Verem artık metropol hastalığı

Güncelleme Tarihi:

Verem artık metropol hastalığı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2008 01:55

New York, Paris, Yeni Delhi, vs... Dünyadaki hemen hemen bütün metropollerin ortak bir sorunu var: Verem (tüberküloz). Türkiye’de de özellikle İstanbul’da verem, Türkiye ortalamasından 2.5 kat daha sık görülüyor. Solunum yoluyla bulaşan hastalık, zengin-fakir, eğitimli-eğitimsiz, aşık-maşuk gözetmiyor.

Veremi metropol hastalığı yapan en büyük etkenler, yoğun nüfus, kötü yaşam koşulları, altyapı sorunları. Hastalığın sosyo ekonomik düzeyle ilişkisi bulunsa da, gayet varlıklı kesimlerden, baba-çocuk birlikte verem tedavisi görenler var. Medikal Park Göztepe Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Tahaoğlu, kent nüfusundaki artışın verem sorununu büyüttüğünü söylüyor.Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, kentsel nüfusun kırsal nüfusa oranı değişiyor. Dünyada kırsal-kent oranı yüzde 50, bizde yüzde 70’lere kadar yükseliyor. Veremin metropol hastalığı olmasında en büyük etken de kent nüfusundaki artış. Diğer yandan ülkemizde, özellikle istanbul’da sosyo-ekonomik koşullar, yoksulluk, hastalığın kontrolündeki yetersizlikler (hasta takip ve tedavisindekigüçlükler) sorunu artırıyor. Tanısı konulan hastaların en az 6 ay süreyle düzenli tedavi olmalarının önündeki en büyük engellerden biri, hastanın tedavi tamamlamadan istanbul’dan ayrılması. Doç. Dr. Tahaoğlu, "Bu tedavinin sürekliliğini bozuyor. Dönemsel olarak istanbul’a çalışmaya gelen hastaların kalabalık, kötü koşullarda yaşamlarını sürdürmeleri diğer önemli bir etken. Türkiye’de verem sıklığı yüzbinde 20, istanbul’da ise yaklaşık yüz binde 50. Türkiye bu rakamla orta insidanslı (görülme sıklığı) ülkeler grubunda yer alıyor. Verem en sık Marmara Bölgesi’nde görülüyor" diyor. KALABALIK AİLELERDE KOLAY BULAŞIYORVerem yoksullukla yakından ilişkili. Kapalı, dar mekanlarda yaşamak da yayılmasında önemli faktörlerden. Tek göz odada yaşayan kalabalık ailelerde, kapalı havalandırma olanaklarının yetersiz olduğu çalışma mekanlarında hastalık kolay yayılıyor. Ancak bu, sosyo-kültürel düzeyi yüksek, varsıl kesimin hastalıktan korunabildiği anlamına gelmiyor. Doç. Dr. Tahaoğlu, "Hastalığın tanısını söylediğimde şaşırıyorlar" diyor. Bir diğer önemli risk grubu; doktor, hemşire ve yardımcı sağlık personeli. Birçok bilimsel çalışma bunu kanıtladı. Nedeni basit, verem hastalarıyla temas sırasında gerekli önlemlerin alınmaması. Resmi rakamlara göre 19 bin hasta varSağlık Bakanlığı verilerine göre, 2002’de kayıt altına alınan yeni tüberkülozlu hasta sayısı 16 bin 435 iken, bu sayı 2006’da 18 bin 544’e yükseldi. Kayıt altına alınan yeni hasta sayısında yaşanan artışa karşın, ölüm sayısında düşüş var. 2002’de 556 hasta ölürken, 2005’te bu sayı 546’ya düştü. Ancak uzmanlar gerçeğin, resmi rakamların kat kat üstünde olduğunu söylüyor. Aşık olmak verem yapmaz!Birçok edebi eserde verem aşıkların hastalığı olarak anlatılır. Doç. Dr. Tahaoğlu, "Bazı verem hastalarının duygusal ve romantik olmaları böyle bir inanışa neden olmuştur belki de. Kara sevdalıların yaşam koşularının bozulması, düzensiz beslenme, kötü