Ya bir gün Twitter da yasaklanırsa

Güncelleme Tarihi:

Ya bir gün Twitter da yasaklanırsa
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2011 09:48

Haberin Devamı

       
Prodüksiyon: Sinem GÜRLEYÜK
Fotoğraf: Mehmet TURGUT       

Spot       
----
22 Ağustos, dört filtre, 138 kelime... Bilmece devam ediyor. Kısıtlanacak mıyız, yoksa yolumuza devam mı edeceğiz? Tüm bu karmaşa sürerken, Elele dergisi Twitter’ın gündem yaratan isimleriyle bir araya geldi ve onları korkutan bir soru sorduk; ya bir gün Twitter da yasaklanırsa! Bununla da kalmadı, Twitter’ın sevimli mavi kuşunu kargaya çevirdi, gerçek hayattaki mesleklerinin önüne taş koydu. Birini sorgu odasında haber sunmaya, birini asla ulaşamayacağı bir mikrofonun önünde şarkı söylemeye davet etti.

Yazı       
----
Kemal Kılıçdaroğlu: Bütün kısıtlamalara karşıyız
Demokrasi ve özgürlüğü savunuyorsanız yasaklara karşı çıkmanız lazım. Biz bütün kısıtlamalara, sansürlere karşıyız. Yasakları savunan bir siyasal iktidar demokrasiyi, özgürlüğü savunabilir mi? ınterneti kısıtlamak doğru bir iş değil. Biz her zaman özgürlüklerden yanayız. Böyle bir sistemde fişleme yapmak da teknolojik olarak mümkün. Ellerine bütün verileri alırlar, kim hangi saatte internete girdi, ne yaptı, nereye girmeye çalıştı, hepsini bulabilirler. Ben de sosyal medyayı kullanıp, Twitter ve Facebook aracılığıyla büyük kitlelere ulaşıyorum. Bu siteler üzerinden de halkımızın görüşlerini, isteklerini alıyorum. Onlarla haberleşiyorum. Her zaman kendim kullanamasam da bu sayfalara benim onayım olmadan hiçbir şey yazılmıyor. Yazılan her şey benim ağzımdan çıkıyor. Ve buraya gelen görüşler de bana bildiriliyor. Tabii zaman zaman ben de açıp kontrol ediyorum.

Haberin Devamı

Mehmet Ali Birand: Kimsenin ahlak polisim olmasını istemiyorum
Kimse Twitter’ı yasaklayamaz. Twitter’da öyle bir güç var ki... Mısır’da iktidar devrilirken insanlar sosyal medya üzerinden organize oldu. Hiçbir ülkenin, hiçbir iktidarın Twitter’ı yasaklamaya gücü yetmez. ınternet dipsiz bir kuyu. Dünyanın en güzel kuyusu; içinde boğulmanın imkansız olduğu bir kuyu. Ama şimdi birileri bu kuyuyu kapatmak istiyor. 22 Ağustos’ta gelecek filtreler tamamen çocukların korunması ve toplum isteklerinin karşılanması gibi gösteriliyor ama kamuoyu tatmin olmuş değil. Çünkü artık “sansür değil, düzenleme” diye gelen ve sonunda sansür olduğu ortaya çıkan uygulamalardan bıktık. şu anda iyi anlatılamamış, iyi anlatılmadığından dolayı da içindeki soru işaretlerinin giderilemediği bir durumla karşı karşıyayız. Ben kesinlikle bu paketlere karşıyım. BTK’nın benim ahlak polisim olmasını istemiyorum. ıstediğimi seyretmek istiyorum. Zaten çocukları koruyabilmek için yeterli mekanizmalar var. Aileler bunları kullanabiliyor. O zaman bu ne paketi? Genel olarak bakacak olursak var olan iktidarın bir ahlak anlayışı var; “böyle olursa daha iyi olur!” Bu ahlak anlayışını yavaş yavaş oturtuyorlar. ışte ben buna karşı çıkıyorum. Belirli kurallar vardır, o kuralların içinde kalınır ama her gelen iktidarın kendi ahlak anlayışını bize zorla uygulatmaya kalkması... Hayır, bunu kabullenemem.

Haberin Devamı

Ahmet Hakan: Filtreler internetin ruhuna aykırı
Eğer bir gün Twitter yasaklanırsa; canım çok sıkılır, moralim bozulur. 22 Ağustos’u internetin ruhuna, yapısına, icat ediliş mantığına aykırı buluyorum. Bu durumu siyasi iktidarın kendine özgü muhafazakâr ahlak sistemini kendi özel alanından çıkarıp, bütün halka yaşatma girişimi olarak değerlendiriyorum. Halbuki bizim gibi renkli toplumlar, değişik ahlak anlayışlarına sahiptir. Herkesin ahlak anlayışına saygılı olmak demokrasinin gereğidir. Bugünkü iktidar yerini sağlamlaştırdıkça, oy oranını artırdıkça, kendi ahlak anlayışını adım adım hayata geçiriyor. Bu açıdan filtrelere itiraz ediyorum. Evet, belki tam anlamıyla bir yasak gelmeyecek ama en azından yasaklamaları kolaylaştıracak bir sistem olacak. Erotik diye sınıflandırılan siteleri siz kendi ahlak anlayışınıza uygun bulmayabilirsiniz, birtakım “geyiklerin” döndüğü siteleri sakıncalı görebilirsiniz, o zaman kendi bilgisayarınızda engelleyin. Çocuk pornosundan falan zaten bahsetmiyorum, o bir insanlık suçu.

