Deniz İNCEOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2008 00:00
Süha Derbent çok kedi seviyor. Ama bizim evde beslediklerimizi değil, vahşi olanları. 15 yıldır Kongo’dan Madagaskar’a, Sri Lanka’da Kanada’ya kadar 60’tan fazla ülke gezdi.
Dağ gorili, fil, kutup ayısı ve özellikle büyük kedilerden oluşan binlerce fotoğraflık bir arşivi var. Bunlar içinde seçtiği 22 fotoğrafı 30 Mayıs’a kadar Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum’da sergiliyor. Çünkü bu hafta otelde dünyanın en saygın doğa koruma derneği WWF’in yıllık kongresi yapılacak, fotoğrafların satışından elde edilecek gelir WWF Türkiye’ye bağışlanacak. Ama bu serginin ötesinde, Süha Derbent’in kendi macerası da çok ilginç.
İstanbullu Süha Derbent (45), lise yıllarında babasını kaybedince üniversiteye devam etmedi. Gümrük komisyonculuğu gibi hiç ilgi duymadığı işlerde çalışmak zorunda kaldı. 20 yaşında Tahtakale’den 30 liraya aldığı Zenith marka fotoğraf makinesiyle amatörce çiçek, böcek fotoğrafları çekti. Günlerini fotoğraf derneklerinde ve orada tanıştığı ustaların peşinde geçirdi. Her salı Amerikan Konsolosluğu’nun kütüphanesinde fotoğrafçılık kitapları okudu. Kendi kendine kurs yarattı. Bir süre sonra bir turizm şirketinin pazarlama müdürlüğünü yapmaya başladı. Gittiği seyahatlerde fotoğrafları o çekiyordu. Şirket ne kadar iyi fotoğraf çektiğini görünce sadece buna yönelmesini istedi. Sonra gazete ve dergilerde çalıştı. 1998’de hepsini bırakıp kendini tamamen vahşi doğa fotoğrafçılığına verdi.
REHBER KANDIRMASIN DİYEHAYVAN EĞİTİMİ ALDIDergi ve gazetelerde gezi haberlerini fotoğraflarken aklı hep vahşi kedilerdeydi. Ama sponsor bulması gerekti. Bu dönemde yaptığı işlerden birini, Emirates Havayolları çok beğendi ve ödül olarak Derbent’i safariye gönderdi. Bundan sonra kimse onu Afrika’dan alamadı. 1999’da Güney Afrika’da iki yıl hayvan davranışı eğitimi aldı. "Bu eğitim bana çok para kazandırdı. Çünkü rehberler, bazen hayvan arıyorum diye sizi günlerce ormanda gezdiriyor. Ücretleri de günde 250-1500 dolar arasında değişiyor. Bu eğitimden sonra araziye çıktığımızda geziyor muyuz yoksa hayvan mı arıyoruz, 15 dakika içinde anlıyorum. Kimse beni aldatamıyor!"
Derbent, bu eğitim sayesinde ayak izini takip ediyor, yaşı anlıyor, dışkıdan tanımlama yapıyor. Çıkarabildiği sesler sayesinde bir aslanın esnemesini sağlayabiliyor. Böylece
aslan, fotoğrafta kükrüyormuş gibi görünüyor.
YEDİ BÜYÜK KEDİDEN SADECE JAGUARI ÇEKMEDİ
Süha Derbent’e göre vahşi kediler doğadaki en güzel ve zeki yaratıklar. Amacı yeryüzündeki 38 kedi türünden yedi büyük kediyi fotoğraflamak. Şimdiye kadar aslan, leopar, çita, kaplan, puma, kar leoparını aralıklarla 15 yılda çekti. Geriye sadece jaguar kaldı. Onu da bu yıl sonunda Brezilya’da çekmeyi planlıyor.
DAĞ GORİLİ BİR SAATTE İNSANA BAĞLANIRDağ gorilini, Kongo’da volkanik bir dağda çektim. Uganda’da 50, Ruanda’da 150, Kongo’da 450 tane var. İnsana çok yakın bir hayvan. Herkes yanına gidip fotoğraf çekebilir ama bir saatten fazla kalmak yasak. Çünkü bundan sonra size bağlanıyor. Sağlık açısından da sakıncalı. Bize zarar vermeyen nezle gibi bir hastalık, onlar için ölümcül olabilir. Aynı durumun tam tersi de geçerli.
