Vücudum tasarımcılara

Güncelleme Tarihi:

Vücudum tasarımcılara
Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2007 00:00

Michelangelo aylar süren itinalı çalışmadan sonra Davut heykelini bitirir. Elindeki çekici bir kenara fırlatır ve heykele dönüp "Konuş be adam" diye bağırır. Eserinin ne kadar kusursuz olduğunun kendisi de farkındadır. Roberto Bolle özellikle İtalya’da Davut heykeline benzetilen kusursuz bir dansçı. Milano’daki La Scala balesinin baş baleti olan Bolle, dünyada en tanınan dansçılar sıralamasında Rudolph Nurayev’den sonra ikinci sırada yer alıyor.

Bu muhteşem vücutlu adam, ilk kez moda dünyasıyla işbirliği yaptı, bu da bir Türk şirketine kısmet oldu. Dünyanın önde gelen markalarına denim kumaşı üreten Orta Anadolu, dört tarafa esneyebilen yeni kumaşı Fitswell’i Roberto Bolle ile tanıttı. Fotoğrafları uluslararası moda fotoğrafçısı Luca Babini çekti. Biz de bu vesile ile Roberto Bolle ile röportaj yaptık.

Dans hayatınıza nasıl girdi?

- Aileme dans okuluna gitmek istediğimi söylediğimde sadece beş yaşındaydım. Galiba ben dans etmek için doğdum. Çocukken bile içim dışıma dans et, dans et diye bağırıyordu. Televizyon izlerken, müzik dinlerken sürekli dans ediyordum. Ailemde dans ile uzaktan yakından alakası olan bir kişi bile yok. Bu tamamen kişisel bir tutkuydu, dışarıdan herhangi bir etki ile olmadı.

Bu kadar iyi bir dansçı olacağınızın sinyallerini nasıl verdiniz?

- Tam olması gerektiği gibi bir duruşum vardı ve çok tutkulu dans ediyordum. La Scala’da yıllarca eğitim aldım. Tüm bunlar iyi bir kariyer yapmak için büyük bir şans.

Dans için varoluş nedenim diyebilir misiniz?

- Elbette. Hiç kimse alınmasın ama dans hayatımda her şeyden ama her şeyden daha ön sırada geliyor.

Daha önce hiç tekstil ve moda dünyasıyla işbirliği içine girdiniz mi? Bir markanın yüzü oldunuz mu?

- Hayır. Bu benim moda ve tekstil alanında bir şirketle olan ilk çalışmam.

Bu projede yer almaya nasıl karar verdiniz?

- Fitswell gibi esnek ve dayanıklı bir kumaşla kendimi ifade etme fikri bana çok cazip geldi.

Davut heykeline benzetilmek ruhunuzu okşuyor mu?

- Elbette. Bunu büyük bir iltifat olarak kabul ediyorum. Çünkü Michelangelo’nun Davut’u, klasik güzelliğin mükemmellikle eş olduğunun iyi bir örneğidir.

Rudolph Nurayev’den sonra dünyanın en başarılı baleti olarak tanınıyorsunuz... Çok mu benziyorsunuz?

- Aslında Nureyev gibi olduğumu düşünmüyorum. Bence çok farklıyız. Bir tek ikimiz de dans dünyasının dışında da ünlüyüz ve popüleriz. Bu da dans tarihinde pek sık rastlanan bir durum değil. Belki de bu yüzden sıkça karşılaştırılıyoruz. Nurayev şu açıdan önemlidir. Ondan önce dans dünyasında bir tek kadınlar ilgi odağıydı. Onunla ilk kez ilgi bir erkeğe kaydı. Ben de ikinciyim.

Modayla aranız nasıldır? Kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız? Hangi markaları tercih ediyorsunuz?

-
Aslında trendleri takip etmiyorum. Ama güzel giyinmeyi seviyorum. Bunu da tanınmaya başladıktan sonra öğrendim. Birçok sanatçının aksine savurgan değilim. Klasik ve şık giyinmeyi tercih ediyorum, en sevdiğim tasarımcı Giorgio Armani.

Türkiye ve Türk kumaşı hakkında neler biliyorsunuz?

- Çok fazla bilgim yok ama Türkiye’ye gelmeyi çok istiyorum. Biliyorum ki Türkiye çok ilginç, tarihle iç içe, büyüleyici bir ülke. Türk tekstil endüstrisinin önemini ve üretilen kumaşların ekonominin mükemmel bir kaynağı olduğunu da biliyorum.

NEDEN ROBERTO BOLLE?

Orta Anadolu Holding Pazarlama Müdür Ebru Özaydın bu soruyu şöyle cevaplıyor: "Kumaş satmanın ötesinde müşterilerimize bir hayal verebilmeyi, tasarımcılara ilham kaynağı olabilmeyi hedefledik. Bu sebeple Roberto Bolle gibi uluslararası tanınmış bir sanatçı ile çalıştık. Roberto kumaş ile dans etti, beden ve Fitswell arasında bir ilişki kurdu. 4 yönde esneme özelliğine sahip olan Fitswell, neredeyse hissedilmeden giyilebiliyor."

Orta Anadolu, denim modasında devrim yaratacak yeni ürünü Fitswell’i ilk kez 18-20 Eylül tarihleri arasında New York’ta düzenlenen Coterie Fuarı’nda tanıttı. Çift yönlü streç özellikli, dayanıklı ve ileri tasarım tekniklerinin birleşmesi ile ortaya çıkan Fitswell, gerek tüketicilerin gerekse tasarımcıların ilgisini çekecek özelliklere sahip. Kumaş giyildiğinde vücudun şeklini alıyor, çıkardığınızda tekrar eski haline dönüyor.

DANSÇININ HAZIRLIK SÜRECİ ATLETİNKİNE BENZER

Hem okulda yıllar süren eğitim süreci, hem de günlük olarak yaptığım düzenli egzersizler böyle görünmeme yardımcı oldu. Dans her ne kadar bir sanat gibi gözükse de hazırlık süreci atletinkilere benzer. Hálá her gün, günde altı saat dans ediyorum. Yüzüyorum ve dalıyorum. Ama ikisi de hobi gibi. Sahneye her adım attığımda, farklı duygular içinde oluyorum; enerjim ve duygularım yenileniyor. La Scala her gece beni heyecanlandırıyor ama bugüne kadar en çok NY Metropolitan sahnesinden etkilendim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!