Yağınızın kıymetini bilin

Güncelleme Tarihi:

Yağınızın kıymetini bilin
Oluşturulma Tarihi: Haziran 30, 2007 00:00

Sürekli kurtulmaya çalıştığınız yağınızla güzelleşebileceğiniz hiç aklınıza gelir miydi? Estetik cerrahide, gençleştirme operasyonları için giderek daha sık yağ kullanılmaya başlandı. Uygulama ameliyattan çok daha basit. Yağ enjeksiyonla çekiliyor, işlemden geçirildikten sonra yine aynı yöntemle bu kez cildi güzel, genç ve taze göstermek üzere naklediliyor.

Bazı cerrahlar yağı dondurarak tekrar kullanmak üzere saklıyor. Bazıları ise taze çekilmiş yağı tercih ediyor. Yakın zamana kadar yağı hor gören uzmanlar artık hakkını teslim etti. Üstelik her zaman el altında. Aramak gerekmiyor ve vücutta bol miktarda bulunuyor.

Plastik cerrahi uzmanı Op. Dr. Teoman Doğan, "Biz cerrahlar bugüne kadar yağ dokusunu biraz hor gördük. Hatta çirkinlikle özdeşleştirdik. Şimdi tövbe ettik" itirafında bulunuyor. New York’ta geçen ay düzenlenen Amerikan Estetik Cerrahi Derneği Yıllık Kongresi’nde bir kez daha vurgulanan "Çok gerekiyorsa sadece fazlalıkları alacak kadar gerelim. Az kaldıralım, çok dolduralım" felsefesinin de bir uzantısı aslında yağ kullanımı. Yani ilk hedef kırışıklıklar değil. Uzmanlar, gençlik ifadesinin düşmanının kırışıklıklar olmadığını söylüyor. Derinin altındaki ince ve yumuşak doku gençliği sağlıyor. Doku yıllarla eksildikçe gençlik de azalmaya başlıyor. Cildin altındaki, güzel, genç ve taze görünüm kazandıran destek dokusu yağ. Özetle, yaşla birlikte yüzdeki temel kayıp, aslında dolgunluk yani yağ kaybı. Yüzü kötü gösteren de bu zaten.

Bunu telafi etmek için dolgu olarak kullanılan malzemeyse yağ. Yağın tercih edilmesinin nedenlerinden biri doğada görevinin bu olması. Yağı almak da vermek de çok kolay. Ayrıca bol bol bulunuyor. Aramak gerekmiyor.

BELDEN ALINIYOR

Yağda son trend belden almak. İşlem liposuction’a benziyor. Ama amaç fazlalıkları almak değil, işleme yetecek kadar yağ almak. Dolayısıyla bu liposuction ile kıyaslanmayacak kadar küçük bir işlem. İz bırakmıyor, kendiliğinden iyileşiyor ve bazen hastalar yağ alınan yeri fark bile etmiyorlar. Herkese kendi yağı kullanılıyor.

Yağın alınması, hazırlanması ve verilmesi işlemi ortalama 1 saat sürüyor. Önce yağ alınıyor. Alınan yağ yıkanıyor, süzülüyor ve nakledilmeye hazır hale getiriliyor. Bu sırada verileceği bölgelere ağrıyı engelleyecek lokal anestezi uygulanıyor. Daha sonra enjeksiyonla cilt altına mümkün olduğunca az miktarlarda ve değişik katmanlara veriliyor. Yüze aktarılan yağ miktarı 15-40 cl. Bu bir ameliyat değil. Dikiş, iz, kanama olmuyor.

Dr. Doğan, "Yağ denilince sıvı yağ gibi düşünmeyin. Asıl verilen yağ hücreleri. Bu hücreler canlı olarak alınıyor ve canlılıkları korunarak veriliyor. Sanki bir çiçeği bir saksıdan alıp, başka bir saksıya ekmeye benziyor işlem. Alınan dokulara çok nazik davranmak gerekiyor" diyor.

