Güncelleme Tarihi:
Venedik sizde nasıl bir yere sahip?
- Venedik, coğrafî konumu bakımından eşsiz bir kenttir. Suda suretini seyreylediği için kendi hüsnüne hayran, narsistik bir kent olduğu söylenebilir. Tabii bu bir metafor aslında. Benim öznel coğrafyamda Venedik’in önemli bir yeri var. Çünkü bir gün orada öleyazdım. Ama kitapta kendi Venedik maceramı değil, Venedik’te öleyazan başka yazarları anlatıyorum.
‘Âşıkların kenti’ diye bilinen Venedik’i mutsuz aşklar ve ayrılıkların coğrafyası kılan, sular altında kalmaya yazgılı oluşu mudur yalnızca?
- Suya gömülen bir kent söz konusu, evet. Ama bu durumun ayrılıkların ve mutsuz aşkların kenti olmasıyla bir ilgisi yok kanımca. Venedik önceleri dünya edebiyatına mal olduğu için bu niteliğe sahip gibi geliyor bana. Yani onun yazınsal bir efsane oluşu bu imgeyi yaratmıştır diyebiliriz. Venedik benzeri olmayan bir kent. Italo Calvino’nun yazdığı gibi her kentte Venedik’ten bir şeyler olduğunu ama Venedik’in eşsiz olduğunu düşünüyorum. Bunda yazınsal efsanenin ve sanatçıların önemli bir rolü olduğu kesin.
Kitapta hep Hemingway gibi yaşamak istediğinizi yazıyorsunuz. Nedir sizde bu isteği doğuran?
- Hemingway’in, avcılık merakı hariç, birçok yazarın özenebileceği çok yoğun ve cesur, çalkantılı bir yaşamı oldu. Onun yaşam serüvenini yakından biliyordum. Bu kitapta yalnızca Adriana ile Venedik’te yaşadığı platonik, derin ve umutsuz aşkı anlattım. Bir de Torcello Adası’nda canını aldığı yaban ördeklerine ağıt yaktım.
YAPITLARINI DA ETKİLEDİ
Kitapta Thomas Mann, Aragon, Alfred de Musset ile George Sand, Marcel Proust ve Ernest Hemingway’in Venedik serüvenlerini, yaşamları ve yapıtlarına göndermeler yaparak anlatıyorum. Kitaba bu isimleri almamın sebebi, tümünün de Venedik’te mutsuz bir aşk yaşamış ve bundan yapıtlarının etkilenmiş olması. Thomass Mann bu aşkı ‘Venedik’te Ölüm’ün kahramanı Gustav von Aschenbach üzerinden yaşıyor, Marcel Proust ise, eşcinsel olduğu için, bir kadın sevgilisi yok ama hayatını derinden etkileyen anneciği var. Zaten onunla gidiyor uzun yıllar düşünü kurduğu Venedik’e ve kavga edip birbirlerine küsüyorlar. Baktığımızda Venedik’in bütün bu yazarların hayatında bir kırılma noktası olduğunu görüyoruz. Aragon da, kitapta ayrıntılarıyla anlattığım gibi, Nancy Cunard’la gittiği Venedik’te kıskançlık yüzünden intihar girişiminde bulunuyor.
KIZIMI MUTSUZ AŞK YAŞAMASIN DİYE UYARMAK İSTEDİM
Venedik, biliyorsunuz, âşıklar kentidir. Ya balayında gidilir ya da bir yıldönümünü kutlamak amacıyla. Ben bir roman yazmak için gitmiş, uzun süre kalmış, romanı bitiremeden dönmüştüm. Sonradan birkaç kez daha gittim ve sonunda ortaya Resimli Dünya çıktı. Venedik’e son gidişimde de sevgilim yoktu yanımda ama kızım Leyla vardı. Bu nedenle ona ithaf ettim Aşk Kırgınları’nı, günün birinde yolu yeniden Venedik’e düşerse kitaptaki mutsuz aşkları yaşamasın diye. Onu uyarmak istedim.