Vücut saatiniz tıkır tıkır iÅŸliyor mu?

Güncelleme Tarihi:

Vücut saatiniz tıkır tıkır işliyor mu
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 29, 2004 00:00

Bioritm, beslenmeden güzelliÄŸe hatta saÄŸlığımıza kadar etkili. O, ne kadar düzgün iÅŸlerse biz de o kadar güzel, o kadar saÄŸlıklı oluyoruz... Onu duyamıyoruz ya da göremiyoruz ama hepimizin genetik olarak belirlenmiÅŸ olan vücut saati tıkır tıkır çalışıyor. Sadece aydınlık ya da karanlık, sıcak ya da soÄŸuk gibi doÄŸanın günlük deÄŸiÅŸimi etkilemiyor bizi.Belirli saatlerde uyanmayı yine aynı ÅŸekilde uykumuzun gelmesini saÄŸlayan ise kendi kendimize geliÅŸtirdiÄŸimiz vücut bioritmimiz. Vücut saati genellikle her insanda farklılıklar gösteriyor. Mesela, uykuyu çok sevenlerdenseniz, günlük ritminiz de geç baÅŸlamaya ayarlamıştır kendini. Ãœstelik bunu deÄŸiÅŸtirmek de fazla mümkün deÄŸil çünkü her ÅŸey içeride genetik olarak kodlanmış zaman programında genetik olarak bulunuyor. YaÅŸamımızın ritmini belirleyen vücut saatinin nasıl çalıştığını araÅŸtıran uzmanlar, bioritmin beslenmeden güzelliÄŸe hatta saÄŸlığa dek her ayrıntı üzerinde önemli bir rolü olduÄŸunu belirtiyorlar. Genlerimiz, günlük koÅŸuÅŸturma içinde kendimizi yorgun ya da enerjik hissetmemizden sorumlu. Sabahları saat 06.00’dan itibaren kandaki melatonin düzeyi düşmeye baÅŸlıyor. Kan basıncıyla birlikte vücut ısısı da artıyor. Ve biz de böylece uyanmış oluyoruz. Saat 07.00’ye doÄŸru vücudumuzdaki seksüel hormonlar harekete geçiyor. Öğle saatlerine doÄŸru da nihayet oksijen alımının doruk noktasına ulaÅŸmasıyla birlikte alyuvarların konsantrasyon yetileri de en üst seviyeye çıkıyor. Öğleden sonra bedensel aktivite yeteneÄŸi bir miktar düşüş gösterse de bir süre sonra nefes alma frekansı yükseliyor, kavrama yeteneÄŸinin ibresi artıya geçiyor. Reflekslerimiz hiç olmadığı kadar hızlanıyor. AkÅŸamüstü iÅŸ sonrası vücut dinlenme fazına geçiyor, dolayısıyla üzerimizde günün yorgunluÄŸunu hissediyoruz. Geceyle birlikte vücudun aÄŸrı eÅŸiÄŸi de yükseliyor ve beyin melatonin düzeyini azaltmayı emrediyor. Onunla birlikte kan basıncı ve vücut ısısı da düşmeye baÅŸlıyor.Ä°nsanoÄŸlu varolduÄŸundan beri gündüz ve gecenin ritmik deÄŸiÅŸikliÄŸiyle paralel yaşıyor. Birçok organımız bu yüzden zaman zaman çeÅŸitli hastalıklara yakalanabiliyor. Düzenli olarak biyolojik ritmimizi göz ardı etmemiz de saÄŸlık problemlerine yol açabiliyor. ÖrneÄŸin, gece çalışanlar sıkça hastalanır ve her ÅŸeyden psikolojik olarak daha fazla etkilenir. Depresyonlar, yorgunluk, konsantrasyon bozukluÄŸu da biyolojik saatimizin düzeninin bozulmasından kaynaklanıyor. Ä°klim ÅŸartlarının da iç saatimiz üzerinde olumsuz etkileri bulunuyor. Kış günlerinin gri ve puslu havalarında vücudumuz doÄŸal uyanma sürecini yaÅŸarken zorlanıyor. Kendimizi tüm gün yorgun hissediyoruz.de doÄŸrudan bioritmle baÄŸlantılı. Her insan ne zaman acıktığını ya da vücudu için hangi besinlerin gerekli olduÄŸu zaman dilimlerini kendi belirliyor. Uzmanlar; vücudun sabahları daha fazla enerjiyle yüklü olduÄŸunu dolayısıyla vücutta daha fazla yaÄŸ depoladığını