Vintage daha çok sevilsin diye defile

Güncelleme Tarihi:

Vintage daha çok sevilsin diye defile
Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2007 00:00

Önce ODTÜ’lü olmasıyla dikkat çekti. Psikoloji bitirmişti ama modellik yapmayı tercih ediyordu. Sonra kılık kıyafetleriyle fark yarattı. Herkesin giydikleriyle uzaktan yakından alakası yoktu. Eskiydi, bir dönemin moda akımını temsil ediyordu, değerliydi yani vintage’dı. Baktı ki kıyafetleri çok konuşuluyor, Teşvikiye Camii’nin arkasında bir butik açtı: Ece Sükan Vintage.

Adı vintage kelimesi ile özdeşen Ece Sükan 26 Haziran’da İstanbul’da Ajia Otel’de bir defile yapıyor. "Çok müthiş bir şov hazırladık. A la mode partileri kapsamında İstanbul Boğazı’nda Vintage rüzgarı estireceğiz" diyor.

Ece Sükan ile vintage arasında nasıl bir bağ var?

- Bu benim özel zevkim, ilgi alanımdı önceleri, şimdi ise bir şekilde işim de oldu.

Siz vintage’la ne zaman nerede tanıştınız?

- Lise dönemlerimde ikinci el giysilere olan merakım oldukça fazlaydı. Ancak Amerika’da vintage konusunda eğitim aldıktan sonra ve yine Amerika’da moda editörlüğü yaparken bu konuda daha doğru ve detaylı bilgi birikimim oldu. Ve daha bilinçli olarak vintage koleksiyonumu oluşturmaya başladım.

Çocukluğunuzda ilk hatırladığınız vintage elbise kimin?

- O zamanlar daha vintage olmamış olabilir ama sanırım annemin "Leonard" elbisesi ilk hatırlayabildiklerimden.

Vintage’dan başka bir şey giymeyeyim kararını ne zaman aldınız?

- Böyle bir karar almış değilim. Ben hem vintage, hem ikinci el hem de günümüzün tasarımlarını giymeyi hatta birbirleriyle kombinlemeyi tercih ediyorum. Her zaman böyle karıştırarak giyindim.

Bir şeyin ilk sahibi olmanın egosu başkadır. Sizde yok mu o egodan?

- Her insan gibi ben de zaman zaman bu tatmini yaşıyorum ama bende az olduğunu söyleyebilirim.

Ece Sükan vintage mal bulmakta zorlanıyor mu?

- Bildiğiniz gibi özellikle Amerika ve Avrupa’da vintage algısı çok gelişmiş ve doğru konumlandırılmış olduğu için birçok kaynaktan ben ve abim buluyoruz. Bu arada bu konuyla ilgili fuarları kaçırmamaya gayret ediyorum. Türkiye’de bu kaynağın ağzı daha yeni açıldı. O yüzden mal yağıyor.

Kimlere satıyorsunuz? Kiraya da veriyor musunuz?

- Her kesimden, her yaştan insanlar geliyor, kendilerine göre alacak bir şey buluyorlar. Ayrıca önemli sayıda yabancı müşterim var. Wallpaper’da çıktıktan sonra Brezilya’dan bile aradılar, internetten satışınız var mı, diye. Başta Nil Karaibrahimgil olmak üzere birçok sanatçı sahne kostümlerini bizden temin edebiliyor. Ancak kesinlikle giysi kiralamıyorum.
/images/100/0x0/55ea4940f018fbb8f8760f6d

Ece Sükan Vintage Show’un bir konsepti olacak mı?

- Olmaz mı? İsmi DE JA VU. Bi şekilde bu kıyafetlerin hepsinin ortak özelliği onların bizlere bir şekilde tanıdık gelmesi, daha önce yaşadığımızı zannettiğimiz anlar gibi, gördüğümüzü zannettiğimiz kıyafetler. Herkesin hayatından bir şekilde geçmiş, ya annesinde, ya bir filmde gördüğü bir kareyi hatırlatan, yaşanmışlık hissi yaratan kıyafetler ve onların podyumdaki sunumu. Diğer bir yanı da bu kıyafetlerin bir şekilde ’zamansız’ oluşu. Vintage bir kıyafet 20 yıl önce ne kadar değerliyse, günümüzde de en azından o kadar değerli, hatta daha değerli, gelecekte de öyle olacak.

