Güncelleme Tarihi:
Aradan geçen sürede ziyaretlerine devam etti, bu arada pek çok yabancı ülke gördü, çektiği fotoğrafları ve izlenimlerini blog’unda paylaşmaya devam etti. İki gün önce kendisinden bir e-mektup geldi. 10 bininci Starbucks restoranını bu hafta sonu Yeni Zelanda’da ziyaret edecekti ve görüşmeyeli Türkiye’ye de gelmişti. Eh, kendisiyle yeni bir söyleşi yapmak artık kaçınılmazdı...
Sizinle son kez konuştuğumuzda yıl 2007’ydi. O günden bu yana ne yaptınız?
- O zamanlar Starbucks, ABD ve Kanada’da anormal bir büyüme sürecinin tam ortasındaydı. O yılı ve 2008’in ilk yarısını, yeni açılan restoranlara yetişmeye çalışarak geçirdim. Sonra şirket büyük bir küçülme politikası uygulayacağını duyurdu. 800 civarında restoran kapanacaktı. Bu sefer kapanacakları gezmeye başladım. 2009’da yeni bir küçülme dalgası geldi. Tüm süreç yeniden başladı, kapanacağı duyurulan şubelere yetişmeye çalışıyordum. Sırf İngiltere Columbia’daki bir restoranı görebilmek için 1400 dolar harcadığım oldu. Şili’de kapanacak bir tanesi içinse bin dolar harcadım. Bu arada diğer ülkelerdeki restoranları ziyaret etmeye devam ettim. 2008’de üç ayımı, 2009’da üç buçuk ayımı yurtdışında geçirdim.
Hangi ülkelere gittiniz?
- İngiltere, Japonya, Fransa, İspanya, Meksika, Hong Kong, Tayvan, Porto Riko, İrlanda, İsviçre, Almanya, Avusturya, Yunanistan, Ürdün, Lübnan, Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Portekiz, Şili ve Bahamalar. Şimdi sıra Yeni Zelanda’da. Oradan Avustralya’ya, ardından Endonezya, Malezya, Singapur, Filipinler ve Tayland’a geçeceğim.
Gitmediğiniz yer kalmayacak gibi. Bu arada hayat rutininizde bir değişiklik oldu mu?
- Evet, zaman ve paradan tasarruf edebilmek için seyahatlerimi en iyi şekilde kullanmaya çalışıyor, bunun için de çok uzak veya yolumun üzerinde olmayan restoranlara gitmeyerek bir sonraki seyahate bırakıyordum. Şimdi gittiğim yerlerdeki tüm restoranları tek seferde görmeye çalışıyorum. Çünkü bir dahaki gidişimde kapanmış olabilirler.
EN GÜZELİ NURUOSMANİYE’DE
Hala düzenli bir işiniz yok mu?
- İnşaatlarda danışman olarak çalıştığımdan, zaten süreli anlaşmalar yapıyorum. Birkaç haftayla bir yıl arasında değişiyor sözleşmeler. Sözleşme biter bitmez de biriktirdiğim parayla Starbucks gezmeye başlıyorum. Mesela 14 aylık bir işi henüz bitirdim ve hemen seyahate çıkacağım.
Türkiye’ye yolunuz nasıl düştü?
- Türkiye’ye 2008’de Ürdün’den geçtim. İki ülke birbirine yakın sayılır ve Türkiye’de pek çok Starbucks restoranı var. İstanbul’u gördüm sadece ve çok sevdim. Ne yazık ki, bir gün kalabildim çünkü Ürdün’deyken bakteri kapmışım, hastalandım. Tedavi için Amerika’ya dönmem gerekti.
Hangi restoranları gördünüz? Şaşırtıcı bir şey var mıydı?
- Atatürk Havalimanı’ndaki restoranı gördüm. Ayrıca Dünya Ticaret Merkezi, Metro City, Ömür AVM, Nuruosmaniye ve Sultanahmet’tekilere gittim. Havalimanı, ofis binaları ve alışveriş merkezlerindeki restoranların Amerika’dakilerden farkı yoktu. Ama şehir merkezindekiler hoşuma gitti. Sultanahmet Camii yakınlarında bir otelde kaldım. Nuruosmaniye restoranı en beğendiğim oldu. Ama söylediklerine göre daha bir dolu güzel Starbucks varmış İstanbul’da.
