Güncelleme Tarihi:
Benim kanıma Merten-Hans Georg girdi. Daha doğrusu John D.Rockefeller... (yanda)
Aix’te üyesi olduğum belediye kütüphanesinden alıp okuduğum yüzlerce kitaptan biriydi ‘John D.Rockefeller - Der reichste Mann der Welt’ yani dünyanın en zengin adamı...
Kısa sürede Rockefeller hakkında yazılan herşeyi okudum.
Ardından ‘robber barons’ denilen diğer 19.yy Amerikan işadamları hakkında toplu veya tek tek yazılanları:
John Jacob Astor (hayvan postu tüccareti ve arsa spekülasyonu)
Henry C.Frick - Andrew Carnegie (demir çelik)
Jay Cooke - John P.Morgan - Andrew Mellon (bankacılık)
Cornelius Vanderbilt - Edward H.Harriman - James Hill ve muhteşem üçkağıtçılar Daniel Drew - Jim Fisk - Jay Gould; ve tabii Kaliforniya’nın meşhur ‘The Big Four’u yani Leland Stanford - Collis Huntington - Mark Hopkins - Charles Crocker (demiryolu)
Henry Ford (otomobil)
Philip D.Armour (et kombinası)... vs, vs, vs!
Ama özellikle John D.Rockefeller, insanlık tarihinin gördüğü en büyük işadamı ve bugüne kadar hâlâ ‘dünyanın en zengin iş adamı’...
Aslında bir iki sene ABD’ye gidip bir MBA yapmak vardı aklımda. Ama Rockefeller ile ortağım Güngör (rahmetli Güngör Arslan) birlik olup girdi kanıma, ‘Hadi, çifliğin malını kendimiz satacağız, seni bekliyoruz...’
Yumurta satacaktık...
Ticari açıdan iyi bir iş değildi, ama beni ‘Yahudiler, ticarete yeni başlayan oğullarını bir yumurta tüccarinin yanına verirlermiş, iş öğrensin diye!’ bahanesiyle kandırdılar:
Dada Pazarlama 25 sene önce böyle kuruldu işte, bir 10 Ocak günü.
Tıpkı o tarihten tam 100 sene önce (10 Ocak 1882’de) John D.Rockefeller’in kurduğu Standard Oil Trust gibi...
Allah’ın bir işaretiydi bu. Paranın şeyine koyacaktık resmen!
Olmadı. Ne Güngör işadamıydı, ne ben...
Para kazanamadık. İşi batırdık, 1990’da da resmen bıraktık.
Ben bu arada bir sürü iş yaptıktan sonra (tüccarlık, hayvancılık, kamyon şoförlüğü, turizm acentalığı, kamuoyu araştırmacılığı) 1995 senesinde artık kadere teslim oldum, ailenin 4.kuşak bir gazetecisi olarak ve babamın ‘bu bir meslek değildir’ ikazlarına rağmen, kötü yola düştüm.
Yine bir 10 Ocak günü, bundan 12 sene evvel, ilk kez Hürriyet Gazetesi’nden içeri girdim.
10 Ocak, bir sürü şeyin yıldönümü ve... ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ!
Şimdi, yine bir 10 Ocak günü düşünüyorum da, Salomon’un Raşel’e dediği gibi...
“Yahu bu 10 Ocak bana uğursuz geliyor olmasın sakın!”