l Varis sadece kadınların sorunu mu?
Varis iki cinsiyette de görülmesine rağmen özellikle kadınlar daha talihsiz. Kadının cilt yapısının daha ince olması varisi kadınlarda tetikliyor. Varis kısaca toplardamarların genişlemesi anlamına geliyor. Özellikle bacaklarda rastlanan bu durum, estetik açıdan kadınlara rahatsızlık verirken bazen de ilerleyerek daha büyük problemlere neden olabiliyor.
l ‘Kapiller varis’ nedir?
Günümüzde en yaygın kozmetik problemlerden birisi de kapiller varis. Bir çalışmaya göre kapiller varis, erişkin yaşlardaki kadınların yaklaşık yarısını etkiliyor. Kapiller varis, bacaklarda örümcek ağı şeklinde kırmızı, mavi veya mor renkteki genişlemiş kılcal damar yapılarıdır. Sıklıkla ayak bileği, uyluk ve baldırı tutarlar.
l Sadece kozmetik sorun mu?
En yaygın şikayet kozmetik olmakla birlikte, yanma, kaşıntı ve ağrı sık görülen belirtilerden. Kapiller varislerin tedavisinde skleroterapi denen yöntem poliklinik şartlarında kolaylıkla uygulanabiliyor. Hastalar hemen normal yaşam aktivitelerine dönebiliyor.
l Skleroterapi nasıl yapılır?
Skleroterapi enjeksiyon tedavisidir. Skleroterapi, kapiller varis tedavisinde yaklaşık 60 yıldan bu yana başarıyla kullanılıyor. Çok ince özel iğneler kullanılarak, hastalıklı varis damarı içine, damar cidarını tahrip edici bir madde veriliyor. Cidarın hasar görmesinin yanında yapılan kompresyonla birlikte varisli damarın bütünlüğü kayboluyor. İçine kan dolamadığı için görünmez hale geliyor ve varisli damarlar daha sonra vücut tarafından yok ediliyor.
l Ağrı verir mi?
Çok ince iğneler kullanıldığı için işlem fazla ağrı vermiyor. Varisli bölgenin genişliğine göre enjeksiyon sayısı ve tedavi seansı değişiyor. Enjeksiyon neticesini görmek ve kalan varisli bölgelerin tespit edilerek yeniden enjeksiyon yapılabilmesi için seanslar halinde yapılıyor. Her seans yaklaşık 15-45 dakika sürüyor.
l Tedavinin mevsimi var mı? Kesin çözüm mü?
Skleroterapi için genellikle sonbahar ve kış ayları tercih ediliyor. Tedavi sonrasında varis çorabı veya bandajların kullanılması, oluşabilecek mor kahverengi lekelerin kaybolması için belirli bir zamana ihtiyaç duyuluyor. Skleroterapi işlemi sonrasında çoğu hastada, işlem yerinde mor kahverengi lekelenmeler oluşabilir. İlk başta kozmetik açıdan eski varisli görünümden daha rahatsız edebilecek olan bu durum, hastaların yüzde 90-95’inde birkaç hafta içinde tamamıyla düzelir. Çok küçük bir hasta grubunda ise düzelmesi birkaç ayı bulabilir.
Skleroterapi sonrasında kapiller varislerin tümünün tamamen kaybolacağını düşünmek çok gerçekçi değil. Ancak seanslar sonunda, etkilenen bölge eskiye göre kozmetik açıdan çok daha uygun bir hale geliyor. Uygulanan tedavi sadece o anda problemli ya da varisleşmiş damarlar üzerinde olacağı için ileride başka kapiller damarların da varisleşerek benzer sorunların tekrar ortaya çıkabileceği bilinmeli. Ayrıca kapiller varislerin, büyük çaplı varislerle birlikte bulunduğu hastalarda öncelikle büyük çaplı olanların tedavisi gereklidir. Birkaç milimetrelik kesilerle varisler cerrahi olarak çıkarılabilir.
Astım tehlikesi BÜYÜYORÇocuklarla yetişkinleri aynı derecede etkileyen sağlık sorunlarından biri de astım. Son yıllarda bu hastalığa yakalananların sayısındaki artış, tıp dünyasında endişe yarattı. Yapılan bir araştırmaya göre, her üç çocuktan biri astım hastası. Yetişkinler arasında da astıma yakalananların sayısında çok büyük artış var.Dünya Sağlık Örgütü ve diğer sağlık kuruluşları, tüm dünyada büyük artış gösteren astım hastalığına karşı bizleri uyarıyorlar. Astım, genetik ve de çevresel nedenlerin biraraya gelmesiyle ortaya çıkıyor. Küçük çocuklar ve ergenlik çağındaki genç adayları astım tehlikesiyle karşı karşıya. Astım krizlerini tetikleyen pek çok neden var. Bunların bazıları hastalığı ortaya çıkarıyor, bazıları da belirtileri güçlendiriyor. Pek de önemli sayılmayan bir çevre sorunu, astıma neden olabiliyor. Özellikle bebeklerde astım vakalarının eskiye göre daha sık görülmesi, uzmanları endişelendiriyor.