5 YIL ETKİLİ

Yağ nakli işlemi tekrarlanabiliyor. Ama teknik doğru uygulanmışsa ortalama 5 seneden önce böyle bir tekrara ihtiyaç duyulmuyor. Verilen yağ eğer "canlı" ise yani transfer doğru yapılmışsa etkisi uzuyor. İlk 3 ay kritik. Eğer 3’üncü ayda hálá dolgunluk devam ediyorsa, ekilen yağ hücreleri tutmuş, gençleştirme görevini kazanmış demektir. Canlılığını kaybeden yağ hücreleri ilk 3 ayda tamamen yok oluyor.

Yağ enjeksiyonu sadece yüze değil ellere de uygulanıyor. Ellerdeki etkisi deri altında sağladığı desteğe bağlı. Boyun ve giysilerin açıkta bıraktığı alanlara da yakında bu tedavinin uygulanması gündemde. Yağ, onarım cerrahisinde de akla gelebilecek her yerde kullanılabilir. Örneğin, damak yarığıyla doğan bir bebeğin ilerleyen yaşlarında damak hareketlerinde bir eksiklik görülürse yağdan destek alınıyor. Sadece dolgu amaçlı yağ vererek çocuğun damak-boğaz açıklığını daraltıp, konuşmasına yardımcı olmak mümkün.

Yeni konsept: Yüzü az ger as ve yağla doldur

"Yüz gençleştirme" geçmişte sadece tüm kırışıklıkları ortadan kaldırmak anlamına gelirdi. Hastanın talebiyle, doktorlar yüz derisini germe yoluna giderdi. Sonra anlaşıldı ki, deriyi germekle iş bitmiyor. Çünkü yaşlanma yüzeyde olmuyor. Germe işlemiyle genç görünüm elde edilemiyor. Zira derinin altındaki tabakalarda da yaşlanma oluyor. Buralara da el atılması şart. Hatta bazı yüz germe işleminin üstüne ağır lazer ve peeling işlemleri de yapılarak deri kağıt kadar inceltilebiliyor. Aslında tüm bu uygulamalar kadının doğallığını ve ifade zenginliğini yok ediyor. Bu nedenle yüz germe ameliyatları giderek azalıyor.

Gençleştirmede artık yüz germe yerine endoskopik teknikle dokuları kaldırma yöntemi tercih ediliyor. Yanaklar ve kaşlar yukarı doğru kaldırılıyor. "Endoskopik yüz ameliyatlarına devam ediyoruz. Sadece deri sarkıklığını alacak kadar bir yüz germe yeterli. Cildi gererek kırışıklıkları yok etmek mümkün. Ancak eğer bu destek yoksa yüz yine yaşlı gözüküyor. Üstelik hem gergin hem altı boş bir cilt doğallığını kaybediyor ve ifadesiz, mimiksiz bir hal alıyor. Şimdi derin düzeltme işlemlerini azaltıp daha çok yanakları kaldırmaya ve cilt altındaki dolgunluğu artırıcı yağ enjeksiyonlarına dönüş var. Yeni konsept bu. Bana kalırsa geleceğin teknikleri de bu yaklaşımların karışımı olacak" diyor Dr. Doğan.

Amacımız kırışıklık düzeltmek değil

Bugüne kadar hep kırışıklıklar üzerinden gittik ve bunları tedavi etmeye çalıştık. Bu son derece eksik, yanlış ve kişiyi olması gerekenden farklı yöne sürükleyen bir tuzak. Amacımız cildi ütülemek değil ki! Yaşlılıkta görülen birçok çizgiyi az da olsa 3.5 yaşındaki oğlumun yüzünde görüyorum. Peki, o bebeksi tazelik nereden geliyor? İşte bunu veren yağ. Derinin altını bir halı gibi örten, dolduran, destek veren doku. Kırışıklıları gitmeyen kadınlar daha genç ve daha güzel gözükmeye başlarlarsa neden daha mutlu olmasınlar ki? Amacımız kırışıklık düzeltmek değil, daha iyi gözükmek. Bana hastalarım yıllardan beri "sokakta gördüğüm o ifadesiz yüzlere benzemek istemiyorum" diyor. O ifadesiz yüzlerin ortak özelliği kırışıklığın olmaması. İki alternatif var aslında: Gergin ama altı boş bir cilt ya da doğal, altı dolu, yüzeyi gergin ama kırışıklıları yaşına göre "iyi" denecek kadar devam eden bir yüz. Hangisini tercih edersiniz? Artık kaşları da eskisi kadar kaldırmıyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!