OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 20, 2002 00:00
Dicle 32 yaşında. 7 kez kalp ameliyatı oldu. Başına ‘‘Artık daha neler!’’ denilecek herşey geldi. 4 kez tıbben öldü. Ve geçen yıl ona kalp nakli yapıldı. Takılan kalp genç ve atletik. Dicle, kalbin sahibini ve ailesini tanımıyor. ‘‘İki taraf için de yük olur’’ diyor. ‘‘Kimbilir belki oğulları 18 yaşındaydı. İçimdeki kalp sportif ve küçük. Maskülen bir kalp olma ihtimali büyük...’’Arabadaydılar. Anne ne hikmetse radyoyu açtı, halbuki hiç yapmazdı. Ve o anda spikerin sesi müziğin arasına girdi: ‘‘Şu anda Hamburg-Lübeck civarında bir
trafik kazası oldu ve 5 genç olay sırasında hayatını kaybetti, iki kişi ağır yaralı.’’ Normalde insanların üzülmesine yol açacak bu
haber, arabadaki anne-kızın belli belirsiz gözlerinin parlamasına neden oldu. Kalp nakli için sıra bekliyorlardı. O gençlerin kaybolan hayatları annesinin gözünün içine bakan Dicle için bir umut ışığı olabilir miydi? Eve vardıklarında gördüler ki, telesekreterin kırmızı ışığı bir yanıp bir sönüyor. Mesaj var: ‘‘Dikkat kalp bulundu, acele hastaneye gelin.’’ Aynı anda Alman polisi kentin her yerinde onları arıyordu, bir süre sonra da bir helikopter eve geldi ve kalp nakli yapmak üzere Dicle'yi hastaneye götürdü. Ameliyatın üzerinden on buçuk ay geçti, bugün 32 yaşındaki Dicle o kazada ölen gençlerden birinin kalbini taşıyor...Kendinizi diğer insanlardan farklı hissediyor musunuz?- Başkalarını bırakın, eski benden de farklı hissediyorum kendimi! Bu hissettiklerimi hiçbir zaman hissetmedim ki. Nabzım 80 atıyordu, şimdi 100-115 arası. Hayatım inanılmaz hızlandı. Atletik bir kalp içimdeki. Benim bedenimde kendi kalbim var, sizinkinde bir başkasınınki. Bu nasıl bir duygu?- Düşündüğüm zaman biraz rahatsız oluyorum...Neden?- Çünkü hálá yabancı olarak görüyorum. Her şeyi benimseyen bir insanım. Ama kalbimi henüz benimseyemedim. Daha on buçuk ay oldu.Armağan mı? Yük mü? Ceza mı?- Çok büyük bir armağan.Tanrı'ya inancınız daha mı arttı?- Daima yüce bir şeyin varlığına inandım. Hayat bu olamaz, öyleyse çok basit ve iğrenç dedim. Kesinlikle başka bir şey olmalı. Var. Ben öyle düşünüyorum.ARTIK HEYECANLANABİLİYORUMŞu an hayatta olmanın getirdiği keyif dışında neleri sorguluyorsunuz?- Heyecan denilen duyguyu yeni yaşıyorum ben. Hoşuma giden bir erkeğe baktığımda artık heyecanlanabiliyorum. Böyle bir duygu varmış. Eski hayatımda yoktu. Nabzınız sabitlenirse heyecanlanmanız mümkün değil.
Dünya Kupası'nda neredeyse kalbim duracaktı! Tarifi mümkün deÄŸil. En önemlisi o kadar organ boÅŸa gidiyor ki. Günde kaç bin tane trafik kazası oluyor. Yüzde 1'i, bilemedin 2'si organ bağışı yapıyor. Bu konuda seslenmek istiyorum insanlara, hayatını kaybedenlerin organları benim gibi insanların hayatını kurtarabilir. Ãœzerinizdeki baÅŸkasından gelen kalbin eski sevgileri, aÅŸkları ne ifade ediyor size?- Hiç bu konuda düşünmedim. Belki evliydi, belki babaydı. Belki ailesi vardı, sevgilisi vardı... Bilmiyorum.Merak etmiyor mu insan? Filmlerde gidip buluyorlar onları?- Neydi, kimdi, hafif bir merak oluyor. Ama bilmemek daha iyi. Yük olur. Her iki taraf için de. O aile de çocuklarının kalbi kime takıldı diye merak ediyordur. Onlara teÅŸekkür etmem gerekir aslında. Fakat böyle bir ihtimal yok. Onlar da beni gördüğü zaman ÅŸok olur. Kimbilir belki de oÄŸulları 18 yaşında genç bir adamdı...KALP PÄ°LÄ° KOLEKSÄ°YONUM VARNakledilen kalbin eski hayatına karşı bir sorumluluk hissediyor musunuz?