ÖN HAZIRLIK ÇOK ÖNEMLİSafariye çıkmadan önce 1-2 yıl hazırlık sürüyor. Hiçbir sürprizle karşılaşmamam şart. Hayvan bulma koşulları, bütçe, konaklama, hayvanla aradaki mesafe, arazide kaç saat kalınabileceği çok önemli. Sergide yer alan puma fotoğraflarını geçen ocakta ABD’de Montana’da, çektik. 1.5 yıl önce paranın yüzde 40’ını ödedik. Tüm hazırlıklara rağmen hava eksi 15’ten eksi 40’a düşünce arazide çalışma saatimiz ikiden bire düştü. Çünkü hiç hareket etmeden yatıyorum. Bu da bir saat sonra ıstıraba sebep oluyor.
KEDİLERİN AV ALANLARI 40 KİLOMETREKAREPumanın en aktif olduğu zaman ocak ayı. Yerel rehberle araziye çıkınca 40-50 metreden pumayı görüyoruz. Sonra temel davranışlarından birini sergilemesini bekliyoruz; avlanma, bölge belirleme ve çiftleşme. Bunlar kediye göre değişiyor. Mesela kaplan daha çok bölge belirlemeye odaklanır, leopar da ava. Hayvandan sonra onun avlanacağı avı da görmemiz gerek. Kedilerin alanları 40 kilometrekaredir. İdrar püskürtür ya da tırnağıyla ağaçlarda iz bırakarak bölgesini belirler. Avını gördükten sonra rüzgarı arkamıza almadan -yoksa kokumuz pumaya gider- ava yakın pumaya uzak bir yerde konuşlanıyoruz. Savaşta siper kazar gibi karı kazıp içine giriyorum. Bazen de yere yatıyorum asistanım üzerimi karla kaplıyor. Sadece kafam, lensim ve ellerim dışarıda kalıyor. Puma, avına benim bulunduğum yerden koşarsa fotoğraflayabiliyorum. Ama kimi zaman 100 metre ileriden de geçebiliyorlar. Eğer bir saat boyunca saldırmazsa üşüyüp kalkmak zorunda kalıyoruz.
ASLANLA KARŞILAŞINCA ONUN AVINA UYGULADIĞI TAKTİĞİ BEN DE ONA UYGULADIM
Bir ormanda kene,
akrep ya da yılan gibi küçük hayvanlardan daha çok korkulması gerekir. Büyüklerle aniden karşılaşırsanız, ne yapmanız gerektiğini bilmelisiniz. Bir keresinde asistanımla ayak izi takip ediyorduk, karşımıza set çıktı. Ayak izi oraya devam ediyordu. Biz de devam ettik ama kafamızı yukarı uzattığımızda aslan ve yavrusuyla karşılaştık. Bu noktada vahşi kedilerin, avlarına uyguladığı taktiği uygulamak gerekiyor. Aslanlar avlanacakları zaman göz diktikleri sürünün içinden yaşlı, hasta ya da yavruyu seçer. Gözlerini ondan hiç ayırmaz. Avın ona bakmadığı her saniye ilerler. Baktığı zaman aslanın ayağı havada bile olsa kıpırdamaz. Bu durum bazen bir saat sürebilir. Çünkü avına 30 metre yaklaşmadan saldırmaz. Biz de öyle yaptık. Kedilerin ilgisi sesle dağılır. Bir dal düştüğünde aslan kafasını çevirdi ve biz hemen geri gitmeye başladık. Yarım saat sonra 30 metreden fazla bir mesafeye gelince arkamızı dönüp yürüyerek uzaklaştık.
CİPLERİ KENDİLERİNDEN BÜYÜK HAYVAN SANIP SALDIRMIYORLARBüyük kediler, avlarını ense ya da gırtlaktan yakalar. Ciple rahat dolaşabilirsiniz. Çünkü kediler, cipleri kendinden büyük hayvan sanıyor, ısıracak bir yerini de bulamıyorlar. Ama bazen ciple giderken bir aslan ardından tüm ailesiyle birlikte, yani 40 aslanla kovalamaya başlıyor. Aslında sadece dönen tekerleği takip ediyorlar. Aracı hemen durdurmak lazım. Çünkü hızlı kullansanız da çok rahat yetişiyorlar. Tekerlek durunca karşısına yatıp seyrediyorlar. Sonra da ilgileri hemen başka yöne dağılıyor.