilesi yaptık. Uluslararası bir kanal da defileyi yayınladı. Defileden yarım saat sonra Hilton’un barında manken kızlarla içki içerken telefonum çaldı. Arayan İspanyol kumaş üreticisiydi. ‘Tebrik ederim. Defileyi izledik, desenimizi gördük, mutlu olduk’ dedi. Kumaş üreticisi böyle şeylerden tatmin oluyor. Dünyada bu işler şöyle döner: X firması kumaşı satın alır ve kumaşın diğer satış haklarını kapatır. Bizim de bu tür anlaşmalar yaptığımız olmuştur.’
Zeki Triko adını yaptığı defilelerle, katalog çekimlerinde kullandığı top modellerle duyuran bir marka. Top model kullanmaya ise 1989’da Cindy Crawford’la başlamışlar. Ama ses getiren ilk defile 1990’daki Claudia Schiffer’li defile olmuş. Zeki Başeskioğlu’nun deyimiyle defile günü İstanbul’da 8,5 şiddetinde bir deprem olmuş. ‘Defileyi Sheraton Otel’de düzenledik. Öyle güzel kızlar getirdik ki bizim mankenler komplekse girdi, podyuma çıkmak istemedi.’
Bugün 5 kıtada, 25 ülkede yaklaşık 600 satış noktasında satılan Zeki Triko’nun Abudabi, Beyrut ve Rusya gibi ülkelerde kendi mağazası var. Almanya, Amerika, Fransa, Hollanda, İtalya ve Fransa’nın seçkin butiklerine satıldığını söyleyen Zeki Başeskioğlu ‘Bizi Champs Elysees’de bulamazsınız. Orada Araplar var. Biz Paris’in seçkin butiklerinde varız’ diyor.
Mayonun 4 düşmanı
Mayo firmalarının dört büyük düşmanı var. Klor, güneş yağı, güneş ve deniz suyu. ‘Bu düşmanlarla başa çıkmak için her yıl daha çok çalışıyoruz. Teknolojiyi en yakından takip eden firmayız. Ürettiğimiz her malı testten geçiriyoruz’ diyor Zeki Başeskioğlu. Güneş ışığını geçiren mayoları ise sağlık açısından uygun olmadığı için üretimden kaldırdıklarını söylüyor.