- Hayır. O kiÅŸiye deÄŸil, içimdeki kalbe karşı sorumluluÄŸum var. Bu organa iyi bakmam lazım. O kiÅŸiyle kalbi farklı ÅŸeyler. İçime bir kiÅŸi zor sığar!Bu kalp nelerden hoÅŸlanır gibi ÅŸeyler düşünüyor musunuz?- Yok. Emanet gibi hissettiÄŸiniz oluyor mu?- Artık benim kalbim diyorum. Emanetse, emanete hıyanet etmemem gerekiyor. Eski kalbinize ne oldu? Çöpe mi atıldı?- Patoloji'ye gitmiÅŸtir, incelenmiÅŸtir. Sonrasını bilmiyorum. İçinden kapağını çıkardılar. Bana verdiler. Ameliyata girmeden defiblatörü istediÄŸimi söylemiÅŸtim. Küçüklüğümden beri kalbime takılmış pilleri filan da saklıyorum. Böyle bir koleksiyonum var. Kalbimden çıkan herÅŸey bende.Eski kalbinizle hiç aşık olmuÅŸ muydunuz?- OlduÄŸumu sanıyordum! Yenisiyle de aşık olunca artık iki kalbi kıyaslarsınız!- Kıyaslayamayacak kadar farklı bir hayatım var ÅŸimdi. Ne tür farklılıklar var?- 7 kat merdiven çıkıyorum bana mısın demiyor! Hep asansör nerede diye bakınırdım, ÅŸimdi merdivenlere yöneliyorum...TofaÅŸ'ın kuÅŸ serisine BMW motoru takılması gibi bir ÅŸey mi sizin durumunuz?- Yok. Vosvos'un içine Porsche motoru takılması gibi bir ÅŸey! Cidden öyle. Yeni kalbin getirdiÄŸi avantajlar dezavantajlar?- Sırf avantaj. Dezavantaj yok. İçtiÄŸim ilaçların yan etkisini saymazsak. Her gün 32 ilaç. Ve kortizon. Kilo aldım tabii. Vermem gerekiyor, kas ve adale yapmam gerekiyor ki, bedenim sportif kalbime yetiÅŸsin.Hayata bakışınızda bu yeni durumdan sonra bir deÄŸiÅŸiklik oldu mu?- HerÅŸeyin daha derinine inmek istiyorum. Özüne. Anı yakalamaktan, yaÅŸamaktan söz ediyoruz ama sadece lafta, çünkü günü bile yaÅŸayamıyoruz. HerÅŸeyin kıymetini bilmek istiyorum. GüneÅŸi görebilmek, nefes alabilmek o kadar önemli ÅŸeyler ki. Derin derin nefes alabiliyorum ÅŸimdi ben. Ankara'da bile çimenlerin kokusu geliyor burnuma.''Neden ben'' diyor mu insan?- Dedim. Ama 79'da Almanya'da inanılmaz acılar çekiyordum, çok aÄŸlıyordum, ‘‘Niye Tanrı bu cezaları bana veriyor’’ diyordum, Suriyeli bir doktor ‘‘Mutlu olman gerekir’ dedi, hayretler içinde ‘‘Niye?’’ dedim ‘‘Çünkü Tanrı seni seviyor. Cezalandırmıyor. Seninle uÄŸraşıyor, sevdiÄŸi kullarıyla uÄŸraşır’ dedi. Küçüktüm tabii, banal bir cevap verdim: ‘‘O zaman abimle de uÄŸraÅŸsın!’’ TIBBEN DÖRT KEZ ÖLDÃœMTıbben bu kadar çok ölüm yaÅŸamak, ölümle aranızdaki iliÅŸkiyi laubalileÅŸtirdi mi?- Yok. Ölüm bir gerçek. Dört kere tıbben öldüm. Kalbim dakikalarca durdu. Gittim, geldim yani. Ama yine de bilmediÄŸim bir ÅŸey ölüm ve korkuyorum. Belki de sizlerden daha fazla korkuyorum. Bildikçe korkun artıyor çünkü. Ölüm, bilinmezlik. Gidip de oradan kartpostal atan, mesaj yollayan yok.Bu kadar gidip-gelme deneyimi arasında anlatılacak hoÅŸ ya da özel ÅŸeyler neler?- Tamamen boÅŸluk. Hiçlik yani. Hatta hafıza kaybına kadar giden ÅŸeyler var. Bazı insanlar tüneller, ışıklar filan gördüğünü söylüyor. Ben görmedim. Gördüysem de hatırlamıyorum. Beyin, bir ÅŸok uygulamış olabilir. OlaÄŸanüstü bir ÅŸey beyin. Ä°nsan bedeni ÅŸahane bir ÅŸekilde dengelenmiÅŸ. Benim o tıbbi ölümlerimde ‘‘block out’’tu herÅŸey. Hiçbir ÅŸey yok. Simsiyah da deÄŸil, hiçlik. Bu anı yaşıyorum, üç ay sonra tam bu andan devam ediyorum. Yok, o ara kopuk. Ama bazıları hatırladığını söylüyor...