Ömür Gedik
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2011 22:40
Oyunun Sonu, ekonomik krizin hemen öncesinde bir yatırım şirketinde geçen 24 saatlik gerilimli ve entrika dolu süreci konu alıyor. Kevin Spacey’den Jeremy Irons’a bir yıldızlar geçidi halindeki film, şirket üst yönetiminin acımasızlıklarını, ahlaki değerler ve alınması gereken finansal kararlar arasındaki bocalamalarını perdeye taşıyor.
1980’lerin olay yaratan filmi Wall Street’in 2008 krizine uyarlanmış hali diyebiliriz, Oyunun Sonu için.
Bir yanda ölmekte olan köpeği için günde bin dolar harcayan bir yönetici, bir yanda telefonu bile elinden alınarak işten çıkarılan çalışan, bir yanda kriz öncesinde şirketin kaderini değiştirecek bilgilere sahip olan genç beyaz yakalılar.
Diğer yanda ise acımasız karar vericiler.
TÜM EKONOMİYİ ETKİLEYECEK DETAYI KEŞFEDİYORLAR
Kariyerinin başında, genç bir risk analisti olan Peter Sullivan, işten atılan Eric Dale’in kendisine teslim ettiği USB’deki bilgilerden yola çıkarak şirketlerinin geleceğini ve Wall Street’i etkileyecek çok önemli gerçeği su yüzüne çıkarıyor.
Şirketlerini ve tüm piyasayı etkileyecek bu bilgi şirketin üst yönetiminde alarm zillerinin çalmasına neden oluyor.
Gecenin bir yarısı toplanan yöneticiler finansal kararlar ve ahlaki değerler arasında bocalarken, sabah olana kadar karar vermek zorunda.
PARA GELİR AHLAK GİDER
Oyunun Sonu, ekonomi ve parasal piyasaların uzağında kalan izleyiciler için meşakkatli ama bir o kadar da keyifli bir seyir.
Parayı kontrol eden sektörün tepesindekilerin ahlaki kararlar konusunda ne kadar da insanlıktan uzak olduğunu acıtan detaylarla perdeye taşıyor.
Adeta bir yıldızlar geçidini andıran oyuncu kadrosunda sırıtan, aksayan bir kişi bile yok. Ama Kevin Spacey’nin öne çıktığını söylemeden de geçemeyeceğim.
YÖNETMENİN BABASI EMEKLİ OLUNCA
Yönetmen J.C. Chandor filmin zeminini oluşturan ekonomik detayları, Amerika’nın en büyük yatırım bankalarından biri olan Merrill Lynch’te yaklaşık 40 yıl çalışan babasından edinmiş. Senaryoyu yazarken babası baş danışmanı olmuş.
Senaryonun bu kadar gerçekçi ve sağlam olmasında, sektörün tam da merkezinden birinin danışmanlık yapmasının büyük rolü olduğu tartışılmaz.
Oyunun Sonu, haftanın en sağlam konu ve oyuncu kadrosuna sahip filmlerinden.
Şirketlerin iç yüzleri, kriz, para piyasaları gibi konulardan sıkılmıyorsanız, Wall Street’in çirkin yüzünü ve insanların kriz anında ne hale geldiğini göstermesi açısından da son derece etkileyici bir
film sizi bekliyor.
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
Alacakaranlık’ta finale doğru
THE TWILILGHT SAGA: BREAKING DAWN PART 1
ALACAKARANLIK EFSANESİ: ŞAFAK VAKTİ BÖLÜM 1
Yön: Bill Condon
Oyn: Kristen Stewart, Robert Pattinson, Taylor Lautner, Billy Burke
Tür: Dram-Aksiyon-Bilimkurgu
Süre: 115 dk.
Alacakaranlık serisinin sonuna doğru geliyoruz. Üç ana kahramandan ikisinin dünya evine girmesini ve sonrasında yaşananları konu alan Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1, Stephenie Meyer’in son kitabının ilk yarısının sinema uyarlaması. Serinin ikinci bölümü bundan tam bir yıl sonra, Kasım 2012’de vizyonda olacak. Kamera arkasında önceki filmlerden farklı olarak Bill Condon var. Condon görselliği ve müzikleriyle öncekileri aratmayan bir çalışmaya imza atmış. Oyuncular rollerine giderek daha da ısınıyorlar. Filmin en büyük sorunu ise muhtemelen kitabın ikiye bölünmesinden kaynaklanan bir yoksunluk durumu. Vampirler ve kurt adamlar arasındaki çekişme ikinci plana itilerek üç karakterin ilişkisine boğulan film, kurt adam vampir filminden çok, bir aşk filmi haline gelmiş. Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen düğün ve aşk sahneleri özellikle ilk yarıda tempoyu düşürüyor. Film, ikinci yarıya kadar ağır aksak ilerliyor. Neyse ki ikinci yarıda perdeye çöken kasvetli, depresif ton ilk bir saatteki plastik pembe tablodan sonra iyi geliyor. Hikaye hikayeye, film de filme benzemeye işte o zaman başlıyor. Edward takımından olanlar filmin ilk yarısını keyifle izleyecekler. Çünkü düğün ve sonrası gerçekten de dudak ısırtan detaylarla dolu. Her genç kızın rüyasını süsleyecek cinsten. Dolunayın aydınlattığı denizdeki sevişme sahnesi, fragmandaki hali ile bile beklenen etkiyi yarattı. Uzun süre konuşulacaktır.
Bir ailenin trajik komedisi
CELAL TAN VE AİLESİNİN AŞIRI ACIKLI HİKAYESİ
Yön: Onur Ünlü
Oyn: Selçuk Yöntem, Ezgi Mola, Türkü Turan, Tansu Biçer
Tür: Dram
Süre: 90 dk.
Polis ve 5 Vakit gibi sıra dışı ve şahsına münhasır filmlere imza atmış olan Onur Ünlü yine son derece ilginç bir hikaye ve filmle karşımızda; Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi. Bu film de diğerleri gibi Onur Ünlü’nün o meşhur kara mizahından fazlasıyla nasibini almış. Sıra dışı olaylar, beklenmedik gelişmeler birbirini izliyor. Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi öyle bir film ki ne yazsam, ne söylesem filmden sürprizleri eksiltmiş olurum. Onun için dikkatli davranarak, sadece ilk sürprizi söyleyip konuyu ana hatlarıyla özetlemek en doğrusu. Film, bir taşra şehrinde geniş ailesiyle birlikte yaşayan, saygın anayasa profesörü Celal Tan’ın, yaşgününün kutlanacağı akşam, kıskançlık krizine girip, kendisinden yaşça küçük olan eşini öldürmesiyle gelişen trajikomik olayları konu ediyor. Aile kavramına getirdiği ilginç bir bakış açısı var filmin. Kurumu ve dinamiklerini inceden inceye eleştirmekten de geri durmuyor aslında. Onur Ünlü müthiş bir kadroyu bir araya getirmiş. Filmin bütün oyuncuları, başta Celal Tan rolündeki Selçuk Yöntem olmak üzere çok iyiler. Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi, Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film ve Senaryo ödüllerini aldı. Filmin oyuncu kadrosu da Jüri Oyunculuk Özel Toplu Performans Ödülü’nü alarak sinema tarihine geçti. Ve son bir not; filmin yönetmeni Onur Ünlü’ye kısa bir süre önce kanser teşhisi konmuştu. Ünlü’nün hastalığı “erken teşhis hayat kurtarır” cümlesine paralel bir şekilde gelişiyor ve sağlığı iyiye gidiyor. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor ve yeni filmlerini dört gözle beklediğimizi söylemeden geçmiyorum.