KAHVE SİZDE DAHA PAHALI
Servis, iç tasarım veya müşteriler bakımından Amerika’ya göre bir fark gördünüz mü?
- Sekiz restoran temel farklılıkları belirlemek için yeterli değil ama kahvenin Amerika’dan çok daha pahalı satıldığını gördüm. Ayrıca tıpkı Fransa, İspanya ve Yunanistan’da olduğu gibi taze sıkılmış portakal suyu satılıyor, ki bu çok güzel bir şey. Hoşuma gitti. Bir de Türkiye kendini Avrupa’nın bir parçası olarak görüyor ama pek fazla kişi İngilizce bilmiyor. Baristalar bile İngilizce konuşmuyor. Batı Avrupa ülkelerinde İngilizce bilenlere daha sık rastlıyorsunuz.
Bu hafta sonu 10 bininci Starbucks ziyaretini yapacaksınız. Artık bu işten emekli olmayı düşünüyor musunuz?
- Hayır, seyahat etmeyi seviyorum. Starbucks bulunan tüm ülkeleri ziyaret etmeyi planlıyorum.
Önümüzdeki beş yıl için planlarınız neler?
- Starbucklamaya devam edeceğim ama buna eskisi kadar çok zaman ayırmayacağım. Zaten artık Amerika’da çok az yeni restoran açılıyor. Aylarca hatta bir yıl bekleyip gezsem, yeter. Bir de artık 40 yaşıma geldim. Geleceğim ve muhtemel sağlık masraflarım için para biriktirmem lazım. Projemin bilinirliğini kullanarak dünyanın sosyal meselelerine dikkat çekmeyi de umuyorum.
RAFAEL ANTONIO LOZANO KİMDİR
Şikago’da doğdu, Houston’da büyüdü. Üniversitede bilgisayar programcılığı okudu. Sonra ilk işi için Dallas’a taşındı. Yıl 1997’ydi. Bir gün evden işe giderken, mantar gibi çoğalan Starbucks restoranlarını fark etti. Her gün şehrin, eyaletin, ülkenin ve dünyanın farklı köşelerinde yeni Starbucks restoranları açılıyordu. Aklına birden tuhaf bir fikir geldi. Her restoranı tek tek dolaşacaktı. Önce işiyle bir arada yürütebileceğini düşündü. “Sabah işe giderken, öğle yemeği arasında ve akşam takılmak için birkaç şubeye uğrarım” diyordu.
Ama olmadı, Lozano’yu Starbucks hırsı bastı. Gerekirse dünyanın öbür ucuna gidecek, aylarca yollara düşecekti. Bu arada adını çok sıkıcı bulduğundan değiştirdi, mahkeme kararı ile Winter (Kış) yaptı.
İŞİNDEN İSTİFA ETTİ
Kimse çalışanlarına Starbucks ziyaret rekoru kırsın diye aylarca izin vermiyordu. O da sabit işinden istifa etti ve sözleşmeli çalışmaya başladı. Sekiz ay çalışıyor, dört ay yollara düşüyordu. Çalışırken biriktirdiği tüm parayı seyahatte harcıyordu. Bir süre sonra otelde kalmak pahalı gelince, otomobilinde yatmaya başladı. Hem böylece birkaç restoran fazla gezebildiğini fark etti. Yeni bir Starbucks açılacağını duyunca hemen oraya gidiyor, ilk müşteri olmak için kapısında saatlerce bekliyor.
Haberciler kısa sürede, Starbucks rekortmeni olmaya çalışan bu adamdan haberdar oldu. Televizyonlarda, gazetelerde kaçık olup olmadığı tartışıldı. 2005’te Bill Tangeman tarafından, hakkında bir belgesel çekildi, 2007’de gösterime girdi. 1999’da starbuckseverywhere.net’i açtı. 2003’ten beri bu adresi blog olarak kullanıyor. Arkadaşlarının söylediğine göre artık teri ve çişi bile kahve kokuyor. Günlük rekoru 29 restoran. Restoran gezmekten yorgun düştüğünde, soluğu striptiz kulüplerinde alıyor. Sırf farklı bir şey yaptığı, bir amacın peşine düştüğü için kendisini destekleyen pek çok insan var.