Will ailesinin kâbusu

Lanetli ev temasıyla bir adamın iç yolculuğunun etkileyici kesişimi.
Bilinçaltına inen filmlerden hoşlananlara keyifli bir yolculuk sunan Korku Evi’nin ilk yarısı bildiğimiz lanetli ev modunda ilerliyor.
Yoğun tempolu iş hayatını geride bırakıp, karısı ve çocuklarıyla New England kasabasında sakin bir hayata geçen Will’in amacı evinin sıcak ortamında romanını yazabilmek.
Ancak sıcak ortam sağlaması beklenen ev, bir anda Will ve ailesinin kabusu haline geliyor.

TEKİNSİZ KOMŞULAR LANETLİ BİR EV

Dışarıda yağan kar ve çıkan fırtınanın ortasında pencerede beliren yüzler önce çocukların, sonra da anne babalarının huzurunu kaçırıyor.
Bir süre sonra evin önceki sahiplerinin korkunç bir cinayete kurban gittiklerini anlıyoruz. Bir şeyleri gizlediği belli olan karşı komşu, kızı ve tekinsiz kocası ortamı daha da gererken, Will oturdukları ev ve yaşanan cinayetlerle ilgili soruşturma yapmaya başlıyor.
Her yeni bulgu onu cinayetlere ve kendi iç dünyasında bir yolculuğa çıkarıyor.

SAĞ GÖSTERİP SOL VURUYOR

Korku Evi, bir kendini keşfetme filmi aslında. Lanetli ev filmlerinden farklı olmasının nedeni burada yatıyor.
Ana karakter Will’in bakış açısıyla izliyoruz olanları. Ailesine olanlara onun gözünden bakıyoruz.
Hikayenin tahminlerinizin çok ötesinde bir yerlere gidiyor olması filmin en önemli özelliği.
Yine de çok sağlam bir olay örgüsünden söz etmek mümkün değil.
Zaten Daniel Craig, Rachel Weisz ve yönetmen Jim Sheridan filmin yapım şirketi tarafından belirlenen finalinden o kadar nefret etmişler ki, basın tanıtımına katılmaktan ve röportaj yapmaktan vazgeçmişler.

BU FİLMLE TANIŞIP EVLENDİLER

Korku Evi’nin en çekici yanı başrolleri.
Diğer filmlerinden çok farklı bir rolle karşımıza çıkan Daniel Craig ve karısı rolündeki Rachel Weisz’ın kimyalarının müthiş uyumu izlemeye değer.
Zaten kimyaları öyle bir tutttu ki bu filmin çekimleri sırasında başlayan beraberlikleri evliliğe kadar gitti.
İkiliyi oyunculuklarını ve tutan kimyalarını konuşturabilecekleri başka bir filmde tekrar yan yana görmek dileğiyle.

HAFTANIN DiĞER FiLMLERi

Paris’te hayallere dalan bir yazar

MIDNIGHT IN PARIS
PARİS’TE GECE YARISI
Yön: Woody Allen
Oyn: Owen Wilson, Kathy Bates, Adrien Brody
Tür: Dram, Komedi

Woody Allen’ın 76 yaşında çektiği 42. filmi olan Paris’te Gece Yarısı (Midnight in Paris), hem iş hem de tatil amacıyla Paris’e gelen Amerikalı bir ailenin buradaki hikayesini anlatıyor. Evlenme arifesinde olan Amerikalı yazar Gil Gender, nişanlısının ilgisizliğinden sonra Paris sokaklarında ilham ve kendini arıyor. Kendi kendine Paris’i dolaşırken daldığı hayallerinde kendine tarihte geriye gittiği farklı bır dünya yaratıyor. Bu yolculukta karşısına kimler çıkmıyor ki! O artık Ernest Hemingway, Zelda, Scott Fitzgerald, Picasso ve Dali gibi ustalarla sohbet eden bir yazar. Amerika’da mayıs ayında vizyona giren Paris’te Bir Gece, yönetmenin uzun kariyerinin gişe rekorunu kırmıştı.
Gil’in bu yolculuğunu şahane bir anlatımla perdeye getiren Woody Allen, bu filmle Oscar’da da adından söz ettirecek gibi duruyor. Özellikle 1920’lerin Paris’inde yarattığı fantezi dünyasiyla izleyenleri büyüleyen film, hayat ve sanatla ilgili güzel sözler de söylüyor. Bir karakterin Gil’e dedigi gibi; “hepimizi ölümden korkuyor ve evrendeki yerimizi sorguluyoruz. Sanatçının görevi varoluşun anlamsızlığında ilaç bulabilmektir.”

