Güncelleme Tarihi:
1994 krizinde ek vergi koymuşlardı. Halkımız seve seve krizi atlatalım diye vergisini ödedi.
1999 yılı Istanbul deprem felaketinin yaralarını sarmak için ek vergi saldı, halkımız bunu da ödedi.
2001 yılınde ekonomi çöktü. Bankalar batırıldı. Batıranlar bir kaç ay yatıp çıktılar, eski servetlerine kavuştular. Ancak ek vergi konmamıştı.
2003 yılı yine ekonomi açısından kritik bir yıl, kabul etmemek mümkün değil.
AK Parti iktidarının ilk bütçesi yapılırken, fakir fukaranın rahat etmesi, biraz soluklanması bekleniyordu. Birkaç işyeri açılacak, işsizler iş bulacak diye sevinenler vardı.
Bakıyoruz Anayasamız’a. 73. Maddede verginin nasıl alınacağı anlatılmış. Herkesin gücü oranında vergi vermesi gerekiyor eğer Anayasa’ya uyulursa.
Bu bizim Anayasa uyulmak için değil kafaya atılmak üzere hazırlandığı için 73. Maddeye kimse dikkat etmemiş.
Emeklisin. Bir ev edinmişsin 30 yıl boyunca çalışarak. İçinde oturduğun için vergiden muafsın. Ama eger ıkına sıkına ek gelir getirsin diye mütevazı bir daire daha alabilmiş ve de kiraya vermişsen yandın ki ne yandın. Devlet seni zengin sınıfına, yani güçlüler arasına sokuyor ve ek emlak vergisi istiyor.
Ama trilyonluk hazina bonon varsa, 10 milyon doların bankada kuzu kuzu yatıyorsa, 1 trilyonuluk fonun yılda sana 300 milyar gelir getiriyorsa... vergi vermene gerek yok. Bunlar zengin sınıfında yer almıyorlar.
Getirilen vergi nedeni savaş değil. Zaten Maliye Bakanı Unakıtan “Vergiye ad koymayın” diyor. Bunu bir kesimin fekakârlık vergisi sayıyor.
Zaten vergi teskereden önce hazırlanmış. Savaşla ilgisi yok.
Osmanlı döneminde, bitmeyen savaş yüzünden askere gönderdiği çocuklarının tümünün şehit olmasına değil de padişaha kızan babanın hazin durumunu gel de yazma. Sonunda tekne kazıntısı oğlu askere çağrılan acılı baba sonunda isyan etmiş: “Padişahıma söyleyin, benim zürriyetine güvenip öyle zırt-pırt savaş çıkarmasın!”
Eee yani, şu anda riski var ama ortada savaş yok, yeni bir kriz yok , Allah korusun deprem olmamış.
Fakir fukaraya yüklenip ülke yönetimine talip olmak kolay.
İnsaf yani, fakir fukaraya da çok güvenilmesin yani.
Sevgiler,
Sezai