Güncelleme Tarihi:
Geçen birkaç haftanın magazin gündemini bir çanta oluşturdu. Ercan Canmutlu’nun eşine aldığı timsah derisinden Balenciaga marka çantanın değeri 24 bin YTL’ydi. Bu çanta Maliye’yi bile harekete geçirdi, işadamının tüm hesaplarının incelenmesi için direktif verildi. Gündemin kahramanları Ercan-Müge Canmutlu çifti, çanta olayını sonunda Tempo dergisine anlattı.
Müge Hanım’la nasıl tanıştınız?
Müge Hanım’la ortak arkadaşlarımızın yemeğinde tanıştık. 2000’li yıllardı.
Kaç yıllık evlisiniz?
- Beş yıllık...
Kaç çocuğunuz var? Adları nedir?
- İki çocuğumuz var: Can ve Yasemin
Ercan Bey, ne iş yapıyorsunuz? Kaç şirketiniz var ve bu şirketlerin adları nedir?
- Şirketlerin adı değil de sektörleri söyleyecek olursam; tekstil, inşaat, mücevher-kuyumculuk, bilgisayar sektöründe şirketlerim var.
Servetinizin kaynağı nedir?
- Benim servetimin kaynağı bilgisayardan geliyor. Almanya’da üniversitede okurken, Çinli bir arkadaşımla ortak bilgisayar şirketi kurduk. 1997’de şirketimi ortaklarımla birlikte, bir Amerikalı şirkete sattım, yüklü bir paraya. Servetimin kaynağı budur. Aslında Türkiye’de bir kuruş para kazanmadım. Bütün paramı yurtdışında kazandım. 25 sene çalıştım.
Geçen sene vergi sıralamasında 50’nci sıradaydınız.
- Türkiye’ye gelir gelmez Türkiye ikincisi, sonra Türkiye 18’incisi oldum. Türkiye’de iki tane gelir vardır. Biri şahsi irat dediğimiz, yani kiralardan elde edilen gelirler, diğeri de gayrimenkullerden elde ettiğimiz gelirler. Ben gayrimenkullerden elde ettiğim gelirler sıralaması ile Türkiye’de ilk sene Türkiye ikincisi, sonra Türkiye 18’incisi oldum. Daha sonra şirketlerime dağıttım bu gayrimenkullerimi. Bu sebeple de sıralamalar değişti. 50 mi oldum artık, 20 mi bilmiyorum, ama her sene vergimi veririm.
Bu sene belli mi ne kadar vergi vereceğiniz? Hani, "Ben vergi rekortmeni olmak istiyorum" gibi hedefleriniz var mı?
- Tabii her sene vergimizi veriyoruz ama sıralamaya gireceğiz diye bir iddiamız yok; çünkü şirketler artık bölündü. Şahsi gelir vergi rekortmeni olmak söz konusu değil.
KADINLARIN RUHUNU OKŞAMAK GEREKİR
- Aslında köklü, yüksek gelirli, belli bir soydan gelen insanların oluşturduğu bir grup olması gerekirken, bugün Türkiye’de kavram bayağı bir karıştırılıyor.
İstanbul sosyetesini böyle mi görüyorsunuz?
- Birbirini tanıyan 3 bin kişinin oluşturduğu bir grup olarak tanımlıyorum.
İstanbul sosyetesindensiniz, peki size göre bir kadına verilebilecek en güzel hediye ne olmalı?
- Bu görecelidir, herkese göre değişir. Bu çiçek de olabilir, pahalı parfüm, çanta, kürk de... Sonuçta o anki ruh halime bağlı. Ben eşime sık sık hediyeler alırım. Onu mutlu etmekten hoşlanıyorum. Kadınların ruhunu okşamak gerekir.
Türkiye’de gelir dağılımının çok açıldığı dönemlerde, yüksek harcamalar çok dikkat çekiyor. Bunun için ne düşünüyorsunuz?
- Bu da görecelidir. Yüksek harcamalar kime göre yüksek harcama? Yani eğer çantadan bahsetmek istiyorsanız ki, anladığım kadarıyla oraya gelmek istiyorsunuz, eğer bu çanta Türkiye’ye getirilmişse, bu çantayı satan bir mağaza varsa, ben de bu çantayı almışım. Türkiye’de buna izin veren kurumlar, böyle bir mağazanın açılmasına göz yummuşsa... Bunda anormal bir şey yoksa, ben de bunu normal bir müşteri olarak almışım. Vergisini, KDV’sini ödeyerek, kayıtlı bir şekilde almışım. Benim varmak istediğim nokta şu; 24 milyara çanta mı olur? Niye olmasın ki, var ki biz de satın almışız. Ben bunu eşime layık gördüysem, gerisi önemli değildir. İnsanlar vardır her gün gider kuru fasulye-pilav yer. İnsanlar vardır haftada bir gün gider ama adam gibi yemek yer. Belki ben eşime 10 çanta alacağıma bir tane adam gibi çanta aldım. Bunda yadırganacak hiçbir şey yok.
