Güncelleme Tarihi:
* Seni biraz tanıyabilir miyiz? Kimdir Fırat Altunmeşe?
Fırat Altunmeşe: 1990 doğumluyum. Bilgi Üniversitesi’nde sinema televizyon okuyordum. İki sene sonra okulu bıraktım.
* Neden, sıkıldın mı?
Fırat: Sıkılmak demeyelim ama iyi bir öğrenci değildim. Sınıfta kalınca babama “Beni bir daha yollama okula” dedim, “Hem paraya yazık hem de okumak istemiyorum”. Okul kavramına karşıyım zaten ben. Tabii ki güzel bir şey ama bana göre değil.
* Baban ne tepki verdi peki?
Fırat: Canım babam, “Benim fabrikam yok. Nasıl para kazanacaksın? İyi düşün, kararını ver” dedi. Benim de çocukluktan bu yana oyunculuk merakım vardı, “Okuldan çıkınca oyunculuk ve müzik yapmak istiyorum” dedim.
* Müzik mi?
Fırat: Evet, bir arkadaşım var, Ali, onunla birlikte amatör olarak hip hop yapıyoruz. Onun rap’te adı ‘Trip’. Bense ‘FA’ adını kullanıyorum.
* Peki oyunculuğa nasıl başladın?
Fırat: Okuldan ayrılınca Craft Oyunculuk Atölyesi’ne girdim. İki sene eğitim aldım orada. Üçüncü seneye de devam edecektim, “Vicdan”ın kadrosuna katıldım. Bu benim ilk ciddi işim.
ABLAM HANDE’NİN YANINA YERLEŞTİM
* Bensu, sen nasıl bulaştın bu işe?
Bensu Soral: Ben Bursalıyım. Bursa’da Anadolu lisesinde okuyordum. Üniversite sınavlarına hazırlanıyordum. Başarılı da bir öğrenciydim ama doğru mesleği bulamıyordum. Sonra güzel sanatlar okumaya karar verdim. Üniversite sınavına girdim, ertesi gün de İstanbul’a gelip ablamın yanına yerleştim. Burada bir sene çizim dersi aldım. Şimdi Marmara Güzel Sanatlar’da grafik tasarım okuyorum.
* Sen de 90 doğumlu musun?
Bensu: 91’liyim. Şimdi son sınıftayım ama staj yapmadığım için okul uzayacak gibi. Bu arada ablam oyunculuk yaptığı için hep onunla beraberim.
* Ablan Hande Soral mı?
Bensu: Ta kendisi. Üç kardeşiz, bir de ikiz erkek kardeşim var. Hepimiz arkadaş gibiyiz. Şu anki menajerim Önem Günal bana sürekli “Bensu, gel seni de alalım bu işlere” diyordu. Ama okula yeni başladığımdan emin olamıyordum. Bir de ablamdan işin ne kadar zor olduğunu görüyor, “Benlik değil” diyordum. “Sen yine de eğitim al, işine yarar” dediler. Önce İstanbul Halk Tiyatrosu’nda, ardından Cüneyt Sayın’dan ders aldım. Sonra “Yol Ayrımı” dizisinde bir sezon oynadım. Bu arada Sevinç Meşeci’den de ders aldım. Ardından “Vicdan” geldi...
* “Vicdan”da Timuçin Esen ve Ahu Türkpençe’yle oynuyorsunuz. Sizin için nasıl bir set?
Fırat: Bizim için okul gibi. Sağ olsunlar ikisi de yardımcı oluyorlar. Timuçin Abi dayımı oynadığı için onunla daha çok baş başa sahnem var benim. Beni çok rahatlatıyor. “Oğlum istediğin gibi tepki ver” diyor. Bütün ekip çok deneyimli. Feride Hoca da (yönetmen Feride Kaytan) otoriter ama sert davranmıyor. Arada makas alıyor ama o otoriteyi hissediyorsunuz. Benim ilk dizim olduğu için karşılaştırabileceğim bir iş yok...
Bensu: İkimiz de şanslıyız. Yönetmenimiz de bize o kadar katkıda bulunuyor ki, ilk bölümle üçüncü bölüm arasında bile oyunculuğumuz açısından bayağı fark var.
TÜRKİYE’NİN YENi NURİ ALÇO’SU
* Dizinin ilk bölümünde Emre, dolabına gizli kamera yerleştiriyor ve Müge’yle birlikte oluyor. Senaryoyu okuyunca bu karakteri oynamakla ilgili çekincen olmadı mı Fırat?
Fırat: Asla. Seri katil rolü verseler yine oynardım. Çünkü işin içinde olmayı çok istedim. İzleyenler de “Türkiye’nin yeni Nuri Alço’su” demişler Emre için ama ileride çocuğun vicdan muhasebesi yaptığını da göreceğiz.
* Müge saf bir kız, Emre ise fırlama bir çocuk. Emre arkadaşlarına mı uyuyor, kızı sevmiyor mu, bunları bilmiyoruz henüz...
Bensu: Müge saf ve iyi niyetli bir kız. Teyzesi Keriman’ın Emre’nin dayısı Yunus’la yaşadığı aşka imreniyor bir de. O yüzden Emre’yi Yunus’a benzetmek istiyor.
Fırat: Müge, tüm mahallenin çiçeği gibi. Emre de bunun farkında ama Emre, Müge kadar aşık değil. Biraz aklı havada.
* Emre’nin kafası nasıl bu kadar hinliğe çalışıyor?
Fırat: Arkadaşları yüzünden...