OluÅŸturulma Tarihi: Mart 02, 2005 00:00
BANKALAR Birliği Başkanı Ersin Özince’nin bir gazetede yer alan sözlerini okuyunca gözlerime inanamadım. BDDK’nın hazırladığı Kredi Kartları Yasa Taslağı ile ilgili olarak konuşan Özince, sanki Türkiye’de yaşamıyormuş gibi konuşmuş. Bankalar Birliği Başkanı sıfatıyla konuşan Özince diyor ki: ‘Bankaların kime kaç lira limitli kredi kartı verdiğinden kime ne? Bir risk varsa bu bankanın riskidir ve kimseyi ilgilendirmez.’Sanırsınız Türkiye’nin Bankalar Birliği Başkanı değil de, Citibank’ın yönetim kurulu başkanı. ‘Risk bankalarınmış, kime neymiş.’Türkiye’de yaşayan bir bankacının ağzından çıkabilecek son derece talihsiz sözler. Biz Türk halkı olarak ‘bankalara ait riskin’ ne olduğunu çok çok iyi biliriz. Çok uzak değil, yakın, hatta hayli yakın geçmişte bankaların ‘kendi risklerinden’ kaynaklanan ve bugün bile tam miktarı hesaplanamayan ama 45 ila 80 milyar dolar arasında olduğu tahmin edilen riskleri bu millet ödedi.Bugün Türkiye’nin dış borcunun neredeyse yarısına yakın olan bu rakamı Türkiye ‘risk alan’ bankalar yüzünden kaybetti. Bu parayı Bankalar Birliği karşılamadı. O para bu milletin vergilerinden karşılandı. O parayı ben, siz, benim 4.5 yaşındaki kızım hep birlikte ödedik ve daha uzun yıllar ödemeye devam edeceğiz. Ama Ersin Özince bunları hiç hatırlamıyor. ‘Risk bankanındır’ diyor. Sanki batan bankanın parasını beş beş cebinden ödeyecekmiş gibi. Hava Kuvvetleri’nde pilot kalmayabilirTÜRK Hava Kuvvetleri, yakında uçaklarını uçuracak pilot bulamayacak. Şaka yaptığımı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Durum ne yazık ki bu. Çünkü Türk Hava Kuvvetleri pilotları, mecburi hizmet süresini doldurur doldurmaz, hatta kimileri bir yolunu bularak bu süreyi doldurmadan Hava Kuvvetleri’nden ayrılıp, daha yüksek ücret için sivil havayolu şirketlerine geçiyorlar. Özellikle art arda açılan özel havayolu şirketlerinin yarattığı talep patlaması nedeniyle Hava Kuvvetleri her yıl giderek artan sayıda pilotunu kaybediyor. Ocak-şubat aylarındaki istifa ve emeklilik döneminde, Türk Hava Kuvvetleri’nde şimdiye kadar 87 pilot ayrılmak için dilekçe verdi. İşin ilginci bunlardan 28’i geleceğin generali olarak görülen kurmay pilot subaylar oldu. Türk Hava Yolları’na Hava Kuvvetleri’nin verdiği 25 pilot da eklenince, bu dönemde ayrılan uçucuların sayısı 112’ye ulaştı. Ayrıca, yan branşlardaki 90 hava subayı da ayrılmak için başvuruda bulundu. 900’ün üzerinde toplam pilotu bulunan Türk Hava Kuvvetleri’nde istifa oranı yaklaşık yüzde 10 düzeyinde. Bu istifa ve ayrılmalarla birçok kıdemli ismin de Türk Hava Kuvvetleri’nden ayrıldığı belirtiliyor. Bu çok kritik bir durum. Hatta bu savaş filo komutanlıklarına kıdemliler yerine çok genç isimlerin gelmesine yol açar. Tecrübelerin genç nesillere aktarılmadan kaybolmasına neden olabilir. Peki bunca pilot neden Hava Kuvvetleri’nden ayrılıyor. Tek neden ekonomik. Pilotlar daha fazla kazanabilmek için sivile geçmeyi tercih ediyorlar. Hava Kuvvetleri’nde kıdemli isimlerin ayrılmalarında maaşla birlikte diğer önemli unsur da, son olarak 2500 saat üstü uçuşu olan karargah uçucularının her yıl eylülde aldıkları yaklaşık 5 bin dolarlık toplu uçuş ikramiyelerini artık alamaması. Bu durumda her biri 30 milyon dolar olan F 16’ları uçuran pilotların aldığı 1.5 ila 2.5 milyar lira arasındaki maaş sivil pilotların eline geçenin yarısı bile olmuyor. THY’de pilot maaşları yılda 2 ikramiye ve mesailerle birlikte 5 bin dolar civarında. Özel sektörde ise en düşük pilot maaşı 5 bin dolar ile 7 bin 500 dolar arasında. Hava Kuvvetleri’nde pilot maaşları ele geçen olarak 1.5 ile 2.5 milyar arası. Bence bu pilotlar biraz daha fazla maaşı hak ediyor. Emine Erdoğan ve misafirleriBUGÜN size Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın pek de bilinmeyen bir yüzünü anlatacağım. Recep Tayyip Erdoğan başbakan olduğundan bu yana, Emine Hanım da partiyi ve özellikle de Bakanlar Kurulu’nu bir ‘aile havasına’ sokmaya çalışıyor. Bu amaçla bakan eşlerini sık sık evinde topluyor. Çaylar, yemekler bir dostluk ortamı oluşturuyor. Bakan eşleri özellikle de eşleri seyahatte olduğu dönemlerde sık sık Erdoğanlar’ın evinde ağırlanıyor. Öyle ki, çoğu zaman Emine Erdoğan misafirlerini yollamıyor, yatıya kalmalarını istiyor. Tam bir Anadolu evi havası ortaya çıkıyor. Emine Erdoğan’ın en sevdiği bakan eşlerinden biri ise Erkan Mumcu’nun eşi Işıl Mumcu. Daha doğrusu Işıl Mumcu’ydu. Erdoğan, Mumcu’ya özel bir özen gösterir, bir abla gibi davranırdı. Bu nedenle olsa gerek Erkan Mumcu’nun partiden ayrılmasına Emine Erdoğan çok üzüldü. Ama onu en çok üzen Işıl Mumcu’nun kendisini arayıp veda etmemesi olmuş. Anlaşılan o ki, siyaseti bir ‘aile havasına’ çevirmek çok da doğru değil. NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Yarısından çoğu açlık sınırında yaşayan bir milletin en önemli sorununu
diyet yapmak zannetmediÄŸimiz zaman.Â
button