Oluşturulma Tarihi: Nisan 12, 2005 00:00
TOPLUMDAKİ heyecan, kabaran dalga ile devletin bakışı farklı. Henüz yakın bir tehlike olarak algılanmıyor.Bu nedenle, MGK’nın 18 Nisan’daki olağan toplantısında milliyetçilik gündemdeki konulardan biri değil.Cumhuriyet kuruluşundan itibaren kendini üç tehlikeye karşı koruma refleksinde. Komünizm, Kürtçülük, İrtica. Komünizm tehlikesi, Sovyetler’in yıkılışıyla birlikte, tehlike olmaktan çıkıyor. Geriye Kürtçülük ve irtica kalıyor. Dolayısıyla, iç ve dış tehlikelerin tartışıldığı her MGK’da, bunlar mutlaka gözden geçiriliyor.Ayrıca, gündeme göre, farklı konular var. Örneğin, bir zamanlar, özellikle ülkücü eylemler sırasında milliyetçilik MGK gündeminde sık sık yer alıyor. Ama, şimdi henüz yok.TİTRE VE KENDİNE DÖNOysa, sadece milliyetçi eylemler değil, milliyetçi örgütlenmeler de, hız kazanmış görünüyor.Eski solcular, emekli generaller, solcu ve sağcı öğretim üyeleri, ülkücüler, emekli yargıç ve savcılar, emekli büyükelçiler şimdi milliyetçi kampüste!.. Kendilerine onursal başkan, ruhani lider aramakla meşgul!..Bir zamanlar solun anlı şanlı kalemleri, şimdi milliyetçi nutuklar atmakla yarış halinde!.. AB üyeliği ile Kıbrıs’ta çözüme karşı çıkan solcular, ülkücülerle elele!..Örgütlenmelerin bir bölümü, dost meclisi muhabbeti ile sürerken, bir bölümü yasal derneklere dönüşüyor. İsimleri, amaçlarını açıklamaya yetiyor. Milli Mukavemet ya da Vatansever Kuvvetler gibi, titre ve kendine dön üslubunun şahikası!.. Halaskaran Zabıtan çağrışımları!..Bu guruplarla diyaloğa giren solcu arkadaşlarıma sorduğumda, ‘ben önce Cumhuriyetçiyim, sonra demokratım’ karşılığı alıyorum.SANKİ ORTA ÇAĞDolayısıyla, Cumhuriyetçi olmak günümüzde çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı geriye itiyor. Bunun yerini, Türkçülük alıyor.Kürtçülüğe ve irticaya karşı mücadele milliyetçilik bayrağı altında!.. Demokrasi mi?.. Şimdilik ders programında yeri yok!..Onun için, kitaplar mı yakılsın?.. Yakılsıııın!.. Her fırsatta bayraklar mı açılsın?.. Açılsıııın!.. Bilim adamları düşüncelerinden dolayı afaroz mu edilsin?.. Edilsiiiin!..Nerede düşünce ve ifade özgürlüğü?.. Sanki Orta Çağ!.. O zaman da, Trabzon ve benzeri olaylar sürpriz değil.İkiyüz aydının imzaladığı bildiri, böyle bir ortamda yerinde bir uyarı!..Rektörler: Kıbrıs’a çıkalımBENZER milliyetçi eğilimler, farklı bir içerikte, bazı rektörlere kadar uzanıyor. İbret verici bir davranış!..AB ve Kıbrıs!.. Toplumu ikiye bölen iki temel eksen. AB’yi ve Kıbrıs’ta çözümü savunanlarla, bu çözümlere yanaşmayanlar, toplumda iki kutup.Bu kutuplaşma, örneğin Rauf Denktaş’a destek vermeye kadar uzanıyor. Elbette, herkes herhangi bir düşünceyi savunma, belli kişileri destekleme özgürlüğüne sahip. Ne var ki, toplumda kutuplaşmaların böylesine tırmandığı bir dönemde, desteğin türü dikkat çekiyor.Geçenlerde bazı rektörler ‘Üniversitelerarası Kurul toplantısını Kıbrıs’ta yapmayı’ öneriyor. Hayır, öyle sıradan bir toplantı değil. Rauf Denktaş’ın ev sahipliğinde!.. Ne alaka?.. Çok açık alaka!.. Denktaş’a destek toplantısı!.. Üniversitelerarası Kurul ve Denktaş’ın ev sahipliği!..Toplumda gerilimi azaltmak, aynı zamanda rektörlerin görev alanına girmiyor mu?.. Yoksa, gerilimi körüklemek mi?.. Hocam, biraz sükunet!..Neyse ki, YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç’in müdahalesi sonucunda, sağduyu galebe çalıyor ve bu girişim sözde kalıyor. Ama, koca koca bilim adamları bile, kendilerini bu kutuplaşmaya kaptırıyorsa, vay halimize!..
button