Uzanın bilgisayarın önüne, rahatlayın, evet şimdi anlatın

Güncelleme Tarihi:

Uzanın bilgisayarın önüne, rahatlayın, evet şimdi anlatın
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2008 00:00

Bir terapiste ihtiyacınız var ama yüz yüze görüşme imkanınız yok ya da çeşitli nedenlerle bunu tercih etmiyorsunuz. Eğer bilgisayar ve internet bağlantınız varsa, artık terapistiniz tuş mesafesinde. İster MSN’de yazışın, ister Skype’ta kameranızı açın, sesinizi duyurun. Yeter ki rahat olun! Yeni yeni yaygınlaşmaya başlayan on-line terapi için internetten randevu alıyor ve yine internet üzerinden terapistinizle gizlilik ve güvenlik sözleşmesini imzalıyorsunuz. Tabii bunun için 18 yaşından büyük olmanız gerek.

Terapide en etkin yol yüz yüze görüşme. Danışan kişiyle terapistin yüz yüze olması, hem danışanın güven duyarak tedavinin daha etkili ve hızlı sonuç vermesini, hem de tavır, bakış, tepki ve davranışlarının terapist tarafından gözlemlenmesini sağlıyor.

Ancak çeşitli nedenlerle yüz yüze görüşme istemeyen, buna imkanı olmayan ya da tercih etmeyenler için bir yol daha var: On-line yani internet üzerinden terapi. Treysi Kazmirci, internette on-line terapi yapan bir uzman psikolog. "Hiç yardım almamaktansa, en azından bir şekilde yardım almak her zaman için daha iyidir" diyor. Ama her sorunda kullanılması mümkün olmayan bir tedavi bu. İlaç tedavisi veya hastaneye yatmayı gerektiren durumlarda on-line terapi söz konusu değil.

KİMSE SİZİ GÖRMÜYOR SEANS SAATLERİ ESNEK

Buna karşılık bazı pratik avantajları da var. On-line terapi, zaman-mekan sorununu ortadan kaldırıyor. Evden, hatta ofisten bile terapi almak mümkün. İşitme, konuşma engeli olanlar da bu yolla yazışarak terapiden yararlanabilir. Bu yöntem, yurtdışında yaşayan ve orada Türkçe konuşan terapist bulmakta zorlananlar için de ideal. Evden çıkmaya engel bir fiziksel ya da ruhsal sorunu olanlar da on-line terapiye devam edebilir.

Bu teknolojik yöntem, sorunlarını yüz yüze konuşmaktan çekinenler için de bir alternatif. Terapistin muayenehanesine girerken yaşanan görülme ve yargılanma korkusu yok. Seans saatleri çok daha esnek. İş saatleri dışında açık bir muayenehane bulamayanlar yine bu yöntemle terapistlere akşam saatlerinde ve hafta sonlarında ulaşabilir. E-posta ile danışanlar, derdini anlatırken hiçbir süre kısıtlaması olmadan yazmaya istediği kadar zaman ayırabilir. Trafiğe takılma, geç kalma derdi yok. Tatil, hatta yolculukta bile yapılabilir. Üstelik, ücretleri yüz yüze terapiye kıyasla daha uygun.

HANGİ SORUNLARDA KULLANILABİLİR?

İlişki, cinsellik, cinsel yönelimle ilgili sorunlar, anksiyete bozukluklukları, yeme-içme bozuklukları, obezite ve kilo sorunlarında on-line terapi mümkün. Çok ağır olmayan depresyonlarda, bir psikiyatra gidip ilaç tedavisi gören ve bunun yanı sıra terapi de almak isteyenler için iyi bir yöntem. İşle ilgili sorunlar, aşırı stresli durumlarda, kısacası yüz yüze terapiye başvurulabilecek ancak kriz halinde olunmayan her durumda on-line terapi kullanılabilir. Sadece destekleyici terapi almak, kişisel gelişim ya da günlük sorunlarını konuşmak amacıyla da başvuranlar oluyor. Örneğin bir yakının kaybeden, ailevi sorunlar yaşayan, işini kaybeden, insanlarla ilişkilerinde genel bir kalıp olduğunu farkedip bunu değiştirmek isteyenler de bu yöntemi uygun görüyor.

UZMAN PSİKOLOG TREYSİ KAZMİRCİ

Yüz yüze terapinin yerini alamaz

On-line terapi için internet sitesi üzerinden randevu almak gerekiyor. 1980’lerden beri başta ABD olmak üzere dünyada uygulanıyor. Birçok açıdan geleneksel terapiye benziyor. Ancak, yüz yüze terapinin yerini alacak bir model değil. Kullanım alanı yaygın olmakla birlikte, intihar gibi, kişinin kendine veya başkasına zarar vermeye dair düşünceleri olduğu kriz durumlarında en yakın emniyet birimi, sağlık kuruluşu, 155 veya 112 acil yardım hattını aramak daha doğru. Kriz durumu geçtikten sonra on-line terapiye başvurulabilir. Tanı konulması veya ilaç tedavisi gerektiren durumlarda ise bir psikiyatra danışılması gerek.

E-TERAPİ HAKKINDA ARAŞTIRMALAR SÜRÜYOR

İnternet üzerinden yapılan terapi, internetin yaygınlaştığı yıllara kadar gidiyor. Bu konudaki tartışmalar da 2000 yılında başladı. O dönemde, internette terapistle hastanın karşılıklı chat yaptığı terapi yöntemi, sağlık sektöründe çalışanlar, özellikle de psikiyatr ve psikologlar tarafından sorgulanmaya başlandı. ABD’deki İnternet Sağlık Koalisyonu, bu konuda ilk etik kuralları oluşturdu. Kuralların en önemlisi, hastaların mahremiyetinin korunması, yanlış yönlendirilmemesiydi. Ama terapistlerin haksız kazanç elde etmemesi de amaçlardan biriydi. Çünkü alt.society.mental-healt adında bir mail grubuna bir hasta, intihar etmek üzere olduğunu yazmış, gruptakilerden bunun için ne kadar uyku ilacı alması gerektiğini sormuştu. Bir süre sonra gruba, bir tür reklam mail’i geldi. İki doktorun imzasını taşıyan mail, "zamandan kazanmak, strese girmemek istiyorsanız, bizimle e-terapi yapabilirsiniz" diyordu. Bu durum, Amerikalı psikologları kızdırmıştı. Birçok psikolog chat terapinin, yüz yüze terapinin, hatta telefon terapisinin yerini tutamayacağını belirtti. (O sırada henüz internet üzerinden telefonla konuşulamıyordu.) Bugün, e-terapi konusunda hem etik kurallar hem de uygulamada önemli yol katedildi. Ancak bu terapinin yararlarıyla ilgili çok az araştırma var. Şu anda Londra Metropolitan Üniversitesi’nde Leon Fletcher-Tomenius’un online tedavi gören hastalardan topladığı verilerle yaptığı araştırma sürüyor.

İLACIN ETKİSİNİ ARTIRIYOR

İlaç tedavisi gerektiren her durumda aslında terapinin de gerektiğini unutmamak gerek. Hasta bir psikiyatrla zaten görüşüyor ve zaten ilaç kullanıyorsa ek olarak online terapi de uygulanabiliyor. Araştırmalar terapiyle yürütülen ilaç tedavilerinin yalnız ilaçla yapılan tedavilerden daha etkin ve sonuçlarının daha kalıcı olduğunu gösteriyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!