Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2005 00:00
Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de çeşitli nedenlerden okula gidemeyen 1 milyon çocuğun 570 bininin kız olması bir rastlantı değil. Bunun dışında, anne ve babası resmi nikahlı olmadığı için nüfus kayıtları olmayan pek çok çocuk var. Milliyet Gazetesi’ nin öncülüğünü yaptığı ‘Bütün kızlar okula’ kampanyasına sevgili Meral Tamer büyük katkıda bulunuyor ve ‘Baba beni okula gönder’ kampanyasında canla başla çalışıyor. Onu yürekten desteklerken, size bu yazılarından birkaç alıntı aktarıyorum: ‘İslam ülkelerinin, sahip oldukları çok önemli doğal kaynaklara rağmen çağdaş uygarlık düzeyinin altında kalmış olmaları herhalde tesadüf değil. Biz
Atatürk döneminde kız çocuklarının ve Türk kadınının önünü açarak, diğer İslam ülkelerine göre açık ara, ciddi bir fark yarattık. Yine de kızların eğitim süreçlerinin dışında kalması, ülkemizi sadece çocukların yetiştirilmesi açısından handikaplı kılmıyor, nüfusun yarısının toplumsal katkısının az olmasından dolayı, ülkemizin kalkınmasını da frenliyor! Çağı geldiği halde okula gidemeyen kız çocuklarının 250 bini Doğu ve Güneydoğu’da. Okullaşma oranında kızlarla erkekler arasında ciddi uçurum var. Kızlar ya okul olmadığından ya da aile izin vermediğinden evde oturuyor. 2005 yılı için hedefi, dünyada 100 erkek çocuğa karşılık 96 kız çocuğunun okula gönderilmesi! UNICEF’in nihai hedefi ise 2015’te dünyanın tüm bölgelerinde okul çağı gelip de okuyamayan tek çocuğun kalmaması. Aslında okullaşmada sadece bizde değil, tüm dünyada erkek çocuklara iltimas geçiliyor.UNICEF’in raporunda en çarpıcı olanı, annelerin eğitim durumu. Çocukların okullaşmasında ‘hiç eğitim görmemiş’ annelerle ‘az eğitim görmüş’ anneler arasında bile nasıl da büyük uçurum var. Birazcık eğitim görmüş anne bile çocuğunun okula gönderilmesine büyük önem veriyor. Okullar erkek. Aileler erkek. Siyaset erkek. Şirketler erkek. Sonuç ortada.. Var mısınız kızlarımızı da daha çok hayata katmaya! ‘Beni Okula Gönder’, aslında geleceğin anneleri ve hatta onların doğuracakları erkek çocuklar için de bugünden verilmiş paha biçilmez bir armağan.’Umarım, geleceğimiz olan, bugünün küçük kızlarından okula gitmeyen kimse kalmaz. Tüm Türkiye bu eğitim seferberliğine katkıda bulunup, destekler. Ve umarım damlaya damlaya göl olur... Kullanılmış iyi durumdaki giysileri nereye verelim Sevgili Güzin hanım, annem üç ay önce vefat etti. Kendisine ait kıyafetleri ihtiyacı olan kimselere vermek istiyorum.Sizi takip eden yakınlarım bu kıyafetleri uygun kişilere ulaştıran bağlantılarınız olduğunu belirtti. Bu kişilerin telefonlarını verir misiniz? RUMUZ: NİLGÜN G.Sevgili Nilgün hanım, önce başınız sağ olsun. İkinci olarak da okurlarım bana sık sık kullanmak istemedikleri giysileri, ev eşyalarını vermek istedikleri ciddi bir yer soruyorlar. Ben de araştırıyorum. Kadıköy Belediyesi’nin Gönülden Gönüle Anadolu’ya yardım kampanyası, bu tür yardımları alıyor. Bunun için telefon ettiğinizde, gelip evinizden alabiliyorlar. Buna karşılık yardım almak isteyenler ise bulundukları muhtarlıklara başvurup, tayin edilen gruplar halinde, buradan ücretsiz eşya edinebiliyorlar. Kadıköy Belediyesi, bağış için: 0 216 357 28 36-37Ayrıca Acil İhtiyaç Projesi vakfı: 0 212 491 06 61-62Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı: 0 212 292 26 72Ne kadar çok bağış olursa o kadar çok kişinin mutlu olacağını düşünüyorum. Dul komşumuz evliliğimde tehdit Sevgili ablacığım, 20 yıllık evli, iki çocuk annesi bir kadınım. Mahallemizde, karşımızdaki apartmanda, üç çocuklu boşanmış bir genç kadın var. Eşim bir süredir o kadına acıdığını söyleyerek evindeki bazı tamir işlerini yapmaya gidiyor. Bu gidiş- gelişler pek sıklaştı. Bu işten pek hoşlanmamaya başladım. Sonunda dayanamayıp, kadına gittim. Ona kocamı eve çağırmak için artık bahane aramamasını söyledim. Bu olaydan sonra kocam eve geldiğinde, bana o zamana kadar hiç söylemediği hakaretleri yağdırdı. Ben evliliğimi korumak istiyorum. Eşimden ayrılmak istemiyorum. Ama o kadın artık aramıza girmiş durumda. Başlarda ben de ona acıyordum. Ama demek ki, yanılmışım. RUMUZ: YETERSevgili kızım, o kadına gidip bu şekilde konuşmakla hata etmişsin. Elbette, bir şeyler döndüğünü sen de hissetmişsin; kadınlık içgüdüsüyle böyle davranmışsın ama, işler tümüyle sarpa sarmış. Eşini her şeye rağmen kaybetmek istemiyorsan, büyük bir sabır göstermelisin. Belki de yanılıyorsun, aralarında ciddi bir yakınlaşma söz konusu değildir. Ama, eşin onunla konuşmanı kaldıramamış olabilir. Erkekler işlerine karışılmasından hiç hoşlanmazlar. Eşin, her gece düzenli olarak evine geldiğine göre, yine de sana, çocuklarına değer veriyor, yuvasını terketmeyi düşünmüyor,demektir. Bundan yararlanıp, ona surat yapmamalı,bu konuyu deşmeyeceğini hissettirmelisin. Eşin dürüst bir adam olabilir. Belki kadın ona yapışmıştır. Bırak zaman içinde kadının olumsuz yanlarını kendi görsün.
button