ve kapalı ortamlarda yaşamak bu inanışta rol oynuyor olabilir. Ama sadece sevmekten verem olunmaz" diyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal TahaoğluTürkiye veremi nasıl yenerVeremin önüne geçmede temel yaklaşım, toplumda solunum yoluyla verem mikrobu saçan, balgamlarında verem mikrobu bulunan, yayma pozitif olarak tanımlanan hastaların eksiksiz ve tam tedavilerinin sağlanması. Tedavinin düzensiz ve eksik uygulanmasıyla gelişen dirençli verem çok tehlikeli. Hatta tam ve eksiksiz tedavi yapılamıyorsa, hastayı tedavi etmemek, hasta ve toplum açısından daha doğru bir yol. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü ve bilimsel çevreler tüberküloz tedavisinin mutlaka gözetim altında yapılması görüşünde hem fikir. Doğrudan gözetimli tedavi uygulamaları konusunda Türkiye’de son 5 yıldır önemli adımlar atılıyor. Ancak bu tedavinin kalite kontrolünü de içeren mekanizmalar ve sistematik uygulamalar olduğunu söylemek mümkün değil. İlaç teminin kesintisiz olması, en önemlisi laboratuvar uygulamaları (ki ülkemizdeki en önemli eksik bu), hasta kayıt sistemi birlikte ele alınmalı ve ilaç verilmesinin kalite kontrolünün yapılması gerekli. Çocuklukta yapılan verem aşısı neden korumuyor?Verem aşısı bizim gibi ülkelerde mutlaka uygulanması gereken bir aşı. Çocukluk döneminde verem nedeniyle çocuk ölümlerinin azalmasında son derece faydalı. Ancak bu aşı, erişkin yaş vereminin önlenmesinde etkili değil. Nitekim ülkemizde verem aşısı uygulamalarına rağmen verem hastalığının görülmesi engellenemiyor. Veremi nasıl tanırsınızÜç haftadan daha uzun devam eden öksürük, balgam çıkarma, halsizlik, terleme, hafif ateş, kilo kaybı, kan tükürme verem hastalığında en sık görülen belirtiler. Kesin tanı, verem mikrobunun saptanmasına dayanıyor. Özellikle akciğer vereminde, balgamda yapılan çok ucuz ve basit bir muayene bunun için yeterli. Olanaklar elverdiği zaman kültür yapılarak verem mikrobunun laboratuvarda üretilmesi altın standart. Radyolojik yöntemler, kanda yapılan bazı tahliller, PPD testi tanıda yardımcı yöntemler.Veremle başetmenin yolu doğrudan gözetim tedavisiVerem, hastaların sorunu olmanın ötesinde toplumun sorunu. Tedavi olmayan hastalar bulaştırıcı olarak dolaşıyor. Hastayla aynı havayı/ortamı paylaşmak yeterli. Tedaviye başlayıp yarım bırakmaksa sadece hastanın değil, toplumun sağlığını tehdit ediyor. Çünkü verem mikrobu direnç geliştiriyor. Tedavisi çok zorlaşıyor. Artanmaliyetlerse çabası. Veremin tedavisi, dolasıyla görülme sıklığının azalması için dünyanın kabul ettiği tedavi yöntemi, DGTS. Yani Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi. Doğrudan gözetimli tedavi, görevli bir kişinin, hastanın her doz ilacını yuttuğunu gözlemesi. Bu görevli, eğitim almış ve denetlenen bir kişi. Böylece hastanın tedaviye uyumu garantileniyor. Her doz ilacı içtiğinden emin olunuyor. En az 6 ay süren tedaviye hastaların uyumu zor ve kendilerini iyi hisseder hissetmez ilacı içmeyi bırakıyorlar. Tedaviyi kesince, vücuttan tümüyle temizlenmemiş olan hastalık etkeni basiller çoğalmaya başlıyor. Hastalık tekrar, bu kez daha dirençli ortaya çıkıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!