Haberin Devamı

Gülben Ergen: Yasaklar cezbedicidir
ınternet benim için iletişim ve özgürlük demek... Hızlı, renkli, gerçek, kolay ve sınırsız iletişim... Twitter öyle büyük bir güç ki; mesela Çocuklar Gülsün Diye kampanyasını ilk kez oradan duyurdum ve ilk bağışlarımızı oradan topladık. Twitter’da 227 bini aşkın takipçim var. Aslında orası benim için interaktif bir gazete. Fikir alışverişi yapabiliyorum, aradığım her sorunun cevabını buluyorum, her kesimden rengarenk insanlara ulaşıyorum. 22 Ağustos’tan itibaren geçerli olacak düzenlemeye göre dört tip filtreden birini seçmek “zorunda” kalacaksak elbette bir kısıtlama söz konusu. Çocukları zararlı içeriklerden korumaya yönelik düzenlemeleri destekliyorum, fakat bu düzenlemeler aynı zamanda yetişkinler için de önemli bir sınırlama yaratacaksa tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Tüm yasakların fazla cezbedici olduğunu da unutmamak gerekiyor. 

Haberin Devamı

Nihat Odabaşı: Bir ileri, iki geri; mehter takımı gibiyiz
Bir gün Twitter yasaklanırsa gerçekten çok üzülürüm. Dünya ileri gitmeye devam ederken, biz tekrar tekrar geri vitese alıyoruz durumumuzu. Tek kelimeyle internet benim için dünya demek. Twitter’da, Facebook’ta yaptığım işlerin geri dönüşlerini anında alıyorum. Orada beni iyi ya da kötü eleştiren bir kitle var. Ve ben bundan memnunum. Orada yansımamı görüyorum. Mesela uçağa binerken “Benim için dua edin” yazıyorum, çünkü korkuyorum ve bu beni rahatlatıyor. Türkiye özgürlük konusunda mehter takımı gibi... Bir ileri, iki geri. Bir yandan hep özgür gibi davranıyor, yazılar yazıyor ama bir taraftan hep geriye gidiyoruz. Bu filtreler de tam olarak böyle. Tabii ki şuursuz özgürlüğü de savunmuyorum. Bir başkasının özgürlüğünü zedelemeden özgür olmak zorundayız.

Haberin Devamı

şebnem Bozoklu: Yasaklar yüzünden hayat yeraltına iner
Twitter’ın yasaklanıp yasaklanmaması aslında çok önemli bir şey değil. Evet, bu durum beni acıtır ama bir şeyin yasaklanıyor olması beni daha çok tedirgin ediyor. Yok şu kelimeleri arayamazsın, yok buna bakamazsın. Bu “kütüphaneye girebilirsin ama şu üç kitabı okuyamazsın” ya da “arabaya binebilirsin ama motoru çalıştırıp gidemezsin” demek gibi... ınternet özgürlük demek, her şeye üç saniyede ulaşabilmek demek, sınırsız bir bilgi, sınırsız bir dağarcık demek. Sosyal medya ve internet, televizyon, dergi ve gazetelerden çok daha özgür. Oralarda okuyamadığım, göremediğim pek çok şeyi internetten buluyorum. Genel olarak yasaklar bütününe anlam veremiyorum. ınternet filtreleri çok gereksiz. Üstelik hayattaki en tehlikeli şey yasaklar. Çünkü o zaman her şey “underground” oluyor. Mesela içki yasakları yüzünden içki yeraltına indi. Bunu pek çok şekilde örneklendirmek mümkün. ınterneti bu hale getirmeleri tehlikeli.

Mehmet Turgut: Ülkemi terk ederim
ınternet insanlara, bilgiye ulaşmak demek. Mesela biz Gonca (Vuslateri) ile internetin gücü sayesinde bir araya geldik. Bir partide tanıştık ama aslında ben onu tanımıyordum. Twitter’a yazdım, “Dün gece tanıştığım kapüşonlu kız için ölüyorum” diye... Bu fenomen oldu resmen Twitter’da ve ben sosyal medya sayesinde Gonca’yı buldum! Artık bir gün Twitter da yasaklanır ve buna benzer şeyler olmaya devam ederse, hiç aklıma getirmediğim bir şeyi, bu ülkeden gitmeyi düşüneceğim. Çünkü ben sanatçıyım ve sanatım kısıtlandığı anda bir hiç olurum. Yaptıklarımı rahatça icra edemedikten sonra yapmamın hiçbir anlamı yok. 22 Ağustos’ta yürürlüğe girmesi planlanan yasa bence gelecek karanlık günlerin habercisi.

Gonca Vuslateri: Birileri sürekli yavaş koş demesin
ınternet, iletişim demek. Mehmet (Turgut) bana internetten ulaşmaya çalıştı ve başardı. Twitter olmasaydı belki biz hiç bir araya gelemeyecektik. ınternet bütün dünyanın bir arada olabildiği tek yer. Klipler, amatör ve profesyonel çalışmalar, haberler, festivaller... Her programı takip edebildiğimiz, iletişim kurabildiğimiz, özgürleştiğimiz bir ortam. 22 Ağustos gerçek olursa üzülerek söylüyorum ki kısıtlanmış hissedeceğim. O zaman biz nasıl özgürleşeceğiz? Nasıl kendimizi ifade edeceğiz? Nasıl koşacağız? Birileri bize sürekli “daha yavaş koş” demesin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!