- Yaratıcı beyinlerin fantazileri diye düşünüyorum! Ben de ‘‘Outer Space’’ gibi filmlerden çok etkilenirsem... Ya da okuduklarımdan... Bence onlar hayal kurma yeteneÄŸi geliÅŸmiÅŸ insanlar. Ben gerçekçiyim. Kimbilir belki de yaratıcı deÄŸilim!Benim içimde ÅŸu an bir baÅŸkası var diye huylandığınız oluyor mu?- Hayır. Ama bu, ben deÄŸilim diyorum. Nasıl yani?- Bu kalp yüzünden artık ben, ben deÄŸilim! Duygularım deÄŸiÅŸti. Çünkü insanın nabzı duygularını etkiliyor. Ve hayatı algılayış biçimi deÄŸiÅŸiyor. Hızlandırılmış bir hayat yaşıyorum ÅŸimdi. Eskiden benim için herÅŸey ‘‘slow motion’’dı, ÅŸimdi rüzgar gibiyim. Bir erkekse size kalbini veren... Bu tuhaf bir durum deÄŸil mi?- Kadın bedeni daima daha güzeldir. Objektif baktığınızda bu böyle. Daha çok bakılacak nokta var. Bu düşüncelerimin tabii yeni kalbimle alakası yok! Hep böyle düşünüyordum.Sizin için kalp böbrek gibi bir ÅŸey mi? Sadece bir organ mı?- Kalple beyin en önemli organ.Åžunu demek istiyorum hani acı çekersin ‘‘Ah kalbim!’’ dersin, kalbin acır...- Palavra! Motorsuz araba çalışmaz. O da bir tür motor. Ama kalple deÄŸil beyinle hissediyorsun. Kafada yani herÅŸey. ARKADAÅžLARIM DEĞİŞTÄ°Kalp naklinden sonra huy deÄŸiÅŸiklikleri, karakter deÄŸiÅŸiklikleri oldu mu sizde?- Daha agresif oldum. Bir Türk gibi araba kullanıyorum mesela! Sağıma soluma bakmadan. 88'den beri ehliyetim var hızı hep severdim ama bu kadar deÄŸil. Sonra arkadaÅŸlarım deÄŸiÅŸti. Herhalde ben deÄŸiÅŸtim ondan. Çevrem farklı artık. Yirmi yıllık arkadaÅŸlıklarım bozuldu. Eskiden olduÄŸu kadar alttan almıyorum. On kiÅŸi kadar elendi hayatımdan.Bypass'tan sonra bile insanın kiÅŸiliÄŸi deÄŸiÅŸirmiÅŸ ya, sizin kalbiniz toptan deÄŸiÅŸti!- Bu herhalde açıklanabilecek bir ÅŸey: Nabız daha hızlı attığı için, daha hızlı yaşıyorsunuz. Daha aktif ve yoÄŸun bir hayat. Temponuzu deÄŸiÅŸtirdiÄŸinizde ne oluyor? Çevreniz de deÄŸiÅŸiyor. 30 kilometre süratle giderseniz, en dipteki aÄŸaçları bile görürsünüz, 60'a çıkınca yanlardaki aÄŸaçları, 120'yle gidince sadece önünüzdeki aÄŸacı. Tempo deÄŸiÅŸtiÄŸi için algınız deÄŸiÅŸiyor!Her zaman bu kadar pozitif bir tip miydiniz?- Her zaman hayata asılan bir tiptim. YaÅŸam arzum, gücüm ve hedeflerim hep oldu.HalledemediÄŸiniz bir mesele... Ãœzerine çıkamadığınız herhangi bir ÅŸey...- ‘‘HerÅŸey bu kadar olamaz!’’ diye hayata ve varoluÅŸa dair kafa yoruyorum. Daha anlamlı bir ÅŸeyler olmalı. Sosyal pedogogum ben. Aynı zamanda turizm iÅŸletme ve ekonomi okudum.Ve Türkiye'ye dönme niyetiniz yok...- Hayır, var.Dicle’nin bu röportaja razı olmasının nedeni organ nakline destek vermek. Almanya'da yaÅŸayan Dicle'nin yaÅŸadıklarının ayrıntılı tıbbi öyküsü Eylül ayında Bütündünya Dergisi'nde kapaktan yayınlanacak. Ä°lgilenenlerin dikkatine... 32 yıllık hayatımın 10 yılı hastanelerde geçti 7 yaşında ilk kalp ameliyatımı oldum Kendimi bildim bileli kalp pili ve defiblatörle yaÅŸadım Teknik hata yüzünden pillerin ÅŸarjı bitti, kapakçıkların menteÅŸesi kırıldı, kablo koptu Dört kez tıbben öldüm, dakikalarca kalbim durdu Tıbben ölümlerden bana kalan duygu, hiçlik Tek çare artık kalp nakli dediler Yeni kalbim bir erkeÄŸin kalbi de olabilir Hızlandırılmış bir hayat yaşıyorum 7 kat merdiven çıkabiliyorum Artık hızlı araba kullanıyorum Ama ölümden belki sizden daha fazla korkuyorumÂ
button