Yani burada bir dikkat çekme hikayesi yok...
- Hayır, fotoğrafçıları çağırıp da "Biz 24 milyara çanta alıyoruz" demedik. Bu, zannedersem, çantayı satmaya çalışan mağazanın kendi reklamını yapma amacı olabilir. Şu anda mağaza şikayetçi, reklam yapayım derken bu sefer de insanlar korkar oldu. Çünkü herkes bizim gibi değil ki... Ben kazandığım paranın vergisini veren bir insanım. Türkiye’de herkes böyle değil. Böyle olmadığı için de herkes gidip açık açık pahalı eşyalar almaya korkar oldu.
Çanta ile ilgili haberler çıkması sizi rahatsız etti mi?
- Beni rahatsız ettiği gibi ekonomiye de balta vurdu. "Böyle bir şey alırsak, biz de damgalanırız" diye insanlar tedirgin olmaya başladı. Türkiye’nin çok daha önemli sorunları var. Bunları konuşmak lazım. Bir çantayla gündeme gelmek isteyen bir insan değilim. Okul da yaptırıyorum, insanlara yardıma da koşuyorum.
Okul yaptırmak bir vicdan borcu olabilir mi?
- Bana göre öyle; çünkü Türkiye’nin en büyük problemi eğitim. Türkiye’de ciddi bir eğitim açığı var. Devlet her tarafa yetişemiyor. Ben de bir işadamı olarak bunu görev bildim. Ama bunu Allah’la kul arasında kabul ettiğim için bu zamana kadar gündeme getirmek istemedim. Maalesef bu çanta olayından sonra beni kamuoyu mecbur etti bunları söylemeye. Bir taraftan vicdanım da rahat. Bu vesileyle bunu bir çağrı olarak kabul edin işadamlarına. İmkanları varsa, Türkiye’ye eğitim açısından destek olsunlar.
Mesela köyünüze okul yaptınız?
- Sadece okul değil. Mezarlığından tutun da kanalizasyonuna kadar bir köyü elden geçirdik. Yollarından camisine kadar her şeyini yaptırdık.
Bu arada başka şeyler de yaptırdınız değil mi ilçeye?
- Evet, ilçeye bir meslek yüksek okulu yaptırıyoruz. Bir üniversite kampusu, ayrıca devlet hastanesine de bitmesi için yardım yapıyoruz.
Sabancılar ya da Koçlar; basında onlarla ilgili "Pahalı hediyeler alıyorlar" gibi bir haber yok.
- Bence alıyorlar, çünkü almamaları gibi bir şey söz konusu olamaz.
Ama belli etmiyorlar, medyaya çıkarmıyorlar...
- Dediğim gibi, mağazanın yaptığı bir taktik olması gerekir. Veya bir şanssızlık eseri çok gözde olan bir çanta aldık. Ne derseniz deyin. n Yaşar Çakmak
Çantayı birkaçkez kullandım
_ Müge Hanım çantayı kullanıyor musunuz?
- Birkaç kere kullandım, ama bu haberlerden çok rahatsızlık duydum, bir süredir kullanmıyorum.
_ Bu haberler çıktıktan sonra çantadan soğudunuz mu?
- İnsanın özel hayatına girilmesinden dolayı rahatsızlık hissettim; çünkü ben böyle bir çanta aldım diye ortaya çıkıp söyleyecek insan değilim. Güzel, lüks şeyleri kullanmayı severim ama hiç kimseye "Bunu şu kadara aldım" demem.
_ Ercan Bey size bu çantayı hediye ettiğinde duygularınız neydi?
- Eşimin bana böyle güzel bir jest yapması, herkesin hoşuna gideceği gibi benim de çok hoşuma gitti.
- Zaten iki tane çocuğum var, onlarla ilgileniyorum. Anneme çok düşkün bir insanım. Genelde zamanımı ailemle geçiriyorum. Sevdiğim, dolaştığım arkadaşlarım var, onlarla beraber oluyorum. Bir vakıfta da görev alıyorum.
_ Hangi vakıfta görev alıyorsunuz?
- Türk Kalp Vakfı İcra Kurulu’ndayım.
700 bin YTL’ye otomobil almadım
Ercan Bey kaç eviniz ve kaç arabanız var?
- Benim bir kışlık, bir yazlık evim var. Evlere çok yatırım yapmıyoruz. İki tane de arabamız var: Bir Mercedes, bir de Audi cip... Bu arada eşime çantanın yanı sıra 700 bin YTL’ye otomobil aldığım da ileri sürülmüştü. Bu doğru değil.