‘Vosvos’ aldı hayatı değişti

Güncelleme Tarihi:

‘Vosvos’ aldı hayatı değişti
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2004 21:59

Vosvos tutkusu onu yazar yapmış. Elmira Elgezdi, Vosvos Efsnesi ismini verdiği kitabını önce yüksek lisans tezi olarak hazırlamış sonra da yayınevinin yolunu tutmuş.

‘‘Hangimiz bir telaş, yaşamayı öğrenmeye çalışırken -ve büyürken- çocuk günlerimize özlem dolu, yaralı bakışlar fırlatmadık? Gençliğimizin, çocukluğumuzun izlerini sürerken onunla karşılaştık pek çoğumuz. Kimilerimiz için ise o bir akımı ve ruhu simgeledi. Ve bir yaşam biçimini... Savaşı tanıdı ilk önce, sonra barışa ve özgürlüğe umudu taşıdı. Dönemlere, yaşantılara tanıklık etti. Uzun ve renkli bir yol öyküsü bu. Kaplumbağa'nın yolculuğu... ’O bir araba değil...’’ Böyle özetlemiş Elmira Elgezdi Vosvoslar'la kurduğu duygusal bağı kitabının önsözünde. Geçtiğimiz haftalarda elime geçti ‘‘Vosvos Efsanesi.’’ İlk önce yüksek lisans bitirme tezi olarak hazırlanmış ve yoğun talep üzerine kitaba dönüştürülmüş faydalı bir eser. Otomotiv tarihinin gelmiş geçmiş en sevimli, iyi huylu ve tüm bunlara rağmen karizmatik; çiçek çocuklardan Nazilere kadar uçlara esneyebilen bir kitleye sahip olmayı becermiş; sinema dünyasında da yer edenmiş tek otomobili Vosvos'un bu başarısını irdeleyen bir kitap. Yazarı Elmira Elgezdi ise Vosvos tutkunu bir sosyal hizmetler uzmanı. Herşey onun uzun bir aradan sonra İstanbul Üniversitesi'nde Halkla İlişkiler Yüksek Lisansı yapmaya başlaması ve Vosvos sevgisinin kalbini ele geçirmesiyle başlamış.

Vosvos Efsanesi, önce sizin yüksek lisans tezinizdi sonra kitaba dönüştü. Bunun hikayesini anlatır mısınız?

İsterseniz önce nasıl tez olduğunu anlatayım. Vosvos'umu yüksek lisans yaptığım dönemde aldım. 15 yıldan fazla bir süredir Vosvos hayalim vardı ama hep vazgeçiriliyordum. Bir yaz, bir arkadaşımın teşvikiyle bir Vosvos turuna katıldım ve Vosvos alma kararı ile döndüm. Çok da gönlüme göre bir tane buldum. İlk sahibinden aldım, kadın 25 yıl kullanmış, eşine bile dokundurtmamış. Aynı benim gibi pimpirikli bir hatundan aldım. Gittik noterde satış işlemleri yapıldı ve giderken ben kullanmadım. Cesaret edemedim. Siz kullanın dedim. Kadıncağız yaşlılıktan satıyor. Ve yolda ‘‘Öyle yapma, böyle yapma, in ben kullanacağım’’ diye azarlıyor. Notere gittik, satış yapıldı, kadın anahtarı vermiyor. Noterin kapısından çıktık. Boynuma sarıldı, hüngür hüngür ağladı.

Ve böylece tezinizi Vosvoslar'la ilişkilendirmeye karar verdiniz.

Evet. Yüksek lisans tezimi yazma dönemi geldi. Herkes marka, liderlik gibi konular seçiyordu. Ben Vosvos konusunda yazmak istiyordum. Hocamı ikna ettim. Gösterge Bilim, iletişim fakültelerinde son dönemde yoğunlaşan bir ders. Oradan yakaladım. Vosvoslar'ın reklamları geçen yüzyılın reklamı seçildi. ‘‘Ben bu reklamları Gösterge Bilim çerçevesinde yüksek lisans tezi yapsam kabul eder misiniz’’ dedim kabul ettiler. Böyle başladım bu maceraya. Tezimi 2000 yılında verdim. Araya da bir Amerika macerası girdi. Geçen yıldan beri de yayınevinde. Kitaba dönüştürmede çok zorlanmadım aslında çünkü kuramsal bölümünü azalttım okuyucu keyif alsın diye.

Gösterge bilim çözümlemesi nedir?

Gösterge bilim çözümlemesi reklam metinleri veya resimleri için, aslında hayatın bütün alanında olabilir, yeniden anlamlandırmak kısacası.

Yayınevine gittiğinizde yayınevi nasıl karşıladı bunu? İkna etmeniz gerekti mi?

