Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2002 00:00
DÖRT aylık bebek karnında büyüyor. Genç kadın ise, üç haftadır yoğun bakımda!..Taşlanarak öldürülmek istenen, yani recm edilen kadın. Hastanede ziyaret etmek istiyorum. Mümkün değil, yoğun bakımda izin vermiyor doktorlar.Ne tanırım, ne bilirim!.. Mardin'in bir köyünden bir genç hanım. Hayır, artık tanıyorum, recm edilme haberlerinden tanıyorum. Hepiniz tanıyorsunuz onu!İmam nikáhı geç kalıyor. Çünkü, genç kadın dört aylık hamile. Bunu öğrenen ailesi namus temizliği için, hem kızlarını, hem de imam nikáhlı sevgilisini taşlayarak öldürmeye çalışıyor. Tüm köy taşlamada birleşiyor. Töre öyleymiş!.. Vahşetin töresi!..Erkek ölüyor, kadın günlerdir yoğun bakımda direniyor, bebeği karnında büyüyor!..Recm yoksa, berden var!.. Berden, aşiretler arası kız değiş tokuşu, taraflardan biri anlaşamayınca, kızların hepsi geri veriliyor!.. Töre öyleymiş!.. Sersemliğin töresi!KAMER: BİR İSYANNebahat Akkoç öğretmen, şimdi emekli. Güneydoğu'da yıllarca okul okul dolaşıyor. Oniki kez gözaltına alınıyor. Kimisinde işkence!.. Eşi öğretmen, faili meçhul bir cinayete kurban gidiyor.Güneydoğu'da kaderi en iyi bilenlerden. Kadının kaderini adım adım izliyor, biliyor Güneydoğu'da. Oysa bu recmi, bu berdeni, genel olarak bu kaderi değiştirmek gerek. Kadını insan yapmak gerek.İşte Kamer böyle doğuyor. Kadın Merkezi anlamında. Hem kadının kaderini, hem kendi kaderini değiştirmeye inat ediyor.Geçtiği işkenceler, çıktığı duruşmalar hukuku çoktan geride bırakıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde açtığı davaları kazanıyor. Devletin tazminatı üç ay içinde ödemesi gerek. Devlet tazminatı üçüncü ayın son gününde saat beşe beş kala ödüyor!..Nebahat Akkoç yine Kamer'e dönüyor. Çevresinde, köylerde kavgadan, ölümden kurtulan kadınları yaşama döndürmek, çalışarak para kazanmalarını sağlamak için onların insanca varlıklarını onlara hissettirerek örgütleniyor.Her şey beş yıl önce küçük bir lokanta açarak başlıyor. Diyarbakır'daki bu lokantayı daha sonra Batman ve Kızıltepe'deki lokantalar, Diyarbakır'daki semt pazarı ve iki çocuk yuvası izliyor. Hepsinin açılışını da bizzat Bölge Valisi Gökhan Aydıner yapıyor.Elbirliği ile kadına birey olduğunu, insan olduğunu öğreten açılışlar. Hem Bölge Valisi, hem Akkoç geçmişi unutuyor. Biri devletin temsilcisi, diğeri devletle davalı!.. Kadının kaderini değiştirmekte buluşuyorlar.Lokanta deyip geçmeyin, kadınlar işletiyor!.. Semt pazarı deyip geçmeyin, kadınlar seyyar satıcılık yapıyor!.. Çocuk yuvası deyip geçmeyin, çocuklar kadınlara emanet!..Kırk, elli, yüz... Kamer'in kaderini değiştirdiği Güneydoğulu kadın sayısı hızla artıyor. Beş ayrı program var:Şiddet yaşamış kadınlara tedavi: Haftada on kadın başvuruyor.Kadınlara bilinç yükseltme kursları: Gönüllü öğretmenlerle Diyarbakır, Gaziantep, Bingöl'de yoğunlaşmak.Bölgesel yayılma: Güneydoğu'da her yerde kadınlara insan haklarını öğretme ve yayma.Çocuklara hayat programı: Cins ayrımı fark ettirmeden, çocukları geleceğe hazırlamak, çocuk haklırını öğretmek.Son kurs, kadınlar geleceğe bakıyor: Bir türlü sorundan sonra, kendini bulan, özgür hisseden kadın, artık tek başına ayakta durabiliyor. Artık o da bir eğitmen!..BELGESEL ÇEKİLDİŞimdi Kamer'de yeni bir program üzerinde çalışılıyor:Bir taksi durağı kurulacak Diyarbakır'da, şoförleri kadın!..Maya hep tutuyor. Kendini bulma sürecinde, hepsi hırslanıyor. Beş yılda müthiş bir başarı. Bir Hollanda TV'si olayı yakalıyor. Benzer ülkelerdeki en başarılı örnek olarak, Kamer olayını belgesel filme dökmek üzere harekete geçiyor.Recm, berden ya da kavgalı aşiretler barışınca, mağdur olan taraf öteki aşiretten kız alıyor, kadın orada mal ya!..İnat ve direniş. Hastanede recmden dolayı yoğun bakımdaki genç kadın belki şimdi bunun için direniyor. Eller ona direniş için uzanıyor.Ne yazısı?.. Yazıya mı sığar?
Film gibi!..
button