Vampirleri dirilten yazar bu kez uzaylıları dünyaya indiriyor

Güncelleme Tarihi:

Vampirleri dirilten yazar bu kez uzaylıları dünyaya indiriyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 31, 2013 00:00

Alacakaranlık serisinin yazarı Stephenie Meyer, yeni filmi ‘The Host’ta (Göçebe) bu kez bizi, uzaylı parazitler ve ruhlar âlemine götürüyor. Meyer ve filmin başrol oyuncusu Saoirse Ronan, Göçebe efsanesini anlattı.

Haberin Devamı

Kitap yazmak Barbie bebek giydirmeye benziyor

Gençlere yönelik hikâyeler yazıyorsunuz. Siz bir genç okur yazarı mısınız?
- Genç ve yetişkin okuyucu arasında bir yazma farklılığı olduğuna inanmıyorum. ‘The Host’ ve ‘Twilight’ serisi arasında da büyük bir okuyucu farkı yok.

Vampirler, kurt adamlar, uzaylı parazitler, ruhlar… Neden hep doğaüstü karakterler?
- Önemli olan karakterler değil özünde hikâyenin beni heyecanlandırması.

Sizi heyecanlandıran sadece fantastik şeyler mi?
- Evet. Fantastik roman yazmayı ve bu tür elementleri kullanmayı seviyorum. Ama polisiye roman okumaya bayılıyorum mesela. Belki de bir gün çok iyi bir casusluk hikâyesi yazabilirim. Yeni şeyler denemek eğlenceli olabilir.

Yazdığınız tüm kitaplar sinema filmine dönüştürüldü. Kitaplarınızı yazarken işin bu tarafını hesaplıyor musunuz?
- Aslında kitaplarım filme dönüştürüldükten sonra filmlerle ilgilenmeye başladım. Bu yüzden de yeni hikâyeler yazamadım. Şimdi ‘Göçebe’nin devamı üstünde çalışıyorum.

Haberin Devamı

‘Göçebe’nin devamında konu belli mi? Biraz ipucu istesek?
- Yazma konusunda maalesef yavaş ilerliyorum. Çünkü yalnız kalmaya ve konsantre olmaya ihtiyacım var.  Şimdilik şunu söyleyebilirim, ikinci kitabın adını ‘The Seeker’ (Avcı), diğerini de ‘The Soul’ (Ruh) olarak belirledim.

Filmde ruhlar için beyaz ve gümüş renklerini kullanıyorsunuz. Sizce gerçekten ruhların rengi var mı?
- Bu yönetmenimiz Andrew Niccol’un fikriydi. Onların daha güzel ve parlak olması gerektiğini düşündü.

Sizin için bir romanın filme dönüşme süreci nasıl gerçekleşiyor?
- Senaryoyu kendim yazsam sanırım her şeyi eklerim, nerede keseceğimi bilemem. Çünkü benim için hepsi çok önemli. Andrew filme benim de çok sevdiğim bazı eklemeler yaptı. Bazı şeyleri çıkardı ama hikâyenin kalbine dokunmadı. Romanın filmini yapmak evcilik oynamak gibi, barbie’lerinizi giydirmek gibi. Tamamen farklı bir yaratıcılık süreci.

Sizce ‘Alacakaranlık’ın başarısını yakalayabilecek misiniz?
- Alacakaranlık çok büyük bir başarıydı. ‘Göçebe’de öyle olmalı gibi bir baskı hissetmiyorum. Sadece iyi olmasına ihtiyacım vardı ve sonuçtan çok memnun kaldım.

Haberin Devamı

Şimdi de uzaylılar mı kült olacak?

Amerikalı yazar Stephenie Meyer, Alacakaranlık (Twilight) serisiyle bir nesli kurtadamlar ve vampirlerle tanıştırdı. 37 farklı dile çevrilen kitaplar dünyada 70 milyondan fazla sattı. Sinemaya uyarlanan hikâ yesi de gençler arasında kült oldu. Başlattığı vampirizm akımı edebiyattan modaya, dizilerden bilgisayar oyunlarına kadar her alanı etkisi altına aldı.

Çölde topukluyla yürürken ayaklarım yara oldu

/images/100/0x0/55ea7455f018fbb8f881051e

Filmde bedeninizde iki ayrı ruh barındırıyorsunuz. Karakteri yaratırken zorlandınız mı?
- Rol için önce senaryoyu, sonra kitabı okudum. Üzerinde çok konuşup tartıştık. Çünkü her iki karakterin de neler hissettiğini çok iyi anlamak ve yansıtmak istedim.

Haberin Devamı

Stephenie Meyer gibi sadık bir hayran kitlesi bulunan yazarla çalışmak nasıldı?
- En son ‘Alacakaranlık’ serisinin son filminin galasına gitmiştim. Her şey çılgıncaydı. Hayranlarının kendilerini ona nasıl adadıklarını biliyordum.

Çöldeki çekimler sırasında topuklu ayakkabı giymek nereden çıktı?
- Biliyorum. Biz de aynı şeyi düşündük ama bir yandan da hepimiz ayakkabılara bayıldık. Önce “Bu ayakkabılarla çölde yürümemin imkânı yok” dedim. Sonra iki hafta boyunca tıpış tıpış yürüdüm.

Zorlandığınız belli oluyor...
- Topuklarım kuma battığı için epey zorlandım. Kumlar hep ayakkabılarımın içine girdi. Yara yaptı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!