Defilede kaç parça kıyafet podyuma çıkacak?

- Yaklaşık 60 parça sunacağız. Christian Dior, Ungaro, Balenciaga ve Chanel, Thierry Mugler, Paco Rabanne, Yves Saint Laurent, Halston, Vicky Tiel, Giorgio Di Sant’Angelo gibi markaların Vintage giysileri. Bazı ikinci el giysiler de olacak. 25 manken sunacak. Farklı dönemlerin, farklı yaşamların giysilerini zamansızlığı anlatan koreografi, sahne düzeni ve tabii ki aksesuvarlarla izleyici karşısına çıkaracağız. Defile için kıyafetleri seçerken tabii ki kondüsyonlarına da dikkat ettik.

Tarihi değeri olan kıyafetler var mı?

- 1959 yılına ait Yves Saint Laurent’in Dior için yaptığı Londra da bir müzede de sergilenmiş bir elbise. Paco Rabanne’in ikonik dore elbisesi. 40’larda kadınları kasıp kavuran Mainbocher’den bir elbise. Thierry Mugler’ın ikonik lale elbisesini sayabilirim..

Ünlü insanlara ait kıyafetler var mı?

- Yok. Fakat Jacklyn Kennedy’nin terzisi ve o dönemin çok önemli bir haute couture modacısı olan Oleg Cassini’nin ve Prenses Diana’ ya tasarımlar hazırlamış Emanuel’in kıyafetleri var. Aslında elimde Sarah Jessica Parker’ dan yadigar bir Yves Saint Laurent var ama o çıkmayacak defileye.. Çünkü defilenin konseptine uymuyor. Onu başka bir şova saklıyorum. Tabii satılmazsa!

Bu defilede podyuma çıkmak istemez miydiniz?

- İsterdim tabii.. Aslında arkadaşlarım arasında çıksam mı, çıkmasam mı diye konuştuk.. Belki arada derede bir yerde çıkarım ama kuliste öyle meşgul ve telaşlı olacağım ki çıkmaya halim kalmaz herhalde.. Ama en sonunda çıkıp model arkadaşlarıma sarılırım herhalde, gerçi ben bir moda tasarımcısı değilim, çıkıp modacı selamı vermek de komik geliyor ama eğlenceli bir şey yaparız diye düşünüyorum..

Ece Sükan Vintage’ın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Marka olması için nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?

- Ece Sükan Vintage marka olma yolunda zaten hızlı bir yol aldı. Bilinirliği oldukça yüksek diye düşünüyorum. Bu anlamda öncülerden biri olmamın faydası çok büyük. Ancak mağazamın markalaşması bildiğiniz gibi reklam, pazarlama ve iletişim çalışmalarında sağlanacak istikrarla markette yerini bulacaktır.

Asla ve asla giyemem, giyeni gördüğümde bakamam dediğiniz kıyafet nedir?

- Aslında bu konuda biraz geniş yürekliyim galiba.. Rugan füzo ve bazı şeylerde vatka bile sevebildiğime göre siz tahmin edin artık!! Ama galiba topuklu gibi altı dolgulu spor ayakkabılar, terlik tipi topuklular ve jean ile göbeği açık abiye bluzlardan pek hazzetmiyorum.

Vintage son iki yıldır altın çağını yaşıyor. Ama bunun diğer moda trendleri gibi gelip geçici bir rüzgar olduğu hiç mi aklınıza gelmiyor?

- Vintage asla bir moda değil ki. Türkiye’de yeni bir kavram olduğu için böyle algılanıyor. Bu bir hayat tarzıdır, bir seçimdir. Vintage giysiler, zamansız parçalardır. Dolayısıyla, her daim onları kıymetli ve özel kılan değerleri olacaktır. İleriki günlerde, son yıllarda gündeme geldiği kadar moda dünyasının gündemini meşgul etmese bile; vintage’nin doğası gereği klasikleşme ve ikonlaşma yolunda önemli bir araç olacağına inanıyorum. Bugün giydiğimiz önemli tasarımlar 20 yıl sonra isteseniz de istemeseniz de vintage olacak, kısacası moda, kıyafetler, insan ve değerler var olduğu sürece vintage suları durulmaz..
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!