ANKA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2009 10:08
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Traş, sigaranın erkeklerde sperm sayısını ve sperm hareketliliğini azalttığını söyleyerek, “Özellikle tedavi altındaki ya da çocuğu olmayan erkeklerin sigara içmemesi gerekiyor. Ayrıca alkol de çok belirgin biçimde sperm üretimi üzerinde olumsuz etkilerde bulunuyor” dedi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Traş, sigaranın erkeklerde sperm sayısını ve sperm hareketliliğini azalttığını söyleyerek, “Özellikle tedavi altındaki ya da çocuğu olmayan erkeklerin sigara içmemesi gerekiyor. Ayrıca alkol de çok belirgin biçimde sperm üretimi üzerinde olumsuz etkilerde bulunuyor” dedi.
Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Tıraş ANKA’ya erkek kısırlığına ilişkin yaptığı açıklamada, erkek kısırlığının büyük bir kısmının nedenini bilmediklerini söyleyerek, “Bilinen sebepler arasında hormonal sebepler var. Mesela beynin altında hipofiz bezinden hormon salgılanmaması kısırlık nedeni. Bu hormon salgılanmayınca testisler uyarılmaz” dedi. Bunun dışında özellikle yüzde 20-25 olguda varikoselin kısırlık nedeni olarak ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Traş, “Varikosel genellikle testisin sol tarafında, damarlarda varis gibi genişlemelerdir. Bir de menide hiç sperm bulunamaması önemli bir kısırlık sebebidir” diye konuştu.
Menide hiç sperm olmamasının nedenlerine ilişkin de bilgi veren Prof. Dr. Traş, “Birkaç nedenden söz edebiliriz. Normalde erkekte üretilen sperm bazı kanallarla penisin arkasındaki bazı bezlere kadar gelir ve burada saklanır. Daha sonra cinsel ilişki sonrasında boşalmayla dışarı atılır. İşte bazı erkeklerde sperm kanallarında bazı tıkanıklar olabilir” dedi. Bunlar geçmişte operasyonla açılabildiğini; ancak artık bu yöntemin pek kullanılmadığını kaydeden Prof. Dr. Traş, “Çünkü kanallar çok ince olduğu için operasyon çok başarı sağlamıyor. Bu hastalarda tüp bebek tercih ediliyor” dedi. Prof. Dr. Traş, menide hiç sperm olmamasının bir diğer nedeninin de genetik faktörler olduğunu ifade ederek, “Genetik bozukluklarda bir kromozomun fazla olması, sperm üretiminin hiç olmaması ya da fazla miktarda olmasına yol açıyor. Bir de kimyasal maddeler, radyasyon, kemoterapi gibi nedenlerle de menide hiç sperm olmayabilir” diye konuştu.
ERKEKLERDE YAŞ FAKTÖRÜ ÖNEMLİ DEĞİL
Erkeklerde yaş faktörünün çok da önemli olmadığını ifade eden Prof. Dr. Traş şunları söyledi: “Erkekler yaşla beraber sperm hareketi ve sperm sayısında azalma olabiliyor. Ama erkeklerde kadınlardaki gibi 35-40 yaş gibi çok keskin sınırlar yok. Bu nedenle erkekler çok ileri yaşlarda bile kendi spermleriyle çocuk sahibi olabilir. Öte yandan, sigara erkeklerde sperm sayısını, sperm hareketliliğini azaltıyor. Özellikle tedavi altındaki ya da çocuğu olmayan erkeklerin sigara içmemesi gerekiyor. Ayrıca alkol de çok belirgin biçimde sperm üretimi üzerinde olumsuz etkilerde bulunuyor.”
TEK SPERM YETERLİ
Mikroenjeksiyon yöntemine ilişkin de bilgi veren Prof. Dr. Traş, “1991’de bulunmuş bir yöntem. Mikroenjeksiyonda tek bir sperm yakalanır ve bazı cihazlarla bir tek yumurtanın içine yerleştirilir” dedi. Prof. Dr. Traş, bu yöntemin klasik tüp bebek yöntemine göre avantajlarına ilişkin ise şunları söyledi:
“Klasik tüp bebek yönteminde bir cam kabın içinde kadının yumurtasıyla 100 bin tane sperm yan yana getirilerek döllenme beklenir. Ancak bu kadar sperm bulunamadığı zaman erkekler tüp bebek yönteminden fayda göremiyor. İşte mikroenjeksiyonda bu kadar çok sayıda sperm bulunması zorunluluğu ortadan kalktı. Tek bir sperm döllenme için yeterli. Bulunan sperm direkt yumurtanın içine yerleştirilerek döllenme sağlanır.”