Gerekmedi. Epsilon'a gittim. ‘‘Biz okuyup size haber verelim’’ dediler ama Vosvos'u fikir ve görüntü olarak çok sevimli buldular. Sonra aradan bayağı bir zaman geçti. Benim kendi özel hayatımla ilgili gelişmelerde yayınevi ile iletişimim koptu. Bir altı ay ses seda çıkmadı. Tezimi almaya gittiğimde sadece bana ulaşamadıkları için ertelediklerini söylediler. Sonra halkın anlayabileceği bir dile getirmemi istediler. Üstünde çalıştım ama çok keyif aldım.

Ne kadar sürdü?

Kitaba dönüştürme süreci gece-gündüz çok yoğun bir çalışmayla bir buçuk ay sürdü. Çünkü özellikle birinci bölümde bayağı bir değişme var. Tez yazarken hoca olabildiğince bilimsel olsun diyor. Kitap olunca daha keyifli olsun dedim. Diğer bölümlerde fazla bir oynama yok.

Satışlar ne durumda? İlgi çekti mi?

Birkaç kitapçıdan tesadüfen aldığım habere göre çok satanlar arasına girmiş. Internet üzerinden satışlarda Pandora'da en çok satan 100 arasında 21'inci olmuştu baktığımda.

Kitabın girişinde ‘‘kaplumbağa otoların kimliğinde barındırdığı simgesel değerlerden’’ bahsediyor. Bunlar neler?

Kitapta tarihçesini anlatırken bahsettiğim şeyler aslında. Bir diktatörün emriyle yapılmış. Hitlerin gözleri yuvalarından fırlamış. Böyle kötü bir sabıkayla başlıyor. Sonra savaş karşıtlarının, ‘‘çiçek çocuklarının’’ sembolü haline dönüşmüş. Şimdiki kitlesinde yaptığım anketlerde o çıktı ki Vosvoscular'ın çoğu barıştan, çevrecilikten yana, yani hala çiçek çocuklarının ruhunu taşıyorlar.

Böyle bir şey nasıl büyük bir dönüşüm geçirebildi? Nazilerden çiçek çocuklara. Görünümündeki sevimliliğinden kaynaklanıyor olabilir mi?

Aslında doğanın taklidi olarak da söylenir Vosvoslar. Kaplumbağa deriz, Amerika'da böcek denir. Doğada olan bir canlının adı veriliyor. Diğer otomobillerde yok. Onlar çok mekanik. Vosvos çok da sevimli. İnsanı güvenle kucağına alan bir araç. Gerçekten içinde oturduğunuzda onu anlıyorsunuz. Ve istemiyorsunuz, başka hiçbir aracınız olsun istemiyorsunuz. Gerçekten çok güzel bir his. Ben de Vosvos'tan başka araba kullanmayı reddediyorum. Anket yaptığım Vosvoscular'ın çoğunun kiminin BMW'si kiminin Mercedes'i var. Ama tören arabaları Vosvoslar.

Şişman, banyo saatin geldi

Sizinki kaç model?

73 modeldi. Orijinal bir araç. Bir kez kahverengiye boyatmış ilk sahibi. Gerçek bir kaplumbağaya benzemiş o zaman. Hiçbir parçası değişmemişti. Kaportasını yenilettim. Katalogdan da kendi rengine dönüştürttüm.

Sizin değil mi hala? Yoksa sattınız mı?

Maalesef Amerika uğruna arabamı sattım gidiyorum diye. Benim için dramatik bir konu oldu. Kitabımın kapağında plakayı görüp de belki yeni sahibi arar diye umudum var. Benim sattığım kişi de bir başkasına satmış. Ona ulaşmayı denedim aslında.

Arabanızı kaybettiniz.

Arabamı kaybettim. O konuda biraz kırgınım aslında. O benim ilk arabamdı, özel bir yeri vardı. Onun kadar seveceğim bir Vosvos'um olsun istiyorum. Ama bir daha ona bağlandığım kadar bağlanmayacağım. Bir öykü bile yazmıştım ilk aldığımda. Ve gerçekten çok üzüldüm. O benim yaram oldu artık.

Arabanıza karşı nasıl bir tutumunuz vardı? Pimpirikli miydiniz yoksa rahat mı?

Bende toplam 3 yıl kaldı. Üstünü hep örterdim. Çok iyi bakardım. Komik hikayelerim vardır. Mesela buji kablosunu çıkarırdım. Vosvoslar'a kasko yapmazlar, eski araçtır diye. Aslında klasik araç olduğu için Vosvoslar'ın da hırsızları var.

Çalıştıramasınlar diye akşam eve giderken buji kablosunu mu çıkartıyordunuz?

Evet, onunla da yetinmeyip ya arabama bir şey yaparlarsa diye baston kilit, üstüne de örtüsü... Ben artık motoru söküp götürmeyi düşünüyordum. Öyle kıymetli oluyor sizin için. Onunla konuşuyorsunuz mesela yıkarken. Başkasına yıkatmayı sevmezdim ben. ‘‘Şişman, banyo saatin geldi’’ derdim. Ustaya bile bırakmazdım.

Adı Şişman mıydı?

Yok ‘‘Nihayet’’ idi.