belirtiyorlar. Buna karşın akÅŸamları gün içinde besinler yoluyla aldığımız ve kullanılmayan glükoz, yaÄŸ hücrelerinde depolanıyor. Sonuçta; akÅŸam yediÄŸiniz çikolata doÄŸrudan yaÄŸ depolarına gider çünkü vücut o saatte sadece yaÄŸ depolarını doldurmaya programlanmıştır. Zaten beslenmeyle ilgili kurallar da bellidir; sabahları zengin, öğle saatlerinde ölçülü ama akÅŸamları kesinlikle yaÄŸsız ve az yemekler yemek gerekiyor.Fantastik vücut saatimizi güzelliÄŸimizin hizmetinde kullanmamız da mümkün. Bu arada, gündüz dış etkenlere karşı savaÅŸmakla uÄŸraÅŸan cilt hücrelerinin kendini geceleri yenilediÄŸini biliyoruz. Hücre yenilenmesinde etkili olan zengin içerikli kremler iÅŸte bu yüzden cilt için önem taşıyor. Gece kremlerinin gündüz versiyonlarından daha yaÄŸlı olması da bu yüzden zaten. Ayrıca aynı bakım serisinin ürünleri bir arada kullanıldığında bileÅŸimlerindeki maddelerin birbirleriyle etkileÅŸimleri olumlu sonuçlar doÄŸuruyor. Saçlarda heyecanıiliyor musunuz? Güzel ve canlı saçlar her yönden saÄŸlıklı olduÄŸumuzun göstergelerinden biri. Åžimdi onları kış uykusundan uyandırmanın ve baharın tazeliÄŸini saçlarınızda hissetmenin tam sırası...Saçlarımız bedensel ve ruhsal halimizin aynaları. Hasta ya da saÄŸlıklı olmamız onları da etkiliyor. O kadar ki, modern psikoloji ve saç konusundaki araÅŸtırmalar kuaförler tarafından yakın takibe alınmış durumda. Kısa ya da uzun, kumral ya da koyu, ince ya da kalın... Önemli olan içsel armoninin saçlarımıza saÄŸlıklı olarak yansıması. Saçların mat, kırılgan, kuru, yaÄŸlı ve kepekli olmasının altında birçok neden yatıyor olabilir; saç cinsine uygun olmayan ürünler, olumsuz çevre koÅŸulları, hormonal düzensizlik ve yanlış beslenme bunlardan birkaçı. SaÄŸlıklı bir kafa derisi, saç ve saç köklerinin ne derece güçlü olduÄŸunu gösteriyor. Sıcak su ve sıcak fön onları zedeleyen dış etkenlerden bazıları. Ayrıca aşırı sıcak, saç derisine zarar verirken aynı zamanda saçın aşırı yaÄŸlanmasına da yol açıyor. Fönle kurutma sırasında ise saç telleri kolayca kırılabiliyor. Saça uygulanan boya da saçı yıpratıcı faktörlerden biri. Aslında saçlara fazla zamana gerek duymadan bakım yapmak mümkün. Bunun için kozmetik endüstrisi hergün yeni yöntemler geliÅŸtiriyor. Åžampuanlar, saç kremleri, serumlar ve özel bakımların saçları canlandıcı etkileri bulunuyor.DoÄŸru bilinen yanlışlarKopan bir tel beyaz saç yerine birçok yeni beyaz saç çıkar. (YANLIÅž) Çünkü tek bir saç dibi keseciÄŸinden ancak bir tek saç çıkabilir.Sık kesilen saçlar daha güçlü olur ve daha hızlı uzar. (YANLIÅž) Saç kökten uzadığı için saçın kesilmesi uzama hızını etkilemez. Sık sık fönle kurutulan saçlar düzleÅŸir. (YANLIÅž) Saçın düz ya da dalgalı oluÅŸu kalıtımsaldır.Hamile kadınların saçı boya ve perma tutmaz. (YANLIÅž) Saça uygulanan kimyasal iÅŸlemler, hamilelik sırasında meydana gelen hormonal deÄŸiÅŸikliklerden etkilenmezler.Beyaz saçlar stres ve gerilim dolayısıyla oluÅŸur. (YANLIÅž) Beyaz saçlar, kıl dibi keseciklerindeki renk maddesinin kaybı ile oluÅŸur.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!