Bu arada bazı uzmanlar, küçük çocukların, sağlığını korumak amacıyla onları sıkı koruma altına almanın yanlış olduğunu belirtiyorlar. Onlara göre eğer çocuklar küçük yaşlarda ortama uyum sağlarlarsa, ilerde astıma yakalanma tehlikesi çok daha az oluyor. Astıma yakalanmamak için bol miktarda selenyum ve demir içeren besinlere ağırlık verilmeli. Örneğin balık, et, süt ürünleri ve fıstık gibi. Hamilelik döneminde sigara içmeyi sürdüren anne adaylarının çocuklarında astım hastalığının görülmesi olasılığı çok yüksek.
Anne adayının bulantı çilesi
Dokuz ay süren hamilelik dönemi, pek çok genç kadın için tam bir kabus olur. Aşermeler, sabah bulantıları anne adayının dünyasını karartır. Gecenin bir vaktinde canı dondurma
yemek isteyen anne adayı, yakınlarını da zor durumda bırakır. Aş ermeleri en aza indirmek için sık aralarla ve değişik yiyeceklerle beslenmek bir çözüm olabilir. Ama bilindiği gibi hamile kadının tek derdi aş ermek değil. Sabah bulantıları, özellikle çalışan anne adaylarını zor durumda bırakıyor.
Bazı hamile kadınlar, yemek kokusundan etkilenir. Bazıları, çok sevdikleri yiyecekleri, hamilelik döneminde görmek bile istemezler. Mide bulantısı ve kusma, anne adayını zor durumda bırakır. Limon, tarçınlı yiyecekler, mayhoş meyveler sabah bulantılarını azaltabilir. Eğer anne adayı günde üç kezden daha sık kusma ihtiyacı hissediyorsa, zamanla kilo kaybı, kan basıncının düşmesi ve vücudun susuz kalması gibi sorunlar ortaya çıkar. Bu durumda bir doktora baş vurulmalı.
D vitamini kış mevsiminde gerekli
Vücudumuzun ihtiyacı olan D vitaminini, güneşten sağlıyoruz. Ama kış ayları gelip çatınca, vücuttaki D vitamini stokları eriyor. D vitamini olmazsa, vücut kalsiyumu gerektiği gibi özümseyemiyor. Bunun sonucu olarak da, kemiklerde ağrılar sızılar başlıyor, damaklar ve dişlerde sorunlar ortaya çıkıyor. Bu mevsimde, bol bol süt içmek ve D vitamini takviyesi almak gerekiyor. Ayrıca haftada üç kez yağlı
balık tüketilmesinde yarar var.
Spor yaparken canınız yanmasın
Spor yapanlar, özellikle joging ve koşuya meraklı olanlar zaman zaman bellerinin yan kısmında dayanılması zor bir sancı hissederler. Bu sorunun nereden kaynaklandığı bilinmiyor. Ama egzersiz sonrasında canınızın yanmasını önlemeniz zor olmayacak.
n Öncelikle egzersiz sırasında derin soluk almaya dikkat edin.
n Koşu sırasında soluk alma programını değiştirin. Örneğin sağ ayağınızı öne alırken nefesinizi veriyorsanız, bu kez tam tersini yapın.
n Sancıyı hissedince öne eğilin, karın kaslarınızın gerilmesini sağlayın ve derin nefes alın. Nefesinizi dudaklarınızı kenetleyerek ağzınızdan ağır ağır dışarı verin.
n Egzersiz süresini yavaş yavaş artırın. Vücudunuzun harekete alışmasını sağlayın.
Kolesterol testleri
Kolesterol sözcüğü hepimizi ürkütüyor. Hele olgunluk çağına gelen kadın ve erkekler için kanda kolesterol oranının artması ihtimali fena halde can sıkıyor. Hücrelerin ve sinirlerin sağlıklı olabilmeleri için kolesterole ihtiyaç vardır. Fakat kötü kolesterol miktarındaki artış sağlığınızı tehlikeye sokabilir.
Bu arada kanınızdaki kolesterol oranını öğrenmek için uzun uzadıya testler uygulatmanız gerekmiyor. Parmağınızın ucundan alınacak iki damla kan ile kolesterol ölçümü yapılabilir. Bilgisayarlı ölçüm aletleri sayesinde iki dakika içinde kanınızdaki kolesterol miktarını öğrenebilirsiniz. Miktarın normal ya da fazla olup olmadığını doktorunuz belirler.