3 boyutlu Aslan Kral

THE LION KING
ASLAN KRAL
Yön: Roger Allers, Rob Minkoff
Oyn: Matthew Broderick, Niketa Calame, Jim Cummings
Tür: Animasyon

Çocukluğumuzun, çocuklarımızın hikayesi, hiç eskimeyen, her daim duygulandıran, yutkunduran animasyon Aslan Kral bu kez teknolojik olarak yenilenmiş ve 3 boyutlu haliyle sinemalarda. Hikayeyi bilen bilir, kısaca hatırlatalım; Aslan yavrusu Simba, kral olmak için can atmaktadır. Ama kıskanç amcası Skar’ın tahta geçmek için planları vardır ve Simba’nın krallıktan sürülmesini sağlar. Yalnız ve başıboş kalan Simba, Timon ve Pumbaa’yla arkadaş olur ve onların tasasız yaşam tarzını benimser. Simba, sorumluluklarını ihmal ettiğini farkedip Pride Lands’e döner ve “Hayat Çarkı”ndaki yerini geri almaya çalışır.

Şehre bir sirk gelir

ORLA FROSNAPPER
KURBAĞA SURAT
Yön: Peter Dodd
Tür: Animasyon
Süre: 78 dk.

Kurbağa Surat, Danimarkalı çocuk ve gençlik kitapları yazarı Ole Lund’un aynı adlı 1969 yılı romanından uyarlanan bir animasyon. Çocuklar arasındaki iletişim üzerine inşa edilen film 10 yaşındaki Viktor ve ona hayatı dar eden kasaba kabadayısı Freddy Frogface’in arasındaki ilişki üzerine kurulu. Viktor kasabaya gelen sirke özenerek köpeği sosis ile özel numaralar hazırlamaya karar veriyor. Freddy Kruger ise planlarını bozmak üzere her yerde karşısına çıkmaktan geri kalmıyor. Danimarka sinemasından gelen bu üç boyutlu animasyon herkesin büyük göründüğü bir dünyada çocuk olma hallerini anlatırken aynı zamanda çocukları cesur olmaya ve kendilerini ifade etmeye teşvik ediyor.

Gizli tarikata karşı

RED STATE
ŞEYTANIN İNİ
Yön: Kevin Smith
Oyn: John Goodman, Melissa Leo, Michael Parks, Michael Angarano
Tür: Korku
Süre: 88 dk.

Kendine özgü komedi gücüyle tanıdığımız Kevin Smith bu kez bir korku filmiyle karşımızda. Üç lise öğrencisi genç, bir kadınla buluşmaya gidiyor. Ancak gittikleri yerde onları büyük bir tehlike beklemekte. Yaşayış tarzlarını onaylamadıkları insanlara ayinleri sırasında türlü işkenceler yapmakta olan gizli bir tarikat.

Hastalıkla gelen uzaklaşma

EYLÜL
Yön: Cemil Ağacıkoğlu
Oyn: Turgay Aydın, Görkem Yeltan, Elena Polyanskaya, Ayten Uncuoğlu
Tür: Dram

Eylül, asıl mesleği moda fotoğrafçılığı olan Cemil Ağacıkoğlu’nun yurtiçinde ve yurtdışında festivallerde gösterilen Polis, İp, It was White, I am Ivan ve Kapak gibi kısa filmlerinden sonra ilk uzun metraj çalışması. Başrollerini Turgay Aydın, Görkem Yeltan ve Elena Polyanskaya’nın paylaştığı film bir yasak aşk hikayesi anlatıyor. Akciğer kanseri şüphesiyle hastaneye yatırılan Aslı’nın ve kocası Yusuf’un hayatı, hastanede tanıştıkları Elena’nın ortaya çıkmasıyla bir anda değişiyor. Aslı ve Yusuf, hastalıkla birlikte içlerine çekilip yalnızlaşmaya, birbirlerinden kopmaya başlıyorlar. Kocasından dayak yemiş göçmen kadın Elena’nın ortaya çıkmasıyla olaylar daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

Kars üzerine kısa filmler

KARS ÖYKÜLERİ
Yön: Özcan Alper, Zehra Derya Koç, Ülkü Oktay, Ahu Öztürk, Emre Akay
Tür: Dram

Gezici Festival kapsamında, 2007 yılında düzenlenen Kısa Film Senaryo Yarışması’nın teması ‘Kars’ olarak belirlenmişti. Seçici Kurul, Özcan Alper’in Moto Guzzi, Zehra Derya Koç’un Kül, Ülkü Oktay’ın Zilo, Ahu Öztürk’ün Açık Yara ve Emre Akay’ın Küçük Bir Hakikat adlı senaryolarını seçti ve Kars Öyüküleri ortaya çıktı.