Neden? Nihayet aldım anlamında mı?

Evet, öyleydi aslında. Vosvos'umu almadan koyduğum isimdi. Aldığımda ‘‘Nihayet’’ oldu.


Giyim tarzım değişti


Siz kendiniz yaşam biçimi olarak Hippilere yakın görüyor musunuz?

Yaşam biçimi olarak değil ama düşüncede. Farkında olmadan, zaman içinde ortaya çıktı. Bunu bana söylediklerinde ilk başta şaşırıyordum. Giyim tarzımı benzetirler mesela. Gözlüklerim, saçımın şekli... ‘‘Aaa, yine geldi bizim çiçek çocuk’’ derler. Kitabın kapak resmi için resim çektirmek gerektiğinde ‘‘Hippi giysileri kiralayan bir yer var’’ dediler. ‘‘Gerek yok, bende yeteri kadar var’’ dedim. Öyle farkında olmadan olmuşum.

Belki de Vosvos'la yollarınız bu şekilde kesişti.

Belki de. Dünya görüşüm de benzer. Çiçekleri takın saçınıza, dünyada barış ve sevgiyi istiyorsanız. Özgürlük istiyorsanız. Bunlar da benim hayat görüşümle birebir örtüşen şeyler.

Yeni Beetle'ı sevmiyorlar

Vosvos'un kendine özel bir sesi var değil mi? Bir de Porsche motoru takarlar ona.

Evet, motor sesi. Zaten vosvosların tasarımı Porsche. İlk Amerika'ya gönderildiğinde ‘‘ne garip araba, ne çirkin bir şey bu, motoru da olmaması gereken yerde’’ demişler. Ama bunlar onu özel yapan şeyler. Mesela benimkini şöyle bir teknik özelliği vardı. Önünde bagajın altında stepne vardır, stepneden bir hortum çıkarmışlar, silecek pompasına hava basıyor. Yani silecek suyunu stepnenin havası püskürtüyor. Sonradan minik bir motor geliştirilmiş. Ben orijinalliği bozulmasın diye onu değiştirmedim ve stepne hava kaçırıyordu. Sileceğimi yağmurlu havalarda çalıştırmayı tercih ediyordum.

Çok komik ve ekonomik.

İnsanın hoşuna gidiyor. Hava ile çalıştığı için kalorifer sorunumuz asla olmuyor. Hamam gibi arabanın içi, araba çalıştıkça ısınıyor. Klimayı açtık sonuna kadar diyoruz. Kelebek camlar açılınca gerçekten müthiş bir esinti yapar. Bunlar hakikaten üstün zeka şeyleri. Kelebek cam tek vosvoslarda değil ama... Tüm bunlar müthiş sevimli geliyor.

Detayları görmeyi ve onlardan keyif almayı seviyorsunuz. Önceliğiniz demek konfor ve teknoloji değil.

Değil tabi. Konfor ve rahatlığı herkes sever ama onun keyfi başka. Onu yaşadığınız zaman anlıyorsunuz.

Peki Beetle'lar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kabul etmiyoruz. Ne biçim, ne de teknoloji olarak bizden değil. Hoşlanmıyorum da açıkçası. Vosvos'un adını kullanarak... Benzemiyor da bana göre. Hiç denemedim. Gerçek Vosvoscular'dan da kimseden duymadım ‘‘Beetle'ları sevdim, benim de olsun istiyorum’’ diye.

Herkesin bir Vosvos öyküsü var

- Sizin kitapta da anlattığınız çok komik bir Vosvos hikayeniz var.

- Bir adam orijinal Vosvoslar toplar, satar diye duyum aldım. Bir yer tarif etmişlerdi. İki yakın arkadaşım var Savaş ve Özgür. Tutturdum onlara gidelim bakalım diye. Adrese gittik ama denilen yerde bir bostan var. Bir amca paçaları sıvamış, kafada hasır şapka, elinde tırmık bize bakıyor. ‘‘Amca’’ dedim, ‘‘Burada Vosvos toplayan birisi varmış. Haberiniz var mı?’’ Amca gayet ciddi cevap verdi. ‘‘Kızım burada yıllarca patlıcan toplıyem, domates toplıyem, vosvos neyen toplamıyem?’’

- Peki bu Vosvos sevgisini bir mania olarak tanımlamak doğru mudur?

- Aslında benim tanımım değil. Yabancı kaynaklarda da Vosvos mania olarak geçiyor. Mesela şu anlattığım amca hikayesi ona uygun geldi bana. Bu sadece bana ait bir özellik değil, farkında olmadan bütün Vosvosçuların yaptığı şey: Odamın her tarafında bir sürü Vosvos obje var. Bundan hoşlanıyoruz. Bunlar vosvos mania adı altında toplanabilir. Vosvos maceraları çok keyiflidir. Herkesin Vosvos'u ile ilgili mutlaka bir öyküsü vardır. Zaten ‘‘Vosvos Efsanesi’’